İmralı muhabbeti!

Tarih: 01.03.2013

Melih Aşık, ''Belli ki bu şahsi istek AKP’ce bir pazarlık kozu olarak öne sürülmüş''...

Gazetemizde dün yayımlanan İmralı tutanakları yapılan görüşmelerin içeriği ve ülkemizi bekleyen gelecekle ilgili zengin ipuçları veriyor.

Anlaşılıyor ki görüşmeler AKP’nin başkanlık sistemi arzusu ile PKK’nın rejim değişikliği dayatması ekseninde gelişiyor. Öcalan ABD tipi bir başkanlık sistemini kabul etmiş:

“AKP ile bir başkanlık ittifakına girebiliriz” diyor.

Başkanlık sistemi ile terör veya Kürt isteklerinin ne ilgisi olabilir?

Belli ki bu şahsi istek AKP’ce bir pazarlık kozu olarak öne sürülmüş.

Öcalan’ın : “Kürtler kendilerini özgürce ifade edecek ve yönetecektir. Şu anda yasa dayatırsak büyük alerji yaratır” sözlerinden “Demokratik özerklik” modelinden vazgeçilmediği ancak dayatmanın ertelendiği anlaşılıyor.

Kritik nokta Anayasa’nın 66. maddesi... Öcalan o maddeyi Sırrı Süreyya’ya dikte ettiriyor:

“Özgür iradesiyle Türiye Cumhuriyetine bağlılığını ifade eden her birey Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır.”

Böylece TBMM 66. maddeye yeni tanım arama zahmetinden kurtuluyor!

Türk sözü çıkıyor maddeden. Anayasa’dan Türk sözünün çıkması ve “Türk”ün alt kimlik olarak kabul edilmesi, yakın gelecekte “Türkiye” adının kaldırılmasını, Cumhuriyet’in dağılmasını getirecektir.

Eğer AKP - Öcalan işbirliği bunu başarırsa tabii...


Duran Kalkan...

Öyle bir hava basıldı ki... Apo Nevruz’da çatışmasızlık ilan ediyor... Yaza kadar da Türkiye’deki militanlar tası tarağı toplayıp Türkiyi’yi terk ediyor. Mutlu son! Oysa ilgisi yok. İmralı’daki görüşmelerde “Kandil’in çekilmeyi ancak 2 yılda gerçekleştirebileceği” konuşuluyor. Öcalan çekilme konusunda parlamentonun karar vereceğini söylüyor. En önemlisi KCK liderlerinden Duran Kalkan’a sorulan şu soru ve yanıtı:

- Hâlâ deniyor ki gerilla geri çekilecek mi, PKK silah bırakacak mı, ateşkes olacak mı? Bu tartışmaları zaman kaybı olarak görüyor musunuz?

Kalkan’ın yanıtı:

- Evet, hem zaman kaybı hem de yanlış görüyoruz. Ben öyle söyleyenlere şu tavsiyelerde bulunabilirim; bir de şöyle desinler, acaba bu Türk ordusu Kürdistan’daki gücünün yüzde doksanını geri çekecek mi? Türk devlet polisi Kürdistan’dan gidecek mi? AKP Kürdistan’daki yönetimi Kürtlere bırakacak mı? Kürtler kendi seçimlerini yapacak hâlâ gelecek mi? Eğer sorun çözülecekse böyle olacak....

Kandil’in gerçek koşulları bunlar...



Apo, “AKP’yi 10 yıldır ayakta tutan benim” demiş.

- Tutacaksın tabii ki. O da 10 yıldır seni sırtında taşıyor!
Fahrettin Fidan


Kayseri

CHP Kayseri milletvekili Şevki Kulkul-oğlu dün bu sütunda “Kayseri Sosyal Yardımlaşma Vakfı, fakirlere yardım görüntüsü altında Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’nin kuyumcu dünüründen 1,5 miyon liralık altın aldı, Vali Osman Güneş bu altınları düğünlerde dağıttı” şeklinde suçlamada bulunmuştu. Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki dün dedi ki:

- Kayseri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nda yasa gereği, zorunlu olarak yönetim kurulu üyesiyim. Yaklaşık 15 yıllık yönetim kurulu üyeliğim sürecinde, sadece 5 adet kararda imzam bulunmaktadır. Bu kararlardan hiçbirinde de “altın alınması” yönünde bir karar mevcut değildir. Sarraflık ile iştigal eden dünürüm bulunmamaktadır.

NOT: Kulkuloğlu’nun iddiaları arasında Cumhurbaşkanı’nın eşine Kayseri Sosyal Yardımlaşma Vakfı’ndan para verildiği de vardı. Dün akşam saatlerinde Çankaya’dan gelen açıklamada bu iddiaların gerçeklerle uzak yakın hiçbir ilişkisinin bulunmadığı, konuyla ilgili geçen yıl da açıklama yapıldığı bildirildi.


At

Sakarya’da da bir pidecinin yaptığı pidede at eti çıktı. Sakarya Kasaplar Odası Başkanı Nihat Kobal dedi ki:
“İki yıl önce bir dönercinin at eti kullandığı saptandı. Mahkemesi iki yıldır sonuçlanmadı. Bu dönerci 2 yıldır faaliyete devam ediyor. 

1,5 - 2 liraya ekmek arası köfte ve döner satanlar var. Bu fiyata satılan dönerin yüzde 100 dana eti olması mümkün değil. Zaten bunun maydanozu”, ekmeği 1,5 lira...

Sakarya’da durum böyleyse. Varın İstanbul, Ankara gibi kentleri düşünün...

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları