İngiliz aşısı

Melih Aşık; Bizim Sağlık Bakanı iki aşı arasında 6-8 hafta bulunabilir dedi, ortalık ayağa kalktı. Herkes aşı kalmadığı için aranın açıldığını düşündü. Ertesi gün Cumhurbaşkanı devreye girdi, ‘Aşı sıkıntısı yok’ dedi, ikinci aşı için yine 4 haftalık araya dönüldü. Demek 10 hafta bile olabiliyor?

İngiltere’de yaşayan, 40 yaşlarında bir dostumuzla sohbet ediyoruz.

Cumartesi günü yani 8 Mayıs’ta ilk aşıyı olacakmış.

İkinci aşı için 24 Temmuz tarihini vermişler.

Aşının türünü bilmiyordu.

BioNTech olabilir, Johnson olabilir, dedi.

Önemli olan, iki aşı arasında 10 haftadan fazla zaman bulunması.

Dedim ki:

- Bizim Sağlık Bakanı iki aşı arasında 6-8 hafta bulunabilir dedi, ortalık ayağa kalktı. Herkes aşı kalmadığı için aranın açıldığını düşündü. Ertesi gün Cumhurbaşkanı devreye girdi, ‘Aşı sıkıntısı yok’ dedi, ikinci aşı için yine 4 haftalık araya dönüldü. Demek 10 hafta bile olabiliyor?

Arkadaşım dedi ki:

- Burada da iki aşı arasındaki zaman aralığı tartışıldı. Ancak iki aşı arasındaki zaman aralığı açılırsa birinci aşıyı olanların sayısının artacağı düşünüldü. O yüzden aralık 10 haftaya kadar çıkarıldı.

İkinci aşının tarihini ileri atıp birinci aşıyı olan kişi sayısını çoğaltarak etkinliği artırmak. İngiliz bunu düşünmüş. Bilimsel olarak doğru bulmuş. Bu bizde pek düşünülmedi.

DİŞÇİ AĞRISI

Bu ay üniversitelerde 10 yeni fakülte kuruldu, Batman ve Muş’a diş hekimliği fakültesi, Mardin ve Kayseri’ye birer tıp fakültesi açıldığını YÖK açıklamasıyla öğrendik.

Bir yandan üniversitelere hoca bulunamadığı yakınmaları duyuyoruz, bir yandan yeni fakülteler açılıyor. Açılan yeni diş hekimliği fakülteleri üzerinde duralım...

Ankara Diş Hekimleri Odası’nın tespitlerine göre...

İktidarın 2014’te yayımladığı planda, “Diş Hekimliği fakültelerindeki öğrenci alımının mevcut haliyle devam etmesi durumunda, 2023 hedefine göre yaklaşık 6 bin diş tabibi fazla yetiştirilmiş olacaktır” uyarısı yapıldı. Planda öğrenci alımlarının azaltılması tavsiye edildi. Bu uyarıya rağmen 2014’ten bu yana 41 fakülte daha açıldı. Böylece Türkiye’deki diş hekimliği fakültesi sayısı 99’a ulaştı. Bu sürede öğrenci kontenjanları da artırıldı. 2003’te yıllık 929 olan öğrenci kontenjanı 2021 itibarıyla 7 bin 500 civarına ulaştı. Genel Sekreter Gamze Burcu Gül sonucu şöyle açıklıyor:

“Mezun olunca devlet kurumlarına atanamayan, klinik açacak maddi gücü olmayan genç meslektaşlarımız çalışmak zorunda oldukları için ya asgari ücretle özel kliniklerde çalışıyor ya da başka mesleklere yöneliyorlar. Yaratılan hekim enflasyonu emeğimizi değersizleştiriyor.”

CİDDİYET

Gazeteci Zeki Sözer ağabeyimizin kısa Facebook notu:

“Almanya’da çalıştığım yıllarda en sık rastladığım kelime ‘disküsyon’ yani tartışma idi. Almanlar hemen her konuda karar almadan önce bitmez tükenmez tartışırlar. Aldıkları kararlarda eksik bir nokta kalmasın diye en ince ayrıntısına kadar konuşur, tartışırlar. Biz ise ‘Kervan yolda düzülür’ mantığıyla karar alır ve eyleme geçeriz. Bunun son örneğini 17 günlük sokağa çıkma yasağında yaşıyoruz. Her gün uygulama değiştiriliyor. Bir hata düzeltilirken, başka hata yapılıyor. O nedenle de yararı olmuyor. Pazar yerleri kapatılıp yeniden açılıyor, bazı dükkânların satacakları sınırlanıyor, vs.

Burada en önemlisi, yurttaşın otoriteye güvenidir. Kararlar sürekli eksik kalır veya birbiriyle çelişirse vatandaşın otoriteye saygısı kalmaz, ciddiye almaz.”

SİRMEN

80 yaş duvarını aştığı halde bilgece yazılarını titizlikle sürdüren Ali Sirmen dostumuz yine döktürmüş. Cumhuriyet’teki son yazısında toplumun selameti için alkol yasağını önerenlere bir soru soruyor:

“Alkol bütün kötülüklerin anası olarak yasaklanmalı” diyorsanız, alkolü yasaklamayan toplumların, yasaklayan toplumlara oranla tarım, sanayi üretiminde, eğitimin düzeyinde, sanatta olduğu gibi spor alanlarında da daha ileri olmasını, daha üstün bir yaşam kalitesi yakalamalarını, daha demokratik bir ortamda yaşamalarını ve konulara toplumsal barış açıdan yaklaşımda daha başarılı olmalarını nasıl açıklıyorsunuz?

BODRUM

Bodrum Konacık’tan arayan dostumuz:

- Melih Bey, bugün yine sular kesik, diyor, iki günün biri sular kesiliyor, burası çöle döndü, ne yapacağımızı şaşırdık.

Bodrum’da sular neden sık sık kesiliyor?

Pandemi nedeniyle Bodrum yaz yükünü çoktan aldı. Su tüketimi arttı. Anlaşılan, su tesisatı bu yükü çekemiyor. Yine anlaşılan, su şebekesi nüfusa uygun planlanmamış. Neticede su yok işte.

Dostumuz, Bodrum’a yeterli yatırımın yapılmadığını, bu ilçenin il yapılması gerektiğini, o takdirde yatırımların artabileceğini söylüyor telefonda.

Ve ekliyor: Bir derdimiz de şehir hastanesi. Mevcut hastane yetersiz. İlgisiz bir noktaya yeni devlet hastanesi yapılıyor. Ancak bu yeni hastane beş yıldır bitmiyor da bitmiyor.

Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden biri olan Bodrum yeni turizm sezonuna bu koşullarda giriyor.

BAYRAK

Ulusal bayramlarda özellikle şehirlerde konutlar ön yüzlerine Türk bayrağı asıyor. Caddeler şenleniyor. Ne var ki son zamanlarda dikkat ediyoruz... Bayrakların kimi yıpranmış, kiminin rengi solmuş, kimi çok küçük. Acaba diyoruz... Belediyeler konuyla ilgilenir mi? Vatandaş bayrağa para vermekten kaçınmaz. Ancak çarşıya gidip bayrak satın almaya üşenir. Belediyeler özellikle ana caddelerdeki konutlara bayrak dağıtamaz mı? 5 - 10 lira parayı da gerekirse emlak vergisine ekleyebilir. Kimse itiraz etmez. Bu bir öneri. Üzerinde düşünülmesini öneririz.