Tarih:
16.10.2014
Hoca ve tezkere!
Melih Aşık; 2003 yılında Amerikan askarlerinin ülkemizde konuşlanmasını da öngören 1 Mart tezkeresinin Meclis’te takılmasına sebep olduğu söylenen kişilerden biri de ''Hoca'' idi.
2003 yılında Amerikan askarlerinin ülkemizde konuşlanmasını da öngören 1 Mart tezkeresinin Meclis’te takılmasına sebep olduğu söylenen kişilerden biri de “Hoca” idi.Kimdir bu Hoca? Gazeteci Gürkan Zengin’in “Hoca” adlı yeni kitabında anlattığı ve övdüğü bu “Hoca”, Başbakan Ahmet Davutoğlu’dur.
Davutoğlu 2003 yılında dış politika danışmanı idi. Oy yetkisi yoktu. Ama yönetim katında etkiliydi. O yüzden tezkerenin Meclis’te takılmasında baş sorumlulardan biri görülmüştü.
Davutoğlu, sözü geçen kitapta, tezkereye karşı oluşunu özetle şöyle anlatıyor:
* Bu topraklarda herhangi bir kardeş kavim ile karşı cephe olarak savaşmamız doğru olmaz.
* Ben Kürtlerle ve Araplarla yani herhangi bir halkla doğrudan çatışmanın Türkiye’nin çıkarına olduğu kanaatinde değilim.
* Yine de bu riski bir gün ülke savunması için göze alabiliriz.
* Ama bunu başka bir ülkenin planının bir parçası olarak yapmam. Kendi savaşımı kendim veririm. Başka bir stratatejinin parçası olarak bunu yaptığınızda nerede duracağınızı bilmediğiniz bir oyunun içindesiniz demektir.
* Türkiye’ye yakışan güçlü olanın yanında yer almak değil doğru olanı yapmaktır.
Görüldüğü gibi, Ahmet Davutoğlu 2003’de 1 Mart tezkeresine doğru ve yurtsever güdülerle karşı çıkmış.
Ne var ki şimdi; yabancı askerlere yataklık etmeyi ve sınır ötesinde macera aramayı mümkün kılan son tezkere onu eski söyledikleriyle taban tabana zıt duruma düşürüyor. Hoca, son tezkereye öncülük ederek kendi ilkelerini çiğnedi. Girdikleri çıkmaz yolda Türkiye’yi de çiğnetecekler üstelik...
Gözleri bağlamak
HSYK seçimlerinde yargıç ve savcıların Cemaatçi, Sosyal demokrat, Alevi, Milliyetçi, AKP’li diye sınıflandırıldığını gördük.
Gazeteci Müyesser Yıldız diyor ki:
“Şimdi bu heyetin belirleyeceği hâkim, savcıların huzuruna sanık, tanık veya şikâyetçi olarak çıkacağız.
Peki ne düşüneceğiz? Hukuku mu, karşımızdaki heyetin ‘siyasi kimliği’ni mi?
Araştırıp, soruşturup öyle gideceğiz mahkemeye... Yargıcın kılığından, kıyafetinden, bıyığından, yüzüğünden ‘şifresini’ çözüp adaleti bekleyeceğiz... Öyle mi?”
Bundan sonra adaleti temsil eden kızın değil mahkemeye yolu düşenlerin gözleri bağlansın...
Turan Özyazanlar
Sarıyer’in kaleci antrenörü Facebook’ta “IŞİD karşıtı” mesajlar paylaşıyor. Taraftarlar “PKK’yi destekliyor” diye tesisleri basıyor. Kalabalığı sakinleştirmek için antrenör Turan Özyazanlar dışarı çıkıyor. O konuşurken bir maganda yumruk atarak burnunu kırıyor. Yah...
Turan Özyazanlar bir inşaat mühendisidir. Yıllardır amatör veya alt lig takımlarını çalıştırır. Çoğu zaman bu görevi ücretsiz yapar. Amacı futbolumuza matematik, kültür, ahlak getirmek, iyi örnekler yaratmaktır. Sapına kadar efendi bir dostumuzdur. Yumruk atılacak son kişidir...
Geçmiş olsun Turan kardeşim...
TOMA
Başbakan Davutoğlu’nun TOMA’ların yakılması konusunda “Bir TOMA gider 10 TOMA gelir” açıklaması herhalde Katmerciler’i çok sevindirmiştir. Çiğdem Toker Cumhuriyet’teki yazısında TOMA’ları Türkiye’ye, eski AKP milletvekili İsmail Katmerciler’in sahibi bulunduğu Katmerciler şirketinin getirdiğini bildiriyor. Beher tanesi 500 - 600 bin liraymış. Başbakan yakılan TOMA’lar ile binaların en kısa zamanda yenileneceğini bildirirken yakılan Atatürk anıtları ile Ziya Gökalp Müzesi’nin yenilenmesi konusunda ağzını açmıyor. Ziya Gökalp Cumhuriyet’in fikir babasıdır. Atatürk Cumhuriyet’in kurucusudur. Anlaşılan onlar Başbakan’a bir şey ifade etmiyor.
Bu değerlere sahip çıkması gereken CHP mi? AKP’den farkı kalmadı ki...
AKP’nin sağlık reformunun bir benzeri dünyada mevcut değil...
“İstediğin hastaneye gidebilir, istediğin sağlık çalışanını dövebilirsin”...
***
TOMA’ları üreten şirketin hisseleri yüzde 7 artmış!
Davutoğlu’nun “Yakılan her TOMA’nın yerine 10 TOMA alacağız” açıklaması hedefine ulaşmış demek...
Akif Kökçe
GÖL
Milliyet’in kıdemli muhabirlerinden Hasan Özbek dostumuz, şu günlerde İspartalıları en çok rahatsız eden konuyu aktardı... Yeni bir proje getirilmiş gündeme. Bu projeye göre su sıkıntısı çeken Antalya’ya Eğirdir Gölü’nden su verilecekmiş. Bu haber İspartalıları çok kızdırmış. Hasan Bey dedi ki:
- Bu gölde balık yetişir, ihraç ürünü kerevit yetişir... Civardaki elma bahçeleri bu gölden sulanır. 500 bin nüfuslu İsparta bu suyu içer. Göl İsparta’nın hayat kaynağıdır. O yüzden haber bizleri çok tedirgin etti. Biz hükümete etkileri belirsiz bu projeden vazgeçmesini öneriyoruz. Bu su Antalya’ya yetmeyeceği gibi bize de yetmez olacak.
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları