loading
close
SON DAKİKALAR

İsteyenin yüzü

Melih Aşık
Tarih: 30.04.2014

Melih Aşık; Günün birinde iç savaş çıkar mı? Çıkacaktır... Ne zaman mı? O sınırların tespiti sırasında...

BDP’liler “demokratik özerklik” derken nasıl bir yönetim tarzı düşlüyorlar diye merak ediyorduk. BDP Genel Başkan Yardımcısı Demir Çelik, Taraf gazetesine verdiği röportajda bu merakımızı gideriyor... Diyor ki:
“Mesela demokratik özerkliğin siyasal boyutunda dört temel alan öngörüyoruz. Bölgesel yönetimin sembolü olmalı; bayrak. Bölgesel parlamento. Bölgesel yönetimin başkenti. Halkın kendi kendini yöneteceği öz yönetim organları. Köy, sokak komünleri, mahalle meclisleri, kent meclisleri. Bunları oluşturuyoruz.”
Demir Çelik “Öz savunma” kavramını kullanınca röportajı yapan muhabir, “Ama öz savunmanın askeri boyutu da gerekli değil mi?” diye soruyor. Gelen yanıt.
“Gerekli tabii. Arkadaşlarımız Hakkari’de karakol yapımına karşı nöbetteler. Bu da bir öz savunma.”
Özerk Kürdistan’ın sınırları mı?
“Şu an sınırlarla uğraşmıyoruz. Bu 5 il olur, 50 il olur. O ilin halkının referandum gibi demokratik yollarla iradesini belirlemesini isteriz.”
BDP bir yandan artık bölge partisi kimliğinden çıkıp Türkiye partisi olmak iddiasıyla HDP’yi kuruyor. Bir yandan da Güneydoğu’da bir devlet içinde devlet kuruluşunu haber veriyor... Sınırları da ilerde referandumla tespit edeceklermiş... 50 il bile olabilirmiş. Bazı gazete yorumlarında ara sıra “iç savaş”tan söz edilir. Günün birinde iç savaş çıkar mı? Çıkacaktır... Ne zaman mı? O sınırların tespiti sırasında...



Alman aldı dersi
Alman Cumhurbaşkanı Gauck ziyaretinin ilk iki gününde Türkiye’deki insan hakları ihlalleri, özgürlük kısıtlamaları, Twitter yasağı gibi konularda uyarılarda bulundu...
Bulunmasıyla da ağzının payını aldı... İşte Erdoğan’ın onunla ilgili sözleri:
“Kendisine ODTÜ’de yalan yanlış neler anlatılmış neler öğretildiyse onu ifade ediyor.”
“Ülkemizin iç işlerine karışılmasına asla tahammül edemeyiz...”
“Herhalde hâlâ kendisini rahip zannediyor. Çünkü rahipti bir zamanlar. O anlayışla bakıyor. Olmaz. Bunlar çirkin şeyler...”
Bir ülkedeki insan hakları ihlalleri ve özgürlükleri eleştirmek çağımızda artık o ülkenin içişlerine karışmak sayılmıyor. Birisi bunun evrensel kural haline geldiğini Başbakan’a anlatmalı. Alman Cumhurbaşkanı’na da bizim Başbakan’ın evrensel kurallarla ilgisinin olmadığını, hoşuna gitmeyen şeyler söyleyen herkesin anında ajan, casus, hain gibi sıfatlar kazandığı hatırlatılmalıydı.
Alman Cumhurbaşkanı’nı uğurlarken yine de ucuz kurtulduğunu anımsatalım... Başbakan kendisini “kaseti var” diye tehdit edebilirdi. Nezaket gösterdi, etmedi...



* Erdoğan, Fetullah Gülen’i teslim etmeyen ABD’ye sitemini “Ben ABD güvenliğini tehdit eden birileri için ne yaparsam ABD de onu yapmalı...”
Sözleriyle dile getirdi. Gazeteci arkadaşımız Zeynep Gürcanlı dün Tayyip Bey’e bir tweetle anımsattı:
“El Kadı hâlâ ABD’nin terör listesinde.”



İŞ
İş kazaları konusunda bilinen gerçekleri dün bir kez de Kemal Kılıçdaroğlu açıkladı:
- İş kazası sonucu hayatını kaybedenlerde Avrupa’da birinciyiz, dünyada üçüncüyüz...
Neden bu alanda dünya şampiyonuyuz? Neden işçi güvenliğini sağlayamıyoruz?
Eğer iş kazalarında patronu, müteahhidi ve taşeron şirketi de sorumlu tutar...
Ciddi yaptırımlar uygular...
Denetimle görevli Çalışma Bakanlığı bürokratlarını da güçlendirirseniz...
İş kazaları şıp diye en az düzeye iner... Bunu beceremiyor iktidarlar...



Çocuk ölümleri ürkütücü boyutlara ulaştı!
Erdoğan en az
3 değil,
5 istemeli!
Biri sapığa,
biri teröre, biri trafiğe, biri sağlık sistemine gidince
vatandaşın
elinde bir tane kalacak...
Gülhan Elmas



MÖÖÖ

Bekir Coşkun 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezasına çarptırıldı. AKP milletvekillerinin 4 Eylül 2013 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan “Boyalı Merdivenler” başlıklı yazıya açtıkları davada savcı beraat istiyor. Yargıç hapis cezasına hükmediyor. Aynı yazıyla ilgili Manisa’da da dava açılmış, orada da savcı takipsizlik kararı vermişti.
Cezaya sebep şu satırlar:
“Kırmızıyı görünce saldırıyor demek...
Möölletvekili...”
Milletvekilleri bize “inek” dedi diyorlar.
Bekir ise kırmızıya saldıranın boğa olduğunu hatırlatıyor...



Sonuçta... Bir milletvekili...
İnek veya boğa olmadığını mahkeme kararıyla ispatlamak zorunda kalıyorsa.
Bu da anlamlı tabii...
İnekler çok gülmüştür buna...

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları