Tarih:
07.09.2014
İstifa seçeneği!
Melih Aşık; Kemal Bey’e 500 kadar delege oy vermedi.
Üç hafta önce umulmayan bir isim genel başkanlığa adayım diye ortaya çıktı, medyadan ve muhaliflerden de destek istemeden şöyle bir yurdu dolaştı... Birikimi yeterli mi değil mi tartışmalarına da aldırmadan kurultayda kürsüye çıktı, Genel Başkan‘ı şöyle bir salladı, 415 oyu alıp cebine koyuverdi... Böylece Kemal Bey’e karşı tabanda biriken memnunsuzluk da ortaya çıkmış oldu. Demek muhalefet sadece görünürdeki 5 - 6 milletvekilinden ibaret değilmiş...Kemal Bey’e 500 kadar delege oy vermedi.
Bu demektir ki partide artık eskisi kadar itibarı kalmayacak... Yönetme gücü zayıflayacak... Hem partiye hem kamuoyuna geleceğe ilişkin fazlaca umut veremeyecek...
Kurultay da 500 oy kaybeden Kemal Bey’in bu durumu gelecekte tersine çevirmesi, tekrar irtifa kazanması mümkün mü?
Hayır... Onun yarın daha güçlü olacağına ilişkin bir işaret ve sebep ufukta görünmüyor...
Üstelik artık hazırda bir de alternatif başkan adayı vardır.
Kemal Bey aldığı bu yarayla partiyi 2015 seçimlerine taşıyamaz. Seçimden iyi bir sonuç çıkartamaz.
O yüzden “Genel Başkan partisini ve ülkesini seviyorsa istifa etmeli” diyenlere kulak vermesi gerekiyor....
***
CHP üzerindeki tartışmalar nasıl netleşebilir?
Önerimiz.. Namuslu bir anket firması bulunuz... Kimlik araştırması ve anketler yaptırınız... CHP’ye oy verenler neden veriyor? Partinin özgün kimliği ve niteliği nedir? CHP’den beklenen nelerdir? Vs.
Eminiz ortaya “Atatürk ve Cumhuriyet değerlerine bağlılığı ölçüsünde güçlü olabilecek bir parti” kimliği çıkacaktır. Zaten kavga da partinin bu kimliğini ortadan kaldırmak - kaldırmamak ekseninde cereyan ediyor. Şu da kesin; CHP gelişecekse o özgün kimliğini koruyarak gelişebilir.
Doğu ve Batı...
Falih Rıfkı Atay anlatıyor (Babanız Atatürk - Pozitif Yayın- S. 19)...
...Şam, ta eski tarihlerden beri ahlaksızlık ve fitne kaynağı olarak tanınmıştır. Çarşı hile ile iş görür, alışverişlerde yalansız söz işitilmez. Müslümanlık dininin haram kıldığı ne kadar günah varsa adım başında birini işlemeyen yoktur.
Fakat iki yüzlü softalar, halkı taassup baskısı altına almışlardır. Şeri mahkemelerde hepsi rüşvetle dava gören, haklıyı haksız, haksızı haklı çıkaran softaların dış görünüşte sofuluklarından geçilmez.
Hayatın bütün zevkleri yasaktır. Kadın peçesi ve çarşafı ile kapkara kapalı iken bile caddelere ve çarşılara çıkamaz. Müzik yasaktır, içki içilmez. Evlerde ise gizli gizli her türlü fuhuş ve sefahat âlemleri eksik olmaz...
Makedonya’da iyi yaşayan dünya nimetlerini tatmasını bilen Hıristiyanları gören Mustafa Kemal milletin ikiyüzlü softalar elindeki vicdan köleliğinden yanardı. Türkiye Müslüman olmayanlar için cennetin zevkleri, Müslüman olanlar içinse cehennemin zorluklarıyla doluydu...
...Din adına milletini pençesi altında tutan ikiyüzlü softaların taassubu da onu zulüm ve rüşvet üzerine dayanan devlet idaresi kadar üzüyordu.
Bunun yolu rejimden kurtulmakta, hürriyete kavuşmakta idi. Mustafa Kemal bir yandan askerlik vazifesini yaparken bir yandan siyasi telkinlerine çalışmalarına başladı...
***
Osmanlı’nın içine düştüğü bataklıktan kurtarılması gerektiğini düşünen Mustafa Kemal, Şam’da “Vatan ve Hürriyet” adlı gizli cemiyetin kuruluşunda bulunur. Yol haritasını çizerken kuşkusuz Şam’daki gözlemleri de onun için belirleyici olur. Kafasında yüzü Batı’ya ve çağa dönük laik bir rejim modelinin oluşmasında hem Batı hem Doğu dünyasındaki yaşamı görmesi etkili olmuştur.
Ahlakın makbul olduğu ülkelerde, kamyon köprüye çarparsa, kamyon zarar görür, köprü sağlam kalır. Ahlaksızlığın makbul olduğu ülkelerde kamyon sağlam kalır, köprü çöker.
Tuğrul Pekin
FAKİR
Solcu olduğunu söyleyen bir genel başkanın ağzından çıkmaması gereken bir cümleye İzmir Milletvekili Prof. Birgül Ayman Güler dikkati çekiyor:
“Genel Başkan, konuşmasının bir yerinde, önce zenginleşeceğiz, sonra bölüşeceğiz, dedi. Zenginleşme ve bölüşme 1945’lerde başlayan kalkınma teorisinin en önemli tartışma konularından biridir. İktisat politikalarının adeta can damarıdır. Sağcılar, liberallar, önce zenginleşme gelir, adil bölüşüm meselesi ondan sonra, derler. Böyle derler ve adil bölüşüm olmadığı için yoksullar hep fakir kalır. Sol ise zenginleşme ile adil bölüşümün aynı anda olması gerektiğini savunur.”
Kılıçdaroğlu “Partiyi rakı sofralarında Türkiye’yi kurtaranlardan temizleyeceğim” diyor.
Batırmak serbest ama memleketi rakı sofrasında kurtarmak bile suç!
Akif Kökçe
AĞRI
Sorumlu bir belediye başkanı değil de klasik kabadayı ağzıyla konuşan Ağrı’nın BDP’li Belediye Başkanı Sırrı Sakık, Abide Meydanı’nda bulunan Hava Şehitleri Anıtı’na kafayı takmış durumda. Dün yine anıtı yıkacağını bildirdi. Lafa bakın:
“Tankla da gelseler, topla da gelseler ben o anıtı yıkacağım.”
Defalarca yazıldı ki... O anıt Ağrı isyanı sırasında şehit olan pilotlar anısına dikilmedi. İran veliahtının nişan düğününü onurlandırmak için giden hava filosuna bağlı uçaklardan ikisinin 26 Nisan 1939 günü dönüşte uğradıkları kaza sonucu şehit olan iki pilotun anısına dikildi.
Makinist Astsubay Çavuş Fethi Sülker ile Makinist Sıddık Uyar mecburi iniş sırasında şehit olmuş ve Ağrı Karaköse Şehitliği’ne defnedilmişlerdir.
Sırrı Sakık adlı şahsın terörü şehire indirme girişimine izin vermemeli...
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları