Tarih:
08.06.2014
Mas Kom Yah
Melih Aşık; Erdoğan’ın son yıllardaki kimi tavır ve sözlerine bakılırsa. O Yahudi karaktere olan kızgınlığı da devam ediyor gibi.
Başbakan geçenlerde bildiri yayımlayan sanatçılar için “Artist bozuntuları” deyince kimi sanatçılar “Sen hayatında tiyatroya gittin mi?” gibi serzenişte bulundular. Ne gitmesi, Erdoğan’ın tiyatro yönetmenliği ve oyunculuğu bile var...Yıllar önce Milli Selamet Partisi Gençlik Komisyonu Başkanı iken “Mas - Kom - Yah” adlı tiyatro oyununu yazıp, yönetmiş ayrıca “iyi evlat” rolünü oynamış... 1975 yılında mesajlarını tiyatro ile vermeye niyetlenen gençler sahaflardan “Kızıl Pençe” adlı bir kitap buluyor, senaryolaştırp, “Mas - Kom - Yah” adıyla sahneye koyuyorlar. Bu ad “Mason, Komünist, Yahudi” ibaresinin kısaltılmışı... Provaları Tepebaşı Gazinosu’nda yapılan oyun Rize, Trabzon, Ankara gibi birçok şehirde sahneye koyulmuş. Hatta Erdoğan, Ankara Palas’taki oyunda Necmettin Erbakan’ın karşısında yeteneğini sergilemiş. O tiyatroda rol alanlardan Halil Gövle, Erdoğan’la birlikte gidip Nejat Uygur’dan ders aldıklarını bile anlatıyor.
***
Oyunun konusuna gelince... Ayhan Bey, fabrikatördür. Dinle, imanla pek ilgisi yoktur. Oğlunu (Recep Tayyip) iyi bir eğitim alsın diye yurtdışına gönderir. Oğlan yıllar sonra yurda döner, ama tahmin edilebileceği gibi artık tamamen dinsizdir... Ve babasıyla arası açılır. Bu arada fabrikadaki işçiler kazan kaldırır ve onun tüm mal varlığını ele geçirir. Fabrikadaki işçileri ayaklandıran ise Müslüman, Türk işçi sanılarak işe alınan bir Yahudi’dir. Bu öyle kötü bir karakterdir ki, ilerleyen sahnelerde işçileri örgütleyerek fabrikatörü linç ettirir.
Erdoğan’ın son yıllardaki kimi tavır ve sözlerine bakılırsa... O Yahudi karaktere olan kızgınlığı da devam ediyor gibi...
TAPE
Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu TÜBİTAK, Başbakan’la oğlunun ve Egemen Bağış’la gazeteci Metehan Demir’in dinlemeye takılan konuşmalarına “montaj” dedi. TÜBİTAK, Bilgi Merkezi Yardımcılığı’na Ankara Hayvanat Bahçesi Müdürü Mustafa Sancar’ın getirilmesinden sonra mucizeler yaratmaya başladı. Yakında erkeği kadın da yapabilir. Ancak; TÜBİTAK Başbakan’a bağlı bir kurum olduğu için Başbakan hakkındaki tespitinin değeri bulunmuyor. Tapelerin uluslararası kuruluşlara incelettirilmesi gerekiyor.
Hadi bi zahmet...
BODRUM
Bodrum’da düzenlenen Türk Konseyi Zirvesi’ne hazırlık olarak Bodrum Kalesi’nde
de düzenlemeler yapılmış... Cumhurbaşkanı’nın da geleceği göz önünde tutularak... Bahçeler çiçeklendirilmiş. Havuz boyanmış... Onarımlar yapılmış... İyi güzel de...
Bu arada kale duvarlarının bazı bölümleri ile tarihi toplar da yağlıboya
ile boyanmamış mı?
Ege Üniversitesi sanat tarihi bölümünden mezun olan Müze Müdürü Emel Özkan tarihi surları yıktırıp yenileyecek mi, diye merak edenlerin de bulunduğunu ekleyelim.
Vergi Sözlüğü
Ne vergiler vermişiz biz... Çoğunun da adını unutmuşuz... Dr. Faruk Güçlü’nün yazdığı “Vergi Türleri Sözlüğü”nde, geçmişte ödediğimiz veya ödemekte olduğumuz tüm vergiler kısa tanımlarıyla yer alıyor. Mesela:
ARUSİYE: Gerdek resmi olarak da biliniyor. Osmanlı’da evlenen kadınların kocalarından alınan maktu vergi.
CANAVAR Resmi: Hınzır resmi olarak da bilinir. Osmanlı döneminde domuz besleyenlerden domuz başına 4 para olarak alınan vergi.
PENCİK Vergisi: Savaşta gazilere verilen ganimetlerin arta kalan kısmından vergi olarak alınan beşte biri...
PEŞKEŞ: Osmanlı döneminde devlet büyüklerine hizmet karşılığı halktan toplanarak verilen para...
BEKâRLIK Vergisi: Nüfus artışını hızlandırmak için dul kadınları evlenmeye zorlamak için 1934 yılında çıkarılan ama uygulanmayan vergi.
İMDADİYE: Savaş zamanlarında halktan toplanan vergi...
Ali Sirmen’in Cumhuriyet’te dünkü yazısının başlığı şöyleydi:
“Kazım Karabekir Lozan’dır, Sırrı Sakık Sevr”
Başlık tek başına her şeyi anlatıyordu...
KUMAŞ
Padişaha bir gün çok değerli bir kumaş hediye edilir. Padişah Terzibaşı’nı çağırtır:
- Şundan bana bir kaftan yap...
Terzibaşı kumaşı ölçer biçer:
- Bu kumaştan size kaftan çıkmaz devletlum, der...
Bunun üzerine dışardan başka bir terzi çağırılır. Terzi kumaşı alır götürür. Kaftanı diker getirir... Zaman geçer... Padişah bir gün şehri gezerken bir çocuğun üzerinde aynı kumaştan yapılmış elbise görür.Terzinin çocuğu olduğunu öğrenir. Onu çağırtır:
- O kumaşı nereden buldun?
- Sizin kaftanınızdan artan parçadır...
- Bizim terzibaşı bu kumaştan kaftan çıkmaz diyordu, sen çıkardın, bu nasıl oldu?
- Onun oğlu benimkinden cüsse olarak büyüktür...
Üçüncü Havalimanı için 2.5 milyon ağaç kesilecek, 70’den fazla sulak alan betonlanacak... Üçüncü Köprü için de bir o kadar...
Akif Kökçe
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları