İSTANBUL

Melih Aşık: Biz onların mazideki ünlerini satın alıyoruz.

Cumartesi günü Cihangir’e, Ali Sirmen dostumu ziyarete gittim. Orada birkaç arkadaş eski günleri yâd ettik. Akşam vakti Kadıköy’e döneceğim. Tabii taksi bulmak mümkün değil. Cihangir’in merdivenlerinden aşağı inmekten başka çare yok. Dimdik merdivenlerden Meclisi Mebusan Caddesi’ne kadar indik. Ben inerken bazı insanlar da oflaya puflaya yukarı tırmanmaya çalışıyordu. O arada aklıma geldi. Cihangir ile Fındıklı arasına neden bir finiküler yapılmasın? Dahası, bugüne dek neden yapılmamış? İmamoğlu bugün yapsa ne çok hayır dua alırdı.

Caddeye indik. Kabataş tabii her zamanki gibi kaos idi. Metro inşaatı yüzünden meydan felç durumda. Felcin bir sebebi de oradaki benzin istasyonu. Belediye yönetimleri yıllarca geldi gitti, hiçbirinin gücü o istasyonu kaldırmaya yetmedi. Belli ki arkası belediyeden daha güçlü. Beşiktaş’ta motor iskelesine geldik. Giriş turnikesinin yanındaki büfe kaldırımı tamamen işgal etmiş, motor bekleyenler yola taşmıştı. O büfenin kaldırım işgalini önlemeye de belediyenin gücü yetmiyordu anlaşılan! Kadıköy’e geldik. Motordan yüzlerce kişi indi. Gençler akın akın Moda’ya gidiyor. Sebebi mi? İstanbul’un muhafazakâr ilçelerinde bira veya kahve içecek yer yok. Olsa da kız erkek birlikte giremiyor. Kızlar rahatça gezemiyor. Gençler özgürlüğün tadına varmak için Kadıköy’e, Moda’ya koşuyor. Ve doğal olarak Kadıköy’de de taksi bulamıyor, tabana kuvvet yürüyerek tırmanıyorsunuz yokuşu.

Çözüm mü? Var tabii… Cumartesi pazar evden hiç çıkmayacaksınız!

ÖLÜMCÜL FUTBOL

Endonezya liginde Persebaya-Arema maçında çıkan olaylarda 125 kişinin öldüğü, 350’den fazla insanın yaralandığı açıklandı. Ölümlerin, sahaya giren taraftara polisin gaz sıkması sonucu çıkan panikte meydana geldiği açıklandı. Kimi ölüm ve yaralanmalar da tribünlerden dışarı kaçmak isteyen seyircilerin birbirini ezmesi sonucu meydana gelmişti.

Bizim lig maçlarını izliyor musunuz? UEFA kurallarına göre tribünlerde merdivenlerin boş bırakılması gerekir ki bir panik anında seyirciler kolayca kaçabilsin. Bu kural artık uygulanmıyor. Tribünler, merdivenler dâhil, iğne atsan yere düşmeyecek şekilde lebalep dolu. Demek ki numaralı yanında çok sayıda numarasız bilet de satılıyor.

Endonezya’daki feci olay acaba uyuyan yöneticileri uyandırır mı? Üç beş fazla bilet satmak için binlerce insanın hayatının tehlikeye atıldığını fark ederler mi?

DERBİ

Beşiktaş-Fenerbahçe derbi maçını izledik.

Her iki kulüp bu yıl transfere yine milyonlar harcadı

Beşiktaş’ın 8 futbolcusu İngiltere birinci liginden geldi. Sahada bir İngiliz takımının olması gerekirdi.

Oysa her iki takım ikinci lig düzeyinde futbol ortaya koydular. Bir gün önce de Galatasaray aynen öyle.

Neden?

Çünkü sahadakiler Avrupa takımlarının “Bizim işimize yaramaz” diye gözden çıkardığı oyunculardı. Bir zamanlar ünlü de olsalar artık “inişe” geçmiş futbolculardı.

Biz onların mazideki ünlerini satın alıyoruz.

Bu alışverişten kârlı çıkan mı?

Tabii ki komisyonları götürenler oluyor.

BOŞBOĞAZ

E. Gen. Nejat Eslen uyarıyor:

- Televizyon-larda Türk-Yunan gerginliğiyle ilgili tartışmalar devam etmekte ve özellikle belli bir merkezden yönlendirildiğini düşündüğüm asker kökenli kişiler savaş kışkırtıcılığı yapmaktadır. Bu konuda şu sorulara cevaplar aramak gerekir:

- Bu savaş mümkün müdür?

- Türk-Yunan savaşı gerçekleşirse, hangi şartlar oluştuğunda veya ne elde ettiğinde Türkiye bu savaşta başarılı olacaktır?

- Bu savaşın Türkiye’ye maliyeti ne olacaktır?

- Ekranda desteksiz atışlar yapanlar Yunanistan’ın Ege adalarındaki silah yığınağını biraz daha artırmasına gerekçe hazırladıklarının farkında mıdırlar?

MİNOSET

Geçmişte entelektüeller sık sık halkın anlamadığı terimler kullanırdı ki entel oldukları anlaşılsın!

Halkın anlamadığı terimler kullanan kişilerin daha çok saygı gördüğü şeklinde bir düşünce de vardı.

Bu âdet siyasete de taşınmıştı.

Söylenti odur ki… DP milletvekilleri kimi mitinglerde filozof adı niyetine yabancı ilaç adlarını kullanırmış.

Mesela...

- Filozof Minoset der ki...

- Filozof Appranax diyor ki...

- Coraspin’e göre...

- Optalidon’un ünlü sözüdür...

Saf köylü neler çekti entellerin elinden...

MACRON

Paris’teki dostumuz Prof. Şehmus Güzel, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’la ilgili olarak Ukrayna ve Rusya’da uydurulan sözcükleri göndermiş.

Macron, malum, Vladimir Putin’i yerli yersiz arıyor. Putin bazen telefona çıkmasa da Macron aramaya devam ediyor.

İşte böyle ısrarla arayan hatta taciz edenlere Ruslar:

- Macronlaşma, diye sitem ediyorlarmış.

Ukraynalılar ise çok konuşan ama bir şey yapmayana aynı sıfatı yakıştırıyorlarmış. Rus ve Ukrayna dilinde türeyen bir sözcük de “Macroniti” imiş.

Bu sözcük de olaylar karşısında çok ciddi yüz ifadesi takınan ama hiçbir şey yapmayanlar için kullanılıyormuş!