Tarih:
05.04.2016
Kayseri pazarlığı!
Melih Aşık; Yunan adalarından ilk sığınmacı kafilesi Türkiye’ye geri gönderildi. İlk gelenler Afganistan ve Pakistan gibi ülkelerden göç edenler...
Yunan adalarından ilk sığınmacı kafilesi Türkiye’ye geri gönderildi. İlk gelenler Afganistan ve Pakistan gibi ülkelerden göç edenler...18 Mart tarihli Türkiye - AB Ortak Deklarasyonu’na göre Yunan adalarından Türkiye’ye geri gönderilen her Suriyeli sığınmacı karşılığında Türkiye’den AB’ye bir Suriyeli sığınmacı gönderilecek.
Ancak diğer ülkelere mensup sığınmacıların karşılığında dışarı sığınmacı gönderilemeyecek. Bu durumda Türkiye’deki sığınmacıların sayısında azalış değil, artış olacak. Özetle, bu mutabakat Yunanistan üzerindeki sığınmacı baskısını hafifletecek, ancak, Türkiye’nin yükünü azaltmayacak, hatta arttıracak.
Peki daha önce açıklandığı gibi Türk vatandaşlarına haziran ayından itibaren vize muafiyeti sağlanacak mı? Bunun da garantisi yok. Türkiye, AB’nin bütün kriterlerini yerine getirse bile, nihai karar AB Parlamentosu’na ve AB Konseyi’ne bırakılacak.
AB bundan sonrası için Türkiye’ye 6 milyar euro vaat ediyor. Ancak Türkiye’nin şimdiye kadar yaptığı ve 10 milyar dolara ulaşan harcamaların telafisi için AB herhangi bir katkıda bulunmayacak.
Bir dostumuzun ifadesiyle... Başbakan’ın dediği gibi Brüksel’de bir Kayseri pazarlığı yapılmış, ancak verdiğinden çok almasıyla ünlü Kayserili tüccar rolünü Türkiye değil AB üstlenmiştir. AB ilk kez Türkiye’ye karşı ricacı duruma düşmüş, ancak bu fırsat harcanmıştır...
HAK
Can Dündar ve Erdem Gül’ün ilk duruşmasına yabancı ülke elçi ve konsoloslarının da katılması iktidarı kızdırdı. Demokratları mutlu etti. Usule ilişkin bir noktayı Büyükelçi Onur Öymen belirtiyor:
- İnsan hakları konusunda ülkeler tepki gösterebilir ancak bu tepkinin teamülen kendi başkentlerinde gösterilmesi gerekir. Tepkinin İstanbul yerine mesela Berlin’de, Londra’da, Paris’te gösterilmesi daha iyi olurdu.
Onur Öymen daha önemli bir konuya değiniyor:
- Batı’nın ülkemizdeki özgürlüklerle ilgili duyarlığı olumludur. Ne var ki bu duyarlığı geçen yıllarda İlhan Selçuk, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan gibi Atatürkçü gazeteciler için göstermediler. Ergenekon iddianamesi açıklanmadan bunun terör örgütü olduğunu kayıtlara geçirdiler. Bu çifte standardı göz ardı edemeyiz.
Sığınmacılar Türkiye’ye gönderiliyor!
İnsanları “Ölümü göze alarak kaçtığı ülkeye” göndermek büyük insafsızlık…
Akif Kökçe
YANGIN
Erzurum Devlet Tiyatrosu’nda geçen hafta çıkan yangın sonucu 6 katlı bina kullanılmaz hale geldi. Devlet Tiyatroları sahnesi, kulis ve soyunma odaları yangında kül oldu. Yangını gözyaşlarıyla izleyen tiyatro sanatçıları büyük bir üzüntü yaşadı. Sanatçı Orhan Aydın attığı tweet mesajında diyor ki:
“Erzurum’da yanan Devlet Tiyatrosu Sahnesi için Kültür Bakanı ağzını açmadı.
Bilin isterim, o bina onarılmazsa o ilde bir daha perde açılmaz.”
Kültür Bakanı ağzını açmayacak mı?
Yangında yok olan sahneyi yeniden inşa etmek çok mu zor?
Erzurumlular tiyatrolarının yeniden inşasını istemeyecek mi?
Hayal ve gerçek!
Başbakan Davutoğlu geçen hafta sonu Habertürk’e verdiği röportajda diyor ki:
“Halkın çözüm sürecinden beklediği şey, silahların tümüyle terk edilmesi. Böyle bir şey olursa, 2013 Mayıs’ına dönülürse, o zamanki gibi PKK tüm silahlı unsurları Türkiye dışına çıkarıp ülke içinde tek bir silahlı unsur kalmazsa, her şey konuşulabilir. PKK silahı bırakacak, bunun başka yolu yok. Silah bırakıldıktan sonra, niye konuşulmasın barışın şartları içinde?”
Bu sözlerin içinde anlaşılmayan bölümler var... 2013 Mayıs’ında PKK’nın tüm silahlı unsurları Türkiye dışına mı çıktı?
Böyle bir şeyi kimse hatırlamıyor.
Birkaç manganın yurtdışına çıkar gibi fotoğrafları yayınlandı.
Ancak PKK yurtdışına çıkmadı. Çıkan sayıdan fazlası içeri girdi.
ANKA Enstitüsü Başkan Yardımcısı Cahit Dilek diyor ki:
- Bu tür müzakereye oturma manevraları terör örgütüne cesaret vermekte, biraz daha kan dökerlerse Ankara’nın masaya oturacağını düşünmekteler.
O yüzden ortada fol ve yumurta yokken hele de geçmişle ilgili hayali sözler sarf ederek masaya oturmaktan söz etmenin pratik yararı yoktur, zararı vardır...
* ADANA Numune Araştırma ve Eğitim Hastanesi’nin 500’er adet tespih ve seccade alım ihalesini internet sitesinde okuyan CHP Adana milletvekili Av. Elif Doğan Türkmen Sağlık Bakanı’na soruyor:
“Gazetelerde hastanenin çatısının aktığına ilişkin haberler okuduk. Çatı onarıldı mı? Onarılmadı ise bu sorun ne zaman giderilecektir?”
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları