Medeniyet hamuru
Melih Aşık: Türkiye kâğıt üretemediği gibi artık kâğıt alacak dövizin temininde de zorlanıyor. Bilvesile Cumhuriyet aklının ve ulusal sanayinin önemini kavrıyor olsak bari...
Gazete kâğıdının tonu 750 euro’dan 900 euro’ya yükseldi. Euro’nun TL karşısında değer kazanması sonucu kağıt fiyatları gazeteleri müthiş şekilde zorlamaya başladı.
/* */
Türkiye’de kâğıt üretimi 18 Nisan 1936 yılında SEKA’nın merdanelerinin dönmesiyle başlamıştır.
Atatürk’ün İzmit Kâğıt Fabrikası’nda üretilen yerli kâğıda basılan 19 Mayıs 1936 tarihli Ulus gazetesini incelediğinde söylediği şu söz tarihe geçer:
“Medeniyet hamuru...”
Kâğıt, kültür bağımsızlığının ana ögelerinden biri sayılır.
Bu mutlu olaydan 80 yıl sonra bugün...
Türkiye kâğıt üretemediği gibi artık kâğıt alacak dövizin temininde de zorlanıyor. Bilvesile Cumhuriyet aklının ve ulusal sanayinin önemini kavrıyor olsak bari...
Afiyetle yiyoruz!
Gazetelerde haber: “Rusya 57 ton şeftaliyi iade etti”...
Bizim şeftalilerde “Monilinia fructicola” adlı bir mantar tespit edilmiş...
İnternete girdiğinizde buna benzer onlarca haber görmeniz mümkün. Kimi şeftalimiz şeftali güvesine rastlandığı, kimi Akdeniz sineği görüldüğü, kimi “insan sağlığına zararlı haşere bulunduğu” gerekçesiyle Rusya tarafından kabul edilmemiş. İade edilen tek ihraç ürünümüz şeftali değil ne yazık ki. Üzüm, tavuk eti, erik de var iadeler arasında.
İade edilen bu ürünler ne oluyor peki?
Siz gazetelerde hiç “Şu kadar şeftali, bu kadar tavuk eti, şu kadar üzüm falanca yerde imha edildi” gibi habere rastladınız mı? O zaman? Ne oluyor dersiniz geri dönen ürünler... Evet bildiniz... Afiyetle yiyoruz! Halk arasından şikâyet edene de pek rastlamıyoruz...
DAKOTA
Dakota marka ABD çıkışlı ay çekirdeğinin marketlerde satıldığını yazmıştık. Bir başka okurumuz bir markete “Çin” malı ay çiçeği çekirdeği gördüğünü yazdı.
Yerli ve milli ürüne olan düşkünlüğümüz çok iyi de... Bu düşkünlüğümüz marketlerde yerli ve milli çekirdek bile kalmayınca ortaya çıktı ne yazık ki...
Yerli ve milli şekilde çitleyelim bakalım.
LİMAN
İstanbul’da inşa edilen yeni havalimanına “Atatürk” adı verilmeyeceği ağırlık kazanırken Atatürkçü Düşünce Derneği dün bu konuda bir açıklama yaparak şöyle dedi:
“Siyasi iktidari uyarıyoruz. Atatürk Havalimanı adı aynen kalmalıdır. Bu bir taşınma, bir geçiş ve bir yer değişikliğidir. Bu nedenle isim değiştirilemez, başka bir isim verilemez, yeni bir isim aranamaz. Vicdan, ahlak, vefa, hukuk bunu gerektirir.”
KIRK
Okurumuz Cevval Bey, “Yastık altındaki dolarları bozdurun” çağrısına bir fıkrayla yaklaşıyor...
Nasrettin Hoca’ya komşusu sormuş:
- Sende 40 yıllık sirke var mı?
- Var
- Bir fincan verir misin?
- Vermem
- Neden?
- Böyle her isteyene versem 40 yıldır sirke mi kalırdı?
Okurumuz da diyor ki:
- Yastık altındaki dolarları her krizde bozdursam yastık altında dolar mı kalırdı?
TAKSİ
Suudi Arabistan’da yaşayan eski sekreterimiz Selin Karanfil o ülkedeki taksileri yazmış:
“Her takside arkadaki yolcunun göreceği şekilde bir ekran var.
Ekranda şoförün adı soyadı ve ruhsat numarası yazılı. Birim ücreti, hız ve yolculuğun mesafesi ile süresi de mevcut. İçinizde hiçbir kuşku kalmıyor. Ayrıca şoförlerin hepsi bir örnek gömlek ve pantolonlu. Şıklar. Taksiler insanı rahatsız etmiyor.”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları