Kürtçe çatlak!

“Politika kokoreç gibidir, bir gıdım tezek kokmalıdır, ama iki gıdım değil”...

Siyasi Partiler Yasası’nın iki maddesinde değişiklik öngören bir teklif önceki gün Meclis Başkanlığı’na sunuldu.
Teklif çarpıcı bir değişiklik öngörüyor...
Siyasi partilerin her türlü çalışmalarında... Tüzük ve programlarının yazımı ile yayımlanmasında... Kongrelerinde, açık veya kapalı toplantılarında, mitinglerinde, propagandalarında “... Türkçeden başka dil ve yazı kullanamazlar” ibaresini kaldırıyor.
Bu çalışmaların başka dillerde de, dolayısıyla Kürtçe de yapılabilmesine izin ve imkân veriyor.
Teklif yasalaşırsa BDP artık Kürtçe miting, kongre, grup toplantısı yapabilecek...
Teklifi BDP mi yapıyor? Hayır CHP...
Bu hayli radikal teklifin altındaki imzalar CHP Grup Başkanvekilleri: Akif Hamzaçebi ve Muharrem İnce’ye ait...
CHP’nin üç Grup Başkanvekili var. Üçüncüsü Emine Ülker Tarhan. Onun imzası yok. Nedenini dün kendisine sorduk. Gelen yanıt CHP’de önümüzdeki günlerde yaşanması muhtemel yeni bir tartışmanın da habercisi oldu:
“Bu teklif bana da geldi. İmzalamadım, imzalamayacağım da...”
İki grup başkanvekilinin imzaladığı teklifin genel merkezden geldiği söyleniyor. Bu zamanlama neyin ifadesi? Nasıl bir siyasi sonuç umuluyor? Pek anlaşılabilmiş değil...




Politika üzerine en kısa ve güzel tariflerden birini Fransa eski cumhurbaşkanlarından Felix Faure yapmış... Mine Kırıkkanat’ın sütunundan aldığımız sözünde yaklaşık olarak diyor ki:
“Politika kokoreç gibidir, bir gıdım tezek kokmalıdır, ama iki gıdım değil.”



- 40 yolcunun öldüğü Pamukova tren kazasında “sorumlu makinist” dediler adamı hapise attılar.
Şimdi de Uludere katliamını üzerine yıkacak bir günah keçisi arıyorlar.
Madem siyasi otoritenin hiç günahı yok bu işte. Neden aylardır gizliyorlar olayın ayrıntılarını ve sorumluları?



Ekonomi yönetimi yerli kredi derecelendirme kuruluşu için çalışmaları hızlandırmış.
İyi de kendi kendine not veren bir ülke uluslararası piyasalarda ciddiye alınacak mı peki?
H. Ertem



Tayyip Erdoğan, “Bizde muhalefet beyaza siyah der” demiş.
Lafını biz tamamlayalım: İktidar da siyaha beyaz der!
F. Fidan




300 milyonluk saray
Başbakanlık Ankara Söğütözü’nde 150 dönüm arazi içine 300 milyon lira sarfıyla yeni bir başbakanlık binası yaptırıyor. İlginç olan.. İhale davetiye usulüyle yapılacak... Katılacak firmaları Başbakanlık seçecek... Cumhuriyet’te yer alan Fırat Kozok’un haberine göre firma şimdilik belli değil ama mimar belliymiş; Şefik Birkiye...
Brüksel’de yaşayan Şefik Birkiye’nin adı birkaç yıl önce Haydarpaşa projesinde duyulmuştu. Hani şu 7 gökdelenli Haydarpaşa projesini yapan mimar. Bu projeyi Birkiye ortada bir Haydarpaşa ihalesi olmadığı halde Çalık Holding adına yapmıştı. Acaba bu defa hangi firma adına çalışıyor? Merak ediyor musunuz?




Öğretmen mektubu
Yazarları e - posta bombardımanına tutan öğretmenler diyor ki:
“9 aydır size sesimizi duyurmak adına yapmadığımız şey kalmadı. Kaç defa randevu talebinde bulunduk ancak bize kimse dönüş yapmadı. Faks çektik, telefon açtık yetmedi kongre kongre sizi takip ettik, hediyelerimizle beraber mektuplarımızı verdik korumalarınıza, danışmanlarınıza. Ama bugün hâlâ bizlerin sorunu çözülmedi, eminiz ki sesimiz size hiç gelmedi...”
Öğretmenler bu satırları Başbakan’a yazıyor... Nedir dertleri... Bakalım:
“Bizim sorunumuz ataması yapılmayan öğretmen sorunu değildir. Yaklaşık 3 yıldır yaşanan bir haksızlığın neticesinde başarılı olup da hâlâ atama bekleyen öğretmenlerin sorunudur.
Bizler, 2010 KPSS’den beri yüksek net yapıp branşımızda başarı gösterdiğimiz halde atamamız yapılmayıp tekrardan sınava hazırlanmak zorunda bırakılıyoruz.
Başbakanım bizlere diyorlar ki ağustosta yüksek alım var, 2012 KPSS’ye çalışın...
Ama hiç şunu düşünmüyorlar: Bu gençler zaten kadrolu atanabilecek kadar puana sahipken, hakları 2010’dan beri başkalarınca ellerinden alınırken, göz göre göre 3. yıllarını bir hiç uğruna kaybederken nasıl olur da ders çalışabilirler?...
Peki nasıl giderilebilir sorun?
- Verilen sözler tutularak haziranda yapılacak en az 28 binlik adaletli atama ile giderilebilir...
Öğretmenler sadaka istemiyor.. Sadece ve sadece...
Verilen sözlerin tutulmasını istiyorlar....



Çalışmak isterseniz
Bir alıveriş merkezinin en üst katında yemeğimizi yerken gözümüz küçük ilana takılıyor:
“Bizimle çalışmak ister misiniz?”
Kuruluşun sahibi olduğu anlaşılan zarif bayana yapılacak işi ve ücretini soruyoruz...
Masalardaki boşları toplayacak... Etrafı temizleyecek... Haftada 6 gün 10 saat çalışacak.. Günde yaklaşık 30 lira yevmiye alacak...
Günde 10 saat çalışma karşılığı 30 lira...
Bir başka lokanta garson arıyor.. Onun koşulları mı... Günde 12 saat iş 50 lira yevmiye...
Dünyanın en hızlı büyüyen ikinci ekonomisinde hayat böylesine zor.. Özellikle emeğiyle geçinenler için...