Tarih:
19.12.2015
Konuşana bakarsak...
Melih Aşık; Demirtaş’ın sözlerinden anlıyoruz ki devlet, PKK’nın hendek kazma ve hendeklerde silahla mevzilenme hakkıyla birlikte özerkliğin müzakeresini de kabul edecektir. İşler iyice zorlaşıyor...
"Bize tankın namlusunu gösterip geri adım attıracaklarını zannediyorlarsa biz ölüm korkusunu çoktan aştık... Silip süpürme operasyonuymuş. Siz kimsiniz ya? Siz ancak bu toprakların kanalizasyonunu temizlersiniz... Gençler hendek kazıyor, halk barikat kuruyormuş. Başka bir yol gösterin yapsınlar... Hiçbir şey yapamıyorsanız direnen gençlerimiz için dua edin... Sokağa çıkma yasakları kalkacak, infazlar duracak, özerkliğin müzakere edildiği, üçüncü gözlemci gözün masada olduğu sağlıklı bir müzakere ortamına dönülecek. Bizim istediğimiz bu.”HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, dün Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında yaptı bu konuşmayı. Terörü ve yasa dışılığı böylesine pervasızca savunan bir konuşmayı, herhangi bir Batı Avrupa ülkesinde herhangi bir siyasi partinin herhangi bir genel başkanı yapabilir mi? Yaptığı an o ülkenin yargısı o genel başkan ve partisi hakkında harekete geçmez, ettiği lafın hesabını sormaz mı?
Eğer PKK siyasete dahil edilirse, sorunlar konuşarak çözülecek, terör kendiliğinden ortadan kalkacaktı. HDP Meclis’e 80 milletvekili soktu. PKK söz hakkı elde etti. Ancak bizim terör, karşı tarafın direniş adını verdiği savaş dinmedi aksine daha da kızıştı...
Demirtaş’ın sözlerinden anlıyoruz ki devlet, PKK’nın hendek kazma ve hendeklerde silahla mevzilenme hakkıyla birlikte özerkliğin müzakeresini de kabul edecektir. İşler iyice zorlaşıyor...
Başkanlık mesajı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçen salı günü Hürriyet’te, Başbakan Davutoğlu ile yapacakları görüşme konusunda şöyle diyordu:
“Bize ‘başkanlık’ önerisiyle gelmesin. Hele Sayın Cumhurbaşkanı bu konulara hiç girmesin... Kendisine yeni bir makam arayışına girmesin...”
Başkanlık konusunda bu kadar sert ve kesin konuşan Kılıçdaroğlu iki gün sonra Habertürk TV’de başkanlık sözü açıldığında bakınız ne diyor:
-Başkanlık sistemi tartışılabilir, biz tartışılamaz demiyoruz. Biz başkanlık sistemi derken ne demek istiyorsunuz çıkın halka açıklayın diyoruz. Biz parlamenter sistemi savunuyoruz. Başkanlık sistemiyle federal bir sistem mi öneriliyor? Başkanlık sistemi derken ne demek istediklerini söylesinler, biz de fikirlerimizi açık açık söyleyelim.
Kılıçdaroğlu “Başkanlık sistemi” ni tartışmaya hatta pazarlığa açmıştır.
Hani“uygun” bir başkanlık sistemi öngörülürse pek hayır demeyecek gibidir.
Parlamenter düzenin verdiği sınırlı yetkileri tek adam yönetimine dönüştüren bir anlayışın başkanlık yetkilerini hangi sınırsızlığa taşıyacağını çocuklar bile tahmin edebilir. Kılıçdaroğlu ise aniden unutmuş görünüyor.
Türkiye’de büyük bir muhalefet boşluğu var. Var gibi görünüp de olmayan veya muktedirlere koltuk değnekliği yapan bir muhalefet en tehlikelisidir.
“Tabiatın insanlara en adil dağıttığı nimet akıldır, derler. Çünkü hiç kimse aklının azlığından şikayetçi değildir.” Montaigne
DOST
Türkiye ile İsrail arasında buzların eridiği, bir ön mutabakat yapıldığı bildiriliyor. Buna göre, İsrail 2010 yılındaki Mavi Marmara baskınında hayatını kaybedenlerin ailelerine tazminat ödeyecek.
Karşılığında Türkiye de İsrail’e açmış olduğu davalardan vazgeçecek ve diplomatik ilişkilerin seviyesi yükseltilecek.
Türkiye Hamas’a karşı daha katı bir tutumu benimseyecek.
İsrail’den doğal gaz alımı için görüşmeler başlayacak.
Bu arada yandaş kalemlerin İsrail’le dostluğu buruk karşıladığı belirtiliyor. O yandaş kalemlere Yazar Hüsnü Mahalli şu tavsiyede bulunuyor:
- Halka “İsrail’i Müslüman yapmak için dost oluyoruz” deyin. Halk buna çok sevinir, prestij kazanırsınız.
“İslamiyet’i yaymaya çalışıyoruz” diyorlar!
Böyle bir amaçları varsa enerjilerini neden
“Yüzde 99’u Müslüman” olan bir ülkeye harcıyorlar?
Akif Kökçe
ANMA
Menemen’de 85 yıl önce gericiler tarafından katledilen Şehit Asteğmen Kubilay’ı anma törenine ilişkin karartamalar çoğalarak sürüyor.
Her yıl tören programında yer alan ilçe belediye başkanının konuşması bu yıl programdan çıkarıldı. Bunun tartışması sürerken, Genelkurmay devreye girdi.
Törenin yapıldığı Yıldıztepe Kubilay Anıtı’nın askeri bölge içinde olması nedeniyle törenleri organize eden Genelkurmay Başkanlığı bu yıl sadece TRT ve Anadolu Ajansı’nın tören alanına alınacağını duyurdu. Diğer basın kuruluşlarının tören alanına alınmayacağı açıklandı.
İzmir valileri zaten törenlere katılmıyor, her yıl yardımcılarını gönderiyor.
Neden tüm bunlar?
Kubilay’ı şehit edenlerin zihniyeti iktidarda ondan, diyenler var.
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları