loading
close
SON DAKİKALAR

Hitler’in unuttuğu

Melih Aşık
Tarih: 11.05.2014

Melih Aşık; Antrenör durmadan oyuncu değiştirir, eskiler gider yeniler gelir, o gider bu gelir, takımın futbolu değişmez.

Antrenör durmadan oyuncu değiştirir, eskiler gider yeniler gelir, o gider bu gelir, takımın futbolu değişmez. Bazı siyasi partiler de öyledir. Kadrolar değişir, Ahmet gider Mehmet gelir, Hasan gider Hüseyin gelir, partinin performansı değişmez. Neden böyle olur?
Amerikali ünlü ruhbilimci Frederic Skinner’in “Yaşlılığın Tadını Çıkarın” adlı kitabında yer alan yaşanmış olayı aktararak zihinleri açmaya çalışalım...

* * *

Hitler, İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru generallerin ve parti kurmaylarının sık sık yanlış kararlar vermeye... Bunun sonucunda Alman ordusunun bütün cephelerde hezimetler yaşamaya başladığını görünce o ana kadar Almanya’da kalmış birkaç sosyal bilimciyi huzuruna çağırır. Generallerinin ve parti kurmaylarının neden giderek daha sıklıkla yanlış kararlar vermeye başladıklarını araştırmaları emrini verir. Bir süre sonra rapor gelir. Özetle denen şudur; sözünü ettiğiniz insanlarda zihinsel yorgunluk başlamıştır. O yorgunluk da hatalı kararları beraberinde getirmektedir. Söz konusu kişilerde belirlediğimiz zihinsel yorgunluk belirtileri şunlardır; gittikçe artan saygısız davranışlar ve küfürbazlık... Kendi hatalarından başkalarını sorumlu tutmak ve aldıkları kararları bir türlü uygulamaya koyamayıp sürekli ertelemek.
Hitler hemen harekete geçer. Gösterdikleri “zihinsel yorgunluk” emarelerinin derecesine göre generallerinin ve kurmaylarının bir bölümünü görevden alırken bir bölümünü de geçici olarak tatile gönderir. Ama burada büyük bir hata yapar; kendisini listenin dışında tutmuştur. Onu da etkisi altına alan zihinsel yorgunluk nedeniyle yanlış kararlar vermeye devam eder, böylece kendi sonunu da hazırlar. Lider aynaya bakmasını da bilmelidir.



Şansınız mı yok?
Başarıda şansın katkısı nedir? Şans mı başarıyı getirir yoksa başarı mı şansı davet eder?
Neden bazı insanlar inanılmaz derecede şanslı iken, diğerleri hep şanssızlıktan yakınır?
Psikolog Tuba Emlek, bu konuda bize Prof. Richard Wiseman’ın deneylerini aktarıyor.
Prof. Wiseman hem şanslı hem de şanssız insanlara bir gazete veriyor, bunu inceleyip içinde ne kadar fotoğraf olduğunu söylemelerini istiyor. Gazetenin ortalarında bir yere şu ilanı kocaman yerleştiriyor.
“Deney görevlisine bunu gördüğünüzü söyleyin, 250 dolar kazanın”...
Şanssız insanlar bunu fark edemezlerken, şanslı insanlar hemen fark ediyor.
Çünkü, diyor Profesör:
Şanssız insanlar genel olarak şanslı insanlardan daha gergindirler.
Bu endişeli ruh hali beklenmeyeni fark etme yeteneklerine zarar verir.
Sonuç olarak fırsatları kaçırırlar çünkü bir şeye aşırı odaklanmışlardır.
Partilere, mükemmel eşlerini bulma düşüncesiyle giderler.
Bu yüzden de iyi arkadaşlar edinme fırsatlarını kaçırırlar.
Belli iş ilanlarını bulmaya kararlı biçimde gazeteleri incelerken diğer iş olanaklarını kaçırırlar.
Şanslı insanlar daha rahat ve açıktırlar.
Dolayısıyla yalnızca aradıklarını değil orada ne oldugunu da görürler. Ve...
- Olumlu beklentiler sayesinde doğru çıkan tahminlerde bulunurlar.
- Şanssızlığı şansa dönüştüren esnek bir yaklaşım benimserler.
Prof. Wiseman’ın şanslı olmak için önerdiği 4 temel ipucu şunlar:
- İçsel sezgilerinizi dinleyin, normalde doğru çıkarlar.
- Alışkanlıklarınızı bozmaya, yeni deneyimlere açık olun.
- Her gün bir kaç dakikanızı iyi giden şeyleri hatırlayarak geçirin
- Önemli bir toplantı ya da telefon görüşmesi öncesinde kendinizi şanslı olarak hayal edin.



SABAH
Bugün pazar... Sabahtan itibaren deniz gören - görmeyen lokantalarda- kafelerde gençler - yaşlılar kahvaltı keyfi yaşayacak... Sabah mutluluğu şen sohbetlerle süslenecek. Bu tablonun çağrıştırdığı düşünceleri Zeynep Oruncak öğretmen şöyle ifade etmiş:
“Yurdun bir bölümü pazar kahvaltılarını aileleri, sevdikleriyle, barış ve huzur içinde yapabilsinler diye, yurdun öteki bölümünde askerler, hakimler, savcılar, öğretmenler, doktorlar, hemşireler, korucular, sivil vatandaşlar mahrumiyet içinde görev yapıyor...”
Maksat elbet kahvaltı keyfini kaçırmak değil.. Ama barış ve mutluluk içinde kahvaltı etmenin bedelini gençlere hatırlatmak.
İyi kahvaltılar...



Boko Haram
adlı İslamcı
terör örgütü
kız öğrencileri “Okutulmasın, evlendirilsinler” diyen kaçırıyor.
Bizimkiler bu sorunu 4+4+4
ile ustalıkla çözmüştü...
Akif Kökçe



TIRAŞ
Başbakan Erdoğan, Zeytinburnu’nda yükselen ve şehrin silüetini bozan ‘OnaltıDokuz’ isimli kulelere tepkisini dile getirmiş, “Sahibiyle konuştum. Tıraşlayın dedim. Ama hiçbir şey yapmadılar. O yüzden çok kırıldım, 5 yıldır konuşmuyorum” demişti.
Şimdi Bakırköy sahiline 67 metre yüksekliğinde (22 kat) 10 adet yüksek bina daha yapılıyor... Alanda Bizans kalıntıları da bulunuyor üstelik.
Şehrin silueti konusunda daha önce gösterdiği duyarlık ciddi ise...
Başbakan bu
10 yeni gökdeleni derhal durduracaktır.
Başbakan’a inat bu izni verenleri de herhalde cezalandıracaktı!



TAŞKENT
Yapı Kredi Bankası’nın kurucusu ve efsanevi iş yöneticisi Kazım Taşkent’in (1895 - 1991) kimi özdeyişlerini göndermiş okurumuz Ercihan Bayır ... Örneğin:
“Politikayı meslek edinenlerle ticareti meslek edinenler arasında küçük bir fark bulunması beni hep üzmüştür. Ticarette önce zengin olunur, sonra güç kazanılır. Politikada ise, önce güç kazanılıyor sonra zengin olunuyor.”

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları