İddia vahim de...

Melih Aşık; 20 asker ve polisin PKK’nın elinde rehin olduğu yönündeki HDP tarafından doğrulanan bu iddiaya yetkililerin şimdiye kadar yalandır dediğini duymadık.

Bir süredir çok vahim bir iddia dolaşıyor ortalıkta. 20 asker ve polisin PKK’nın elinde rehin olduğu yönündeki HDP tarafından doğrulanan bu iddiaya yetkililerin şimdiye kadar yalandır dediğini duymadık. İddia doğru değil ise yalan olduğu neden açıklanmaz? Doğru ise rehin asker ve polislerle ilgili halka neden aydınlatıcı, doyurucu bilgi verilmez? Medyamızın da “Üç maymunları” oynadığı bu iddiayı CHP milletvekili Mahmut Tanal soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı. İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya şu soruları yöneltti.

- PKK’nın elinde 20 polis ve asker olduğu iddiaları doğru mudur?

- Bu polis ve askerlerin ailelerinin TBMM’de saatler süren telefon görüşmesi yapılarak susturulmaya çalışıldığı iddiaları doğru mudur?

- Söz konusu asker ve polisler ne zamandan beri rehindir? Nerede ve nasıl olduklarına dair bir bilginiz var mıdır?

- Kurtarılmaları yönünde herhangi bir girişim/ çalışma yapılmakta mıdır?

***

Rehine yakınlarına bizden kısa bir bilgi...

Bugüne kadar PKK tarafından kaçırılan hiçbir rehine devlet tarafından kurtarılmadı. Araya bazen aracılar girer ama çoğunlukla rehineler yine PKK tarafından ne zaman uygun görürlerse o zaman salıverilir. Peki devletin yapacağı bir şey yok mu?

Devletin en azından rehine yakınlarının ihtiyaçlarıyla ilgilenmesi gerekir. Ama anlaşılan o da yapılmıyor...

ODTÜ
ODTÜ’ye yeni mescit yapma kavgası sürerken... Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eski metin yazarı ve AKP Ankara milletvekili Aydın Ünal devreye giriyor, ekranda şöyle konuşuyor:

- Gerekirse Cizre’ye nasıl giriliyor, Silopi’ye nasıl giriliyor, ODTÜ’ye de girilir, bu ahlaksızlara, bu edepsizlere bunun hesabı mutlaka sorulur. Ama bunların içinde en başta da bu rektöre bunun hesabı sorulur...

Bu üslubun üzerinde durup kendimizi yoracak değiliz...

İktidar kişilere cesaret verir, güç vehmeder, dillerini çözer, tutulmaz hale getirir...

En iyisi buracığa İsmet İnönü’nün tarihe geçmiş sözlerinden birini iliştirelim:

“Önemli olan iktidarda kalmak değil itibarda kalmaktır.”

Piyango günahı!

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu yayımladığı fetvada şöyle diyor:

“Şans faktörüne dayalı olan piyango, toto, loto, iddia, müşterek bahis, ganyan gibi tertip ve oyunlar kumardır ve haramdır.”

Aslında din açısından değil insanlık açısından da piyango gibi şans oyunlarını destekleyemezsiniz. Çünkü bunlar insanlara oturdukları yerde, bir şey üretmeden para kazanma hevesi aşılıyor. Ancak madalyonun bir de öteki yüzü var... İnsanların önlerindeki umut kapıları kapanmış, çalışarak insan gibi yaşamaları imkânsız hale getirilmişse... Yani şans oyunlarına mahkûm edilmişlerse, yine onları mı suçlayacağız... Hem piyango alan günaha giriyorsa... Piyangoyu düzenleyen günaha girmiyor mu?

TÜNEL

Can Dündar ve Erdem Gül için... Gazetecilerin tutuksuz ve hukuka uygun yargılanması için.. Halkın haber alma hakkı ve basın özgürlüğü için.. Gazeteciler ve okurlar bugün saat 14:00’te Taksim Tünel’de toplanıyor. Siyaset ne yapıyor bu arada? Yeni anayasa hazırlığı yapıyor. Bu hafta Başbakan liderleri ziyaret edecek ve yeni anayasa için destek isteyecek... Biz olsak Başbakan’a şunu sorarız:

- Can ve Erdem’in tutukluluğunu siz de onaylamadınız. Demek ki uygulanan muamelenin yasalara uygun olmadığını kabul ediyorsunuz. Bugün yasalara uymayan veya hukuku intikam aracı olarak kullanan bir mekanizma farklı bir anayasa ile farklı şekilde davranır mı? Yeni anayasa onu durdurur mu?

Acayip bir ülke olduk!

365 gün ağaç kesmek serbest sevap,

1 gün ağaç süslemek günah!

***

Arap Birliği “Irak’taki Türk askeri, uluslararası hukuka aykırı” diyor.

“Ben Amerikalıdan başka hukuka uygun asker tanımam” diyor Arap…

Akif Kökçe

Şans

Başbakan Davutoğlu önümüzdeki hafta Anayasa turlarına çıkıyor. CHP lideri Kılıçdaroğlu kısa süre öncesine kadar“Davutoğlu bize başkanlık önerisiyle gelmesin” diyordu. Yavaş yavaş bu tavrını yumuşatıyor... Gazete temsilcileriyle yaptığı toplantıda diyor ki:

“Davutoğlu ‘başkanlık sistemi’ derse kendisine şunu soracağım; ‘Nedir başkanlık sisteminden kastettiğiniz? ABD tipi mi Türkiye tipi mi? Türkiye’de her şey tartışılabilmeli. Öyle bir mükemmel sistem getirirler ki belki biz de destekleriz...”

Parlamenter sistemi tek adam sistemine dönüştürmüş olup şimdi buna kılıf arayışındaki bir partinin “çok mükemmel bir sistem” getirebileceğini düşünecek kadar saf bir muhalefet liderimiz var...

Ne şans!