Kokain peşinde!
Melih Aşık; Sumru, Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da dolaşırken sıcakta ağaç altlarında uzanmış, yaprak çiğneyen insanlar görüyor. Bu bitki hem uyuşturucu etkisi yapıyor hem tokluk hissi veriyormuş.
Peru polisinin iddiasına göre, Türkiye’ye gönderilmek üzere seramik şekli verilerek paketlenmiş 20 milyon dolar değerinde kokain yakalanmış.
Şu sırada tesadüfen Mülkiye’den arkadaşımız Sumru Akıncı Noyan’ın raflara yeni çıkan “Aklımda Kalanlar” adlı kitabını okuyoruz. Sumru Noyan, mezuniyetten sonra Dışişleri Bakanlığı’na girmiş, başarılı bir diplomat olmuştu. Büyükelçilik sırası geldiğinde de Dışişleri’nden izinli olarak Birleşmiş Milletler’e geçti, Uyuşturucu ile Mücadele Programı’nda (UNODC) üst düzey bir göreve getirildi.
12 yıl görevde kalan Sumru Noyan başarıları nedeniyle merkezi Viyana’daki örgütün başkan yardımcılığına kadar yükseldi.
Sumru Noyan, kitabında, İran, Afganistan, Lübnan, Myanmar, Pakistan Tacikistan, Kamerun, Etiyopya derken sayısız ülkede uyuşturucu ve insan kaçakçılığının kontrolü için yaptığı çalışmaları ve görüşmeleri anlatıyor. Bir kadın için hayli zor zamanlardan geçmiş. Afganistan’da uyuşturucu trafiğinin de başında olan Kandahar Valisi ile görüşmesi dahil kitabın sayfalarını bir polisiye öykü heyecanı ile okuyoruz.
Bu arada dünyayı Sumru ile birlikte dolaşıyor, çok ilginç bilgiler ediniyoruz. Sumru, Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da dolaşırken sıcakta ağaç altlarında uzanmış, yaprak çiğneyen insanlar görüyor. Soruşturunca, bunların “kaht” adı verilen bitkiyi çiğnediğini öğreniyor. Bu bitki hem uyuşturucu etkisi yapıyor hem tokluk hissi veriyormuş. Karnını doyuramayan ülkeler için mucize bir bitki anlayacağınız!
Değerli diplomatımızı zor görevdeki başarılarından dolayı geç de olsa kutluyoruz.
İSTANBUL
93 yıl oluyor İstanbul, İstanbul olalı...
Osmanlı döneminde İstanbul’un adı resmi kayıtlarda Konstantiniyye idi. Avrupa’da ise Constantinople diye tanınır, Türkiye’ye posta bu adla gelirdi. Diğer kimi şehirler de yine Batılıların dilinde farklı yazılırdı. Ankara Angora, Trabzon Trebizonde diye yazılırdı örneğin. 3 Ocak 1929 tarihinde, Türkiye Posta, Telgraf ve Telefon Umum Müdürü, merkezi İsviçre’de bulunan Uluslararası Posta Teşkilatı’na (UPU) bir mektup yazarak bundan sonra gönderilen postalarda “Constantinople” veya “Stamboul” yerine “İstanbul” isminin kullanılması lazım geldiğini resmen bildirdi. Bunun için bir yıl süre verildi ve 28 Mart 1930 tarihinden itibaren yurt dışından Constantinople veya Angora gibi isimlerle gelen postaların iadesine başlandı.
Böylece kentin adı Türkçeleşti mi? Hayır. İstanbul da Yunan kökenli bir isimdir. Ancak halkın dilindeki isim buydu. Ve daha az yabancıydı.
İstanbul günümüzde de halkın yadırgamadığı, şiirlere, şarkılara uyan bir isimdir.
HIRVAT
Milli Takımımız önceki akşam Bursa’da Hırvatistan’a 2-0 yenildi. Hırvat antrenör Zlatko Daliç maçtan önceki basın toplantısında dedi ki:
“Yeni oyuncu üretmek çok zor. Biz 3.5 milyonluk bir ülkeyiz, siz 80 milyon nüfusa sahipsiniz. Sizde daha kolay yeni oyuncu çıkabilir. Bursa 3 milyonluk bir şehir, biz ülke olarak 3.5 milyonuz.” Evet, Bursa büyüklüğündeki Hırvatistan bizden çok daha kaliteli futbolcular çıkarıyor. Peki biz neden kaliteli futbolcu, kaliteli takım üretemiyoruz?
Yarım milyon insanın yaşadığı Kadıköy’de gençlerin top oynayacağı arsa kalmadığı gibi okul bahçelerinin de otoparka dönüştürüldüğünü yazmıştık.
Artık marifet futbolcu yetiştirmek değil borca girip milletin parasıyla yabancı futbolcu transfer etmek. Kulüp başkanları yaptıkları transferlerle övünüyor. Hayallerimizi yabancı futbolcular süslüyor. Bu tarladan milli futbol bu kadar çıkıyor!
HAMZA
Hint asıllı Rishi Sunak İngiltere Başbakanı.
Pakistan asıllı Hamza Yusuf da İskoçya Başbakanı oldu. Demek ki göçmenleri entegre eder, ülkenizi sevdirir ve iyi eğitirseniz onlardan veya çocuklarından başbakan bile üretebiliyorsunuz. Özlem Türeci ve Uğur Şahin örneğindeki gibi dünya çapında bilim insanı da çıkar göçmenlerin arasından.
Tabii sayılarını da mantıklı düzeyde tutmak, doyurabildiğinizden fazlasını ülkenize almamak koşuluyla.
KONKENT
Mersin Belediyesi’nin Adıyaman’da inşa ettiği konteyner kent, üç hafta içinde ailelere teslim edilecek. 670 konteynerde 350 aile barınacak.
Mersin Belediye Başkanı Vahap Seçer diyor ki:
- 80 dönüm alan üzerinde yaptığımız 670 konteynerden oluşan kent, sahra hastanesi, kreş, okuma salonu, çocuk oyun ve spor alanları, çamaşırhaneden oluşuyor. Konteynerler su ısıtıcısından elektrikli peteğe, karyoladan her türlü mefruşata kadar tam teşekküllü olacak.
***
Haberi okurken düşünüyoruz. Kiralar almış başını giderken... Deprem yaşamamış ama konut sıkıntısı çeken kentlerde de belediyeler bu tür konteyner kentler yapmayı planlamaz mı?
Konutlar küçük ama mahalle oldukça sağlıklı. Konteynerler dar gelirli yurttaşlara uygun fiyatlarla satılabilir veya kiraya verilebilir.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları