loading
close
SON DAKİKALAR

Kimin güvenliği?

Melih Aşık
Tarih: 11.02.2015

İstanbul Barosu avukatları Adalet Sarayı’nda protesto nöbetine başlıyor.

132 maddeden oluşan İç Güvenlik Tasarısı eşi görülmemiş bir baskı yasası olarak Meclis’in gündeminde. Barolar ayakta... İstanbul Barosu avukatları Adalet Sarayı’nda protesto nöbetine başlıyor. Avukat Turgut Kazan iktidarın gizlediği amacı ve sonuçlarını şöyle değerlendiriyor:
- Bu düzenlemeyle yurttaşların güvenliğini sağlamak değil, siyasal iktidara karşı çıkılmasını yasaklamak amaçlanıyor. Artık, toplantı ve gösteri yapılamayacak, slogan atılamayacak, pankart taşınamayacak. Yasaya aykırı toplantı tanımı iyice belirsizleştirilerek, polisin şiddete başvurması kolaylaştırılacak. Ve silah kullanan polis özel olarak korunacağı için, yeni cinayetlere ortam hazırlanacak.
Özetle... Hitler Almanyası’na kardeş geliyor...
İstanbul Barosu’nun tespiti şudur:
“İç güvenlik paketi altında yapılmak istenen, bir rejim değişikliğidir.”
Aydın, Balıkesir, Bursa, Burdur, Çanakkale, Denizli, İzmir, Kırklareli, Manisa, Muğla, Kütahya ve Uşak barolarının ortak bildirisinde:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin 92 yıllık tarihinde hiç bu kadar özgürlük karşıtı bir yasal düzenlemeye yer verilmemiştir” deniyor...
“Demokrasi bizim için tramvaydır, hedeflediğimiz durağa varınca tramvaydan ineriz” demişti Erdoğan.
İnanmayanlar çoktu. İşte... Hedeflenen noktaya gelindi. Tramvaydan iniyorlar.

Çocuklara sağlık!

Kemal Kılıçdaroğlu’nun dünkü Grup toplantısında izleyenlere gösterdiği iki fotoğraf gerçekten yürek yakıncıydı. Şanlıurfa Çocuk Hastanesi’nde 6 metrekarelik bir odada tam 9 hasta çocuk yatıyordu. Öyle bir fotoğraftı ki, başka söze de gerek bırakmıyordu... Şanlıurfa’da durum böyle de başka illerdeki durum çok mu farklıdı? Eski Sağlık Bakanlığı Müsteşarı, CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray’ı dinliyoruz:
- Benzer durum İzmir Çocuk Hastanesi için de geçerli. Hastalar hâlâ koğuş sistemi odalarda ve kapasite zorlanarak tedavi edilmeye çalışılıyor. Hekim ve hemşire açığı had safhada. İzmir’deki hastanede başka sorunlar da yaşanıyor. Örneğin birçok kanser ilacı bulunmuyor. Yanlış ilaç politikaları yüzünden 200’ün üzerinde ilaç ithal edilemediği için onlar da yok.
- Bir de lösemili çocuklar var...
- Evet. Hemen her lösemiden ölüm vakası sonrası Sağlık Bakanlığı yetkilileri iki - üç ay içinde kemik iliği bankası kuracaklarını açıklarlar. Bu banka kurulsa, kemik iliği nakli yapılabileceği için pek çok hasta kurtulacak. Ama maliyeti topu topu 50 - 60 milyon dolar olan bu banka nedense bir türlü kurulamıyor. Kısaca (MPS) denilen bir hastalık var. Bu hastaların ilaç paralarını SGK karşılamıyor. Şu anda 250 çocuğun hayatı da ilaç alamadıkları için ciddi tehdit altında.

ŞARKI

Şarkılarıyla süslenmiş geceleri birer anı olarak bıraktı...
Ruhumuzda silinmeyecek izler bırakarak ayrıldı aramızdan...
Gıpta ile bakılan, kıskanılan, sembol olmuş bir kadındı...
Kim bilir kaç milyon genç kız onun sahip olduklarına erişmek isterdi.
O ise son sözünü bundan 10 yıl önce söylemiş...
Ayşe Arman’ın yaptığı röportajda demiş ki:
“Şöhret, para, pul, han, hamam, apartman geçici. Keşke bir adam olsaydı hayatımda da onunla birlikte yaşlanabilseydim!”
Hayat, unutulmaması gerekenleri en sona bırakıyor bazen...

Milletvekili olmak için istifa eden devlet görevlilerinin “geçtiği partiye bakılırsa” paralel devleti yalnızca Cemaat kurmuyormuş!
Akif Kökçe

ÇAPA

Çapa Fen Lisesi’nin duvarına okul yönetimi gözetiminde afiş asılmış...
Afişte “Her gün saat 12.35’te okul mescidinde cemaatle öğle namazı kılınacağı” bildiriliyor.
Gencgazete.com haberine göre afişte ayrıca şu ibare okunuyor:
“Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi derece daha faziletlidir.”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın okul yöneticilerine verdiği görevler arasında bu da var mı?
Hiç duymamıştık...

İNEK

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı Ankara’da bir okulda okul sütü dağıtım törenine katılmış. Sonrasını Hürriyet’te okuyoruz:
“Bakan Avcı daha sonra 2-B sınıfına girdi ve öğrencilere uygulamalı olarak ‘balona toplu iğne batırıp patlatmama tekniği’ni öğretti. Bir öğrencinin sorusu üzerine Avcı, sütün üretim zincirini anlattı ve öncelikle ineklere teşekkür edilmesi gerektiğini belirtti.”

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları