Mülteci hesabı

Melih Aşık; Başta Almanya olmak üzere AB’den en önemli talebimiz Türk vatandaşlarına uyguladıkları vizeyi kaldırmaları. Yıllardır bunu talep ederiz ancak aldığımız sonuç hep aynıdır; sıfıra sıfır, elde var sıfır.

Okurumuz İlgi Bilge mültecilerle ilgili bilanço çıkarıyor:
“Her bir mülteci için ayda ortalama 300 euro harcadığımızı düşünsek (gıda, sağlık, barınma, eğitim, suyu var, sabunu var, elektriği var, yakıtı var...) yılda 3600 euro, 5 yılda 18.000 euro yapar. Resmi rakamlara göre 2 milyon mültecinin 5 yıllık maliyeti 36 milyar euro yapar. Ayda 300 değil 100 euro harcadığımızı farz etsek bile bu da 12 milyar euro (40 milyar TL) yapar.
Ne Türkiye, ne başka bir ülke 5 yılda bu kadar ağır bir faturanın altından kalkamaz. Hem 5 yıl sonra ne olacak? Geri gidecekler mi? Entegre olup kendi paralarını kazanabilecekler mi? İş nerede? Onların ekonomiye katılması, Türk vatandaşlarının işsiz kalmasına ve iş kalitesinin düşmesine sebep olmayacak mı? Milyonla ifade edilen nüfuslara kamplarda onca yıl bakmak da, ekonomiye katmak da mümkün değil. Okuyamayan çocuklar yakında şehirlerde çeteler oluşturacak. Çözüm; ya geri göndermeli, ya Avrupa kapılarını açmalıdır. Bu işin daha insani bir çözüm yolu yok. Zengin Batı kazandıklarını paylaşmamak için değil, batmamak, perişan olmamak için istemiyor mültecileri. Bizim hesap kitap bilmezler ise günü kurtarmak peşinde. Avrupa Birliği ne verirse versin mültecilerin yarattığı kangrene aspirin bile olamayacaktır. Mülteciler ilelebet burada kalacaksa hep birlikte şimdiden öldük demektir. İnsani çözümmüş, Batı zalimmiş, bunlar laf...”

PLAN
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu partisinin Kürt sorununu çözüm planını anlatıyor:
“Öncelikle parlamentoda yasayla ‘Toplumsal Mutabakat Komisyonu’ kuracağız. Bu komisyona bağlı olarak çalışacak ‘Ortak Akıl Heyeti’ oluşturacağız. üçüncü olarak ise ‘Gerçekleri Araştırma Komisyonu’ kuracağız. Sorunun parlamento içinde çözümü noktasında adım atacağız.”
Sorunu Meclis’te çözmek doğru... Mutabakat Komisyonu iyi güzel de... MHP ile HDP değil aynı komisyonda yer almak, yan yana bile gelmiyor.Bu durumda mutabakat ve diğer komisyonların kurulması pek mümkün değil.
O durumda CHP’nin B Planı nedir? Onu göremiyoruz...


PKK’nın tarlalarındaki 600 bin kök keneviri imha edilmiş!
Bunca yıldır “açılım” diye uyuşturucuya da mı göz yumuluyordu!
Akif Kökçe

ELÇİ
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, Diyarbakır’dan apar topar İstanbul’a getirildi, ifadesi alınıp serbest bırakıldı...
Elçi’nin “PKK terör örgütü değil silahlı bir siyasal hareket” sözü tepkiye yol açmıştı. Kamuoyu tepkisi haklıdır. Ancak Elçi’nin sözleri suç mudur? Suç değilse kamuoyunun tepkisini hafifletmek için Tahir Elçi’ye suçlu muamelesi yapmak mağduriyet yaratır ki bu mağduriyet de o cepheye yarar.
Eski siyasilerden Bülent Akarcalı’nın Elçi’ye bir sorusu var bu arada. “Birileri de kalkıp TSH (Türk Silahli Siyaset Hareketi) partisini kurup PKK’ya ve destekçilerine karşı vur- kaç, pusu dahil terör eylemleri başlatırsa bunu kabul eder misiniz?

Vize meselesi...
Başta Almanya olmak üzere AB’den en önemli talebimiz Türk vatandaşlarına uyguladıkları vizeyi kaldırmaları. Yıllardır bunu talep ederiz ancak aldığımız sonuç hep aynıdır; sıfıra sıfır, elde var sıfır. Merkel’le geçtiğimiz pazar günü yapılan görüşmelerde konuyu tekrar gündeme getirdik, aldığımız yanıt hoş ama boş laflardan öteye geçmedi. İlginç olan...
Anlaşmalardan, taahhütlerden ve mahkeme kararlarından doğan hakkımızı israrla ve inatla istemek dururken sanki böyle bir hakkımız yokmuş gibi, karşı taraftan lütuf beklercesine ricacı olmak... Bu tavrı en son Merkel’e karşı sergilemek nasıl bir devlet ve diplomasi anlayışıdır, anlayan beri gelsin diyor, sözü emekli Büyükelçi ve CHP milletvekili Onur Öymen’e bırakıyoruz.
“Bugün itibarıyla dünyadaki 200 dolayında ülkeden 82’sinin vatandaşlarına Almanya vize uygulamıyor. Bu 82 ülkeden AB üyesi olan 28’ini çıkarırsanız demek ki Almanya AB üyesi olmayan 54 ülkenin vatandaşlarından vize istemiyor. Sırbistan, Karadağ, Makedonya, Arnavutluk da bunlar arasında. Bizim ülke olarak ısrarla ve inatla gasp edilen hakkımızı almak için uğraşmamız gerekirken ricacı olmamız aklın alacağı şey değildir.”