loading
close
SON DAKİKALAR

Kadıköy’de taksi!

Melih Aşık
Tarih: 15.05.2016

Melih Aşık; Şair Nâzım Hikmet Kadıköylüdür. Moda tarafında oturur. Nâzım, 1931 yılında Yeni Gün gazetesinde şunları yazıyor...

Şair Nâzım Hikmet Kadıköylüdür. Moda tarafında oturur. Nâzım, 1931 yılında Yeni Gün gazetesinde şunları yazıyor...
“Efendim bizim Kadıköy’ün taksi otomobilleri vardır. Bilhassa iskele civarında dizi dizi dizilirler. Fakat bu dizi dizi dizilmiş taksi otomobillerinden yakınca mesafeler için istifade etmek, bilfiil, mümkün olmuyor efendim. Zira şoför efendiler arabaya binmeden evvel sizden gideceğniz yeri soruyorlar. Eğer yakınca bir yere gidecekseniz sizi o canım süslü arabalarına kabul etmiyorlar. Elli kuruş için nöbetimizi kaybetmeyiz diyorlar. Ne yapalım şoför vatandaşların hakkı var.

Ve ister istemez iskelenin diğer tarafında uzun uzun dizilen tek atlı çekçek arabalarına veya çift beygirli faytonlara müdacaat icap ediyor.
...Fakat efendim motorlu arabaların yani otomobillerin taksimetreleri olduğu halde beygirli arabaların yani çekçek ve faytonların taksimetreleri yoktur. Bu nakil vasıtalarında iş pazarlık kuvvetine dayanır.
Şimdi efendim belediye bir himmet etse de beygirli arabalara arabacılara gayet ucuza mal etmek şartıyla birer taksimetre taksa. Ne iyi olur değil mi efendim.
Bendeniz pazarlıktan bıkmış bir vatandaşım da...”
Koca şair, bunları 85 yıl önce yazıyor. Ama değişen bir şey yok. İskeledeki taksiler Moda deyince (5 TL tutar) adeta yıkılıyor. Üstelik artık fayton da yok. Ya suratını asan şoföre katlanacak ya da tabana kuvvet yürüyeceksiniz. Zaman bazen geçmiyor!

Papaz eriği...

Papaz eriğini imam eriğine çevirme projesiyle uğraşan TÜBİTAK’a Akif Kökçe arkadaşımız yeni proje fikirleri veriyor... Mesela:
- Yolsuzluk paralarını, helal paraya çevirecek aklama kutusu projesi.
- İstendiğinde başkan koltuğuna dönüşecek, cumhurbaşkanı koltuğu projesi.
- Bahçeli’yi sürekli partinin başında tutacak kendinden tutkallı koltuk projesi.
- Soyulan vatandaşı, şükreden vatandaşa dönüştürecek yandaş üretme projesi.
- İmar rantına yer açmak için yeşili yok edecek asit yağmurları projesi.
- IŞİD füzelerinin Kilis’e düşmesini önleyecek yer çekimini durdurma projesi.
- Muhaliflerin konuşmasını engelleyecek dil bağlama projesi.
- Düşük profilli aday yetiştirecek profil seviyesi düşürme projesi.
- Muhaliflere yönelik suç kanıtı üretecek dijital iftira projesi.
- Seçimde sandıktan istenen sonucu çıkaracak tavşan projesi.
- Tecavüzleri, yolsuzlukları, cinayetleri aklayacak aklama deterjanı projesi.
- Saray konuşmalarını ses çıkarmadan dinleyecek kendinden alkışlamalı muhtar projesi. - Muhalif hareketleri darbeci olarak suçlamaya yarayacak darbeli matkap projesi.
- Çocuk tecavüzcülerini masum gösterecek bademleme ve kabaklama projesi.

FB

Fenerbahçe basket takımı müthiş bir oyunla İspyanyol rakibi Laboral’i yenerek finale kaldı.
Umarız pazar gecesi CSKA’yı da yenerek Avrupa şampiyonu olacaklardır.
Basketbolda hem GS hem Fenerbahçeliyiz...
Ve bir komedi...
Maçtan sonra salonun dışında A Haber muhabiri izlenimlerini bildiriyor
Canlı yayında konuşurken birden arkadan bir grup “Türkiye Laiktir laik kalacak” diye tempo tutuyor.
Zehir muhabir alçak sesle “Yayını kesin” diyor... Birazdan yayın kesiliyor.
Türkiye laiktir laik kalacak, sözlerinin nesi bu arkadaşları rahatsız ediyor?
Ne demiş Atatürk “laiklik nedir?” diye soranlara...
“Laiklik adam olmaktır...”
Acaba arkadaşları rahatsız eden bu söz müdür?

Bir muhalefet partisi yönetiminin
başarısız olduğunun göstergesi
iktidar tarafından desteklenmesidir!
***
Gezi Parkı’na yine inşaat kararı alındı!
Bakalım gençler yine sokağa dökülüyor mu diye test ediyorlar.
Akif Kökçe

ANI

2004 yılında Ahmet Necdet Sezer’in oğlu Levent Sezer’in düğünü Çankaya Köşkü’nde yapıldı. Her taraf ışıl ışıldı. Sık sık anlatıldığı gibi Necdet Sezer o gece sarf edilen elektriği ve diğer masrafları cebinden ödemişti. Biz düğüne 5 gazeteci davetliydik. İlhan Selçuk, Mustafa Balbay, Cüneyt Arcayürek, Bekir Coşkun ve bendeniz. Adet olduğu üzre düğüne cebimizde birer Cumhuriyet altını da götürmüştük. Ancak nasıl ve ne şekilde vereceğimizi bilemiyorduk. Bir ara Sayın Sezer’e yavaşça fısıldadık:
- Efendim gelinle damada bir küçük hediye getirmiştik...
Ahmet Necdet Bey, gülümsedi:
- Sizlerin gelmesi hediye zaten, başka hediyeye gerek var mı?
Hediyesiz bir düğün olmuştu...

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları