loading
close
SON DAKİKALAR

Meclis’ten geçim!

Melih Aşık
Tarih: 14.05.2015

Melih Aşık; Eski Meclis başkanlarına makam aracı, şoför ve bir koruma tahsis edilmesi yıllar önce başlamış uygulamaydı.

Eski Meclis başkanlarına makam aracı, şoför ve bir koruma tahsis edilmesi yıllar önce başlamış uygulamaydı. Meclis Başkanlık Divanı, geçen ocak ayında bu haklara bir de Meclis’te oda tahsisini ekledi. O da yeterli bulunmadı. Meclis tatile girmeden kısa süre önce yine Başkanlık Divanı kararıyla eski başkanlara üç personel verilmesi ve ofis giderlerinin Meclis tarafından karşılanması hakkı tanındı... Ayrıcalıklar Meclis görevleri haziranda sona erecek olan Köksal Toptan, Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin ve Cemil Çiçek için getirildi. Eski başkanların böyle talepleri yoktu.
Milletvekillerine halkı daha iyi temsil etsinler diye kimi ayrıcalıklar tanınıyor. Peki emekli olan bir milletvekili, temsil görevi yapmayacağına göre, bu ayrıcalıklar niye? Bu kişilerin artık Meclis’te işleri ne? Bu istismar niye... Ayıptır... Halka yazıktır...

Vali Bey’e not...
Bursa Valisi Münir Karaloğlu, İznik ilçesinde devlet hastanesi inşaatını denetliyor... Yapılan işçiliği beğenmiyor. Firmanın şantiye şefi Sinan Kızıltaş’a gazete ve televizyoncular önünde fırça atıp “Burası bir hastane, önem vereceksin. Yoksa sizi buraya gömerim” diyor...
Böylece ne yapmış oluyor?w
Gösteri yapmış oluyor...
Bir vali ne yapmalıydı... Kendisi aksaklık gördüyse hemen peşinden kontrol mühendisleri göndermeli, onlardan rapor istemeli, inşaat müteahhidini çağırıp uyarmalı, gerekirse hukuki ve cezai yaptırım uygulamalıydı.
Bir vali gariban şantiye şefiyle muhatap olmaz, elinde onca hukuk aracı varken “Sizi buraya gömerim” diye kabadayıca konuşmaz. Konuşmamalı.

Dün de darbeciydi...
Geçmişte Cumhurbaşkanlığı haberlerini izlemiş emekli meslektaşımız anlatıyor:
“Kenan Evren’in eşi Sekine Hanım 1982’de vefat ettiğinde cenazesinin kaldırıldığı camii adeta mahşer yeriydi. O sırada Kenan Evren’in koyduğu siyasi yasakları devam etmekte olan liderler; Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Alpaslan Türkeş bile cenazedeydi...”
2005 yılında da Darbe’nin 2 numaralı ismi Nurettin Ersin’in cenazesine Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve bilumum bakanların katıldığını dün yazdık.
Günümüzde ise Evren’i yalnız gönderdiler ebedi istirahatgâhına...
Oysa Evren dün de darbeciydi, bugün de... Ne değiştiyse!

GÜRCÜ
Bir dostumuz “Bu bir Gürcü fıkrasıdır” diyerek anlattı...
Gürcü’nün biri memleketine giderken dağda eşkıyalar tarafından soyulmuş...
Memleketine vardığında olayı anlatıyormuş...
“Önce sırtımdaki heybeyi aldılar, ardından kılıcımı, peşinden paltomu, ardından gömleğimi, sonra pantalonumu, sonra ayakkabılarımı...”
Bir an nefeslenmiş:
- Allah’tan kılıcımın kınına dokunmadılar, demiş, ona dokunsalar dünyayı başlarına yıkardım...
Fıkra dostumuzun aklına nereden mi gelmiş...
“Libya’da gemimize saldırdılar, şiddetle kınadık, bayrağımız olması durumunda durum çok farklı olurdu...” şeklindeki beyanları gazetelerde okuyunca...

Davutoğlu “2001’de Türkiye tank yapabiliyor muydu?” diye soruyor. 2001 de laf mı? 1930’larda uçak yapıp dünyaya satıyorduk!
Akif Kökçe

SOMA
Dünyanın en büyük maden kazalarından biri olan 301 ölümlü Soma’nın birinci yıldönümündeyiz. Aradan geçen sürede yaraların sarılması için yapılanlar elbet yeterli olmadı. Nasıl yeterli olsun? Gidenler geri gelir mi?
Kazaların tekrarlanmaması için önlem alındı mı? Tabii ki hayır. İşçinin insan olduğunun anımsanması kapitalizmin fıtratına aykırıdır. Bu düzen çalışanı köle olarak görür. İnsan bu düzen için kâr etme aracından başka bir şey değildir.
Ancak düzencilerin tutunduğu bir
dal da yok değildir...
Ülke halkı bu düzenin devamı için oy vermektedir...

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları