Tarih:
16.11.2012
Heykele hücum...
Melih Aşık yazdı, ''Recep Usta'nın gerçek gündemi 10 yılın sonunda yavaş yavaş su yüzüne çıkıyor...''
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın “Öcalan’ın heykelini dikeceğiz” sözleri üzerine Başbakan Erdoğan, CHP’yi de hedefe katarak diyor ki:“...Dünyanın her yerinde diktatörlerin heykelleri yıkılırken bunların aklı sadece heykel dikmeye yetiyor. Bunu defalarca söyledim. BDP, Doğu’nun Güneydoğu’nun CHP’si olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Heykel olayına da girdiler fark tamamen ortadan kalktı. Bu millet, yeni bir CHP zihniyetine, faşizm dalgasına izin vermez. Saddam’ın, Stalin’in,
Lenin’in, Tito’nun, Esed’in heykelleri tek tek yıkılıyor. Hiç merak etmeyin, bunların heykelleri bu topraklarda kendilerine kaide bile bulamaz...”
Başbakan ne demek istiyor? Gayet açık..
Öcalan heykeli fikrini eleştirirken bilvesile... Atatürk heykellerini CHP zihniyetinin ve faşizm dalgasının eseri olarak niteliyor... Diktatör heykellerinin yıkıldığını çıtlatarak... Sıranın Atatürk’e geldiğini anımsatıyor. Atatürk heykellerini hedef gösteriyor...
Recep Usta’nın gerçek gündemi 10 yılın sonunda yavaş yavaş su yüzüne çıkıyor... Acaba Usta bu konuya da dinsel mi bakıyor? Öyle görünüyor.
Evet, İslam dünyasında, putperestliğe karşı verilen mücadelenin uzantısı olarak tasvir yasağı gelişmiştir. Resim ve heykele tarih boyunca günah objeleri olarak bakılmıştır. Acaba bu bakış gerçekle ne kadar ilişkilidir?
Beşir Ayvazoğlu, “İslam Estetiği” adlı kitabında bu konuyu ele alırken:
- Tasviri yani resim ve heykeli yasaklayan Kuran’ı Kerim değil hadislerdir, diyor...
Kimi padişahlar da öyle düşünmüş... Örneğin Abdülaziz kendi heykelini yaptırmıştır...
Silivri’den sesler
Silivri’den sesler
OdaTV sanıklarından gazeteci Müyesser Yıldız bu defa Silivri’ye ziyaretçi olarak gitmiş... İzlenimlerini yazıyor...
Tuncay Özkan Silivri’de 4 yılı bitirdi, 5’inci yıla girdi... Artık gün saymayı bırakmış. 19 davanın Ergenekon ‘çuvalı’na atılmasıyla iddianameler 17 bin sayfaya ulaştı. Ek dokümanlar 500 milyon sayfayı buldu. Bu dava günün birinde Yargıtay’a giderse nasıl çıkacaklar içinden... Hoş mevcut mahkeme de pek çıkacak gibi değil ya... Beş yıldır hâlâ tek hüküm yok... Tuncay Özkan o arada bir vecizeyi hatırlatmış Yıldız’a:
“Büyük iktidar yoktur, onu büyük gören muhalefet vardır!..”
Geçiyoruz Aydınlık gazetesi yazarı Hikmet Çiçek’e.. O da Silivri’de 4 yılını tamamladı. 12 Mart döneminde tam 14 yıl hapis yattı. Ömrünün neredeyse yarısı hapislerde geçti. Bu dönemin darbe dönemlerine taş çıkarttığını söylüyor.
Ergenekon’un Gizli Tanıkları adlı bir kitap yazıyormuş. Gizli tanıklardan söz ederken:
- Hepsi bir Osman Yıldırım, diyor, sabıkalı, koyun hırsızı, kullanılmaya müsait insanlar.
Silivri’de tutuklu baba Doğu Perinçek ile oğul Mehmet Perinçek’in görüşmesi de dikkate değer. Farklı koğuşlarda yatan baba - oğul sadece ziyaret günlerinde görüşebiliyormuş. Nasıl mı? Baba mahkum tarafında, oğul ziyaretçi tarafında durup, camın ardından telefonla...
Mustafa Balbay da Silivri’de 4 yılını tamamladı, 5’inciye geçti.
Mustafa’nın 7 aylıkken bıraktığı şimdi 5 yaşına giren oğlu Deniz, onun havaalanında çalıştığını sanıyordu. Artık Silivri’nin bir havaalanı olmadığını, babasının orada çalışmadığını biliyormuş, ama sormaya devam ediyormuş: “Baba, sen nerdesin?”
Soner Yalçın bugün tekrar duruşmada... Vicdanlar kıpırdar da Soner tahliye edilir mi? Ummaktan başka bir şey yapamıyoruz...
Müteahhit Ali Ağaoğlu, “Kabul ediyorum, Maslak 1453 projesinde usul hatası yaptık” demiş. En büyük “usulsüzlüğü” bile usulünce yapmak gerektiğini sanırız şimdi öğrenmiştir!
Fahrettin Fidan
20 milyon
Fahrettin Fidan
20 milyon
ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne genç bir kadın vize talebiyle başvurur. Vize bürosu herkes gibi ondan da çeşitli belgeler yanında hesap cüzdanı fotokopisi ister. Birkaç gün sonra fotokopiler gelir. Vize görevlilerinin ağzı hayretten açık kalır. Çünkü cüzdanda görünen para 20 milyon dolar civarındadır. Amerikalı görevliler küçük bir araştırma yapınca kadının bir sendikada sıradan bir muhasebeci olarak çalıştığını öğrenirler. Elçilik ek bir bilgiye daha ulaşır. Kızın babası Ankara’da ünlü bir sendikacıdır.
Bu olayı Yıldırım Koç Aydınlık’taki köşesinde yazdı. Aradan haftalar geçti... Kendisini arayan bir yetkili olmadı. Ancak tabii bu sendikacının kim olduğu hayli merak mevzuu oldu... Ortaya bugünlerde bir isim atılıyor... Önce www.kemalistler.net adlı site, ardından Aydınlık’ta Mehmet Akkaya yazdı... Adres olarak Türk - İş’in zirveleri işaret ediliyor. Açık açık isim veriliyor. O?zatın artık bir açıklaması bekleniyor.
AKP yeni anayasada laiklik ile Atatürk ilke ve inkılaplarının milletvekili yemininden çıkarılmasını önermiş.
Göz göre göre yalan yemin etmekten kurtulmaya çalışmalarını takdirle karşılamak lazım...
Haldun Ertem
Program
Göz göre göre yalan yemin etmekten kurtulmaya çalışmalarını takdirle karşılamak lazım...
Haldun Ertem
Program
AKP milletvekili yemininden “Demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma” ve “Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma” sözlerinin çıkarılmasını istiyor...
Bu birkaç satırlık ifade AKP’nin gelecekteki programı konusunda fikir vermiyor mu? Nelere bağlı kalmayacaklarını ve neye sadakatten ayrılacaklarına tersini söyleyerek pek güzel ifşa etmişler... Dedik ya... AKP artık gerçek gündemini gizlemeye pek gerek görmüyor...
Bakan Ömer Dinçer’in oğlu sınava girmeden THY’de müdür olmuş. Normaldir!
Onların KPSS’yi geçmesine gerek yok! Mahdumların elinde kapı gibi AKPSS belgesi var...
Akif Kökçe
Bakan Ömer Dinçer’in oğlu sınava girmeden THY’de müdür olmuş. Normaldir!
Onların KPSS’yi geçmesine gerek yok! Mahdumların elinde kapı gibi AKPSS belgesi var...
Akif Kökçe
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları