Kendini Besle
Melih Aşık; İnsanlar itibar görmek ister... İtibar görürse mutlu olur... Bazen de itibarı kendi kendine yaratır... Osmanlı’dan kalan bir öyküdür.
Eğitimci Ali Özdemir faydalı gördüğü bilgileri bize de iletiyor...
Son notunda sağlıklı beslenme deneyimini anlatmış...
“Beslenme uzmanı değilim.
Kimseye akıl vermek için yazmıyorum. Herkes kendinin hekimi olmalıdır.
Son 4 yıldır yüzde 90-95 oranında vegan besleniyorum.
Şeker, tansiyon, nabız, kolesterol değerlerim mükemmel.
Prostat büyümesi sorunun vardı. Tamamen yok oldu.
Günde 18 saat çalışsam bile bitkinlik olmuyor.
Geceleri çok dingin uyuyorum.
Diz kapaklarımdaki sancı yok oldu.
Hiç grip, nezle olmuyorum.
Her gün 10 km hiç üşenmeden yürüyebiliyorum.
Et, tavuk, balık yok. Yumurta, süt, yoğurt, bal, sucuk, salam, sosis, margarin, tereyağı, ayçiçek yağı yok.
4 yıldır çok düşük bir beslenme maliyetim var.
Sabahları: Ceviz, fındık, badem, kaju, leblebi, tahin, domates, biber, salatalık, şalgam, mercimek çorbası, az kepekli ekmek, zeytin, muz, elma, ayva, havuç, maydanoz, tere, roka, yulaf, limon, mandalina, portakal, yeşil cay, siyah çay, kuşburnu çayı vb.
Öğlenleri: Sabah yenilenlerin aynısı. Ek olarak fasulye, nohut, bezelye, patates, lahana, brokoli, bamya, bulgur, basmati pirinç, bakla, turşu, salata, kabak çekirdeği, ay çekirdeği vb.
Akşamları: Sabah ve öğlenin aynısı...
Ali Bey bu yazdıklarını kitaba da dönüştürmüş... İsteyenlere ek bilgi verebileceğini söylüyor. Adresi: www.aliozdemir.net
KONYA6
Dilimizde “Git gel Konya altı saat” diye bir söz vardır...
Ne yapsan değişmez, anlamında bir özdeyiş...
Okurumuz Arif Esen bir tarihte bu sözün Konya ile ilgisi olmadığını anlatmıştı.
Demişti ki:
“Bu hikâye Konya’ya değil, Antalya’ya aittir.
Antalya’da vatani görevini yapan bir genç izin gününde hemşerisine rastlar. Hoş beşten sonra hemşerisi asker gence “İzin günün nasıl geçiyor?” diye sorar.
Asker cevap verir:
“Git-gel Konyaaltı - Saat... Bu Antalya’da gidilecek başka yer yok.”
Asker Konyaaltı semtindeki birliği ile merkezdeki Saat Kulesinin bulunduğu Saat semti arasında gidip gelmekten bıktığını bu sözlerle anlatmış... Başka gidilecek yer olmadığını anlatmak istemiş.
Sözün aslı buymuş...
Bu bilgi ne işimize yarayacak diye soracak olursanız... Bilgi bilgidir... Bir şeyin doğrusunu bilmek zihinsel özgüveni arttırır.
İTİBAR
İnsanlar itibar görmek ister... İtibar görürse mutlu olur... Bazen de itibarı kendi kendine yaratır...
Osmanlı’dan kalan bir öyküdür...
Adam akşam eve güler yüzle girmiş, heyecanla karısına:
- Bugün çok güzel bir şey oldu, demiş, Allah’ın şanslı kulu olduğumu anladım...
- Hayrola Bey ne oldu?
- Cuma selamlığı sonrasında padişahın arabasındaki atla göz göze geldik, bana uzun uzun baktı...
MAZİDEN
Sıkıntılı dönemlerde Meclis’e düşen görevlerden biri de halka umut vermek, sıkıntıları paylaşmaktır...
1929 dünya ekonomik krizinin sarsıntılarının ülkemize yansıdığı yıllarda... 7 Mart 1931 tarihinde Meclis üyeleri, ülkenin içinde bulunduğu ağır ekonomik krizi göz önüne alarak, 9 ay önce 500 liraya yükseltilen maaşlarını yüzde otuz oranında indirerek 350 lira yapmışlardı. Bu kararı 2 gün önce aldıkları “yeniden seçim” kararına rağmen vermeleri, toplumda devlete duyulan güveni artırmıştı.
Atatürk’ün o dönemde: ‘Vekil maaşları, öğretmen maaşını geçmesin” dediği de hep anlatılır.
O dönemde halkı doğrudan etkileyen kimi vergiler indirilmiş, kamu kuruluşlarında çok ciddi bir tasarruf hamlesi başlatılmıştır.
FUZULİ
En güzel aşk dizelerinden biri Fuzuli’ye aittir:
“Aşk imiş her ne vâr âlemde”
Yani
“Alemde ne varsa aşktan ibarettir”
Aydın Boysan çok sevdiği Fuzuli’ye şu adı takmıştı:
“Zaruri”
SİYAMİ
Twitter’da Siyam Öküzü adlı hesap sahibi Suriyelilerin yurtlarına dönmesi için kampanya yürüten Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’a şu mesajı yollamış:
“Sayın Ümit Özdağ, Asansör firması sahibi olan İlhan Bayrak beyin asansör bakım ustası olarak çalıştırdığı 2 Suriyeli usta Suriye’ye dönmüştür...
Aynı donanıma sahip 2 asansör bakım ustası göndermenizi rica ediyoruz.
İlk etapta 60 bin lira maaş, yol, yemek, SGK, servis verilecektir...
Ümit Özdağ’ın bu kinayeli mesaja verdiği cevap şöyle:
“Sayın Siyam Öküzü,
Suriyeli ustalar Türkiye’ye gelmeden önce herhalde Eskimo ustalar asansör bakımını yapıyorlardı. Bir zahmet onları bulup tekrar işe alabilirsiniz. Bu ülkede Türkler yüzyıllardan bu yana hiç çalışmadığı için siz de haklısınız işleri hep çalışkan Suriyeliler, Eskimolar, Ugandalılar yaptılar.”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları