Tarih:
19.05.2012
Manzara-i umumiye
Ulu Önder Samsun’a ayak basarken “Bağımsızlık benim karakterimdir” demişti. Acaba ne demek istemişti? Cevabı unutanlar çoğunlukta ve yüksek koltuklarda...
Bugün 19 Mayıs 2012... Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı ve bağımsızlık savaşını başlattığı günün 93. yıldönümü... Biz bugün “Uludere’de 34 kişiyi öldüren istihbaratı kim verdi?” sorusuyla meşgulüz.Bizim Genelkurmay’ın açıklamasını Amerikan Savunma Bakanlığı yalanladı.
Gerçek meydanda... Kendi ülkemizi Amerikan istihbaratıyla savunuyoruz. O istihbarat yanlış mı verildi, biz mi kullanamadık onu da bilmiyoruz.
Genelkurmay silahlarını daha tehlikeli bir hedefe yöneltmiş durumda. Bekir Coşkun’la uğraşıyor... Bekir’in kalemi Genelkurmay’ı İran ya da Rus füzelerinden daha fazla endişelendiriyor.
Hapiste 68’i general 250 subay yatıyor. Bu subayların sahte kanıtla yargılandığı kuşkusu bütün ülkeyi kapladı. Avukatlar duruşmalara girmiyor. İktidar partisi duruşmaları avukatsız yürütmek için yasa hazırlığında.
İstifa zorunda kalan yargıç Ayşegül Aksu, “Yargıçlar korktuklarını söylemeye bile korkuyor” diyor.
Bu arada önemli bir sorun çözüldü... Sarıklı, cübbeli, takkeli kişilerin orduevlerine girmesi serbest bırakıldı.. Artık aczimendiler de orduevlerine girebilecek... Ancak Meclis’e üzerinde Atatürk resmi bulunan eşarp ya da kravatla girilemiyor artık.
PKK terörü can almaya devam ediyor... Amanos’larda son olarak üç subayımızı şehit verdik. Bizim Başbakan Irak Başbakanı’yla kavga ediyor... Hayır, bu kavga neden Irak PKK’ya karşı önlem almıyor diye yapılmıyor. Bu kavga ABD çıkarları adına yapılıyor. Suriye ile dalaşmanın sebebi de aynı.
Ulu Önder Samsun’a ayak basarken “Bağımsızlık benim karakterimdir” demişti. Acaba ne demek istemişti? Cevabı unutanlar çoğunlukta ve yüksek koltuklarda...
Amerikalılar Uludere istihbaratını kendilerinin verdiklerini itiraf ederken... Hükümet ve askeri yetkililerin sürekli olayı yalanlayan beyanlarda bulunmasının maksadı nedir?
Ülkede yüzde 90’lara varan Amerikan
karşıtlığının yüzde yüzü bulmaması için mi?
Elif Eral
AKP, “avukatsız yargı” için harekete geçmiş.
“Hukuksuz yargı” yeterli olmadı, sıra “avukatsız yargı”ya geldi demek!
F. Fidan
Bekir Coşkun hakkında soruşturma açılmış.
Başbakan hedef gösterir de yargı gereğini
yapmaz mı hiç...
H. Ertem
Mahkemeler savunma avukatı olmadan karar
verebilecekmiş.
İşi uzatmaya gerek yok! Savcıların iddianamesi mahkeme kararı olarak kabul edilsin!
G. Elmas
Malatya Meteoroloji
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba Malatya’daki Meteoroloji Bölge Müdürlüğü’nün neden kapatıldığını sormuştu.
Cevap resmi olmayan bir kaynaktan geliyor. Henüz kesinlikle doğrulanmamış olan bilgi şu şekilde:
“Meteorolojji Bölge Müdürlüğü Akçadağ Kürecik’deki radar üssü kurulduğu için ABD isteğiyle kapatıldı.
Savunma Radar sisteminin yakınlarında meteoroloji balonları istemiyorlar. Her meteoroloji müdürlüğünden meteo balonları gökyüzüne salınır basınç, nem, hava durumu analizleri için. Bu balonlara gizli kamera konabilir üssümüz izlenebilir diye düşündüler...”
Paşalara fıkralar
Bekir Coşkun için Paşa yazısından dolayı soruşturma açılmış...
Olay geleceğe dönemin mizahı olarak intikal edecektir...
Bekir, La Fontaine’in bir öyküsünü yazıyor
Paşa adlı köpek iyi beslenmektedir ama özgür değildir...
Kurt ise yarı aç dolaşır ama özgürdür.
Bu öyküyü alınma konusu yapanlar, kendilerini öyküdeki paşa ile özdeşleştirmiş olacaktır... Hangi paşa bu tuzağa düşmek veya düşürülmek ister
Ayrıca neden bu fıkra bir uyarı veya şaka olarak alınmıyor da ciddiye alınıyor?
Fıkra paşalar için tuzaktır..
* * *
Akla 12 Eylül dönemindeki ünlü “Turşu” fıkrası geliyor.
Marmaris’te yayımlanan İlkadım gazetesinde Özcan Özgür şöyle bir fıkra yazıyor:
“Şili’nin faşist diktatörü Pinoşe’ye ‘Turşu mu zor kurulur, cunta mı?’ diye sormuşlar. Pinoşe, ‘Turşu zor kurulur’ diye yanıt vermiş.
Soruyu soran ‘Hiç olur mu efendim, koskoca devlet yönetimi turşudan kolay kurulur mu?’ diye sorusunu yinelemiş. Pinoşe şöyle demiş: ‘Turşu kurmak için bir sürü hıyar lazım. Cunta kurmak için üç hıyar yeter.’
Evren’in basın danışmanı Ali Baransel paşaları ‘Efendim beş hıyar demiyor üç hıyar diyor sizinle ilgisi yok’ diyerek sakinleştirdiğini bize anlatmıştı...
Güç sahipleri kaleminden başka silahı olmayan gazeteciyle savaşırsa zaaf göstermiş olur.
Haklı olanın zor kullanmaya ihtiyacı yoktur.
Batı’dan uzaklaşıyoruz
Batı ile aramızdaki saat farkı yeni saat ayarı uygulamaya girerse 1 saat daha artacak. Özler Ergün yazıyor:
“İngiltere’de birlikte çalıştığımızbir şirket var. Sık sık haberleşmemiz gerekiyor. Ancak biz 08’de işbaşı yapıyoruz onlar bizim saatle 10’da işbaşı yapıyor. 2 saat kaybediyoruz. Şimdi bu fark 3 saate çıkacak. Batı ile iş yapan bütün firmaların işleri biraz daha aksayacak...”
Büyüklüğün belli bir ölçüsü yoktur. Yükselten ya da alçaltan şey kıyaslamadır. Nehirde büyük görünen bir gemi, denizde küçüktür.
Seneca
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları