loading
close
SON DAKİKALAR

Mülteci kaygısı

Melih Aşık
Tarih: 09.07.2016

Melih Aşık; Türkiye’nin kaliteli insanlarına iş bulunuyor da sıra Suriyelilere mi geldi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kilis’te katıldığı iftarda “Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık hakkı vereceğiz” deyince ortalık birbirine girdi. Sosyal medya “Erdoğan oylarını almak için üç milyon sığınmacıyı vatandaş yapacak” diye çalkalandı. Erdoğan ve bakanları daha sonra: “Kaliteli olanları alacağız” diye ifadelerini netleştirdiler. Tabii o zaman da şu soru gündeme geldi:


- Türkiye’nin kaliteli insanlarına iş bulunuyor da sıra Suriyelilere mi geldi?

Aslında tartışılması gereken bunlar değil...

Vatandaş yapın yapmayın, 3 milyon Suriyeli şu sırada Türkiye topraklarında yarı aç yarı tok yaşıyor. Sağlık ve barınma sorunları giderek büyüyor.

Suriyeli 400 bin çocuk ve genç okul imkânından yoksun durumda.

Bu çocuklar yarın çete oluşturup ortalığı haraca kesecek. Çünkü başka çareleri yok.

Hükümet Suriyelilerin topluma uyumu için ne yapıyor? Somut bir şey görmüyoruz...

CHP’li Özgür Özel haklı eleştirilerde bulundu. Dedi ki:

“Bugün sokakta sürünen, otoyollarda kırmızı ışıklarda dilenen, denizlerde boğulan Suriyeliler için hiçbir şey yapmayan hükümet, bir sihirli değnek gibi kimlik kartı vererek sorunu çözeceğini mi sanıyor?

Suriyelilere vatandaşlıktan önce insanca yaşama koşulları sağlamak gerekiyor.

Tabii öncelikle Suriye’nin bu sığınmacıları geri alacak barış ve istikrar düzenine kavuşması için de çalışmak gerek.

Martı konacak!

İstanbul’un dört bir yanına kuş kondurdukları gibi Kabataş’a da bir martı konduruyorlar. Martı projesi için ilk kazma 28 Temmuz’da vuruluyor. Kabataş’taki vapur ve motor iskeleleri o tarihte kapatılıyor. ‘Kabataş Martı Projesi’, Adalar, Kadıköy, Bursa’dan gelen deniz ulaşımı ile Bağcılar - Kabataş tramvay hattını, Taksim’e çıkan finüküler sistemini ve otobüs duraklarını birleştirmeyi hedefliyor. Dolmabahçe Fındıklı arası araç trafiği yer altına alınacak... 10 dönümlük bir meydan oluşacak.. En önemlisi deniz doldurulacak... Martı biçiminde bir transfer merkezi oluşturulacak.
Proje tamamlanınca ortaya nasıl bir manzara çıkacak? Kimse bilmiyor...
Benzer projelerde olduğu gibi bu defa da şehir halkına, mimarlara, sanatçılara, şehircilere vb. danışılmadı. Proje, İstanbul Büyükşehir Belediye meclisinden jet hızıyla geçirildi. CHP’li Meclis üyesi Hüseyin Sağ’a projeyi görüp görmediğini sorduk:
- Proje geldi, 10 dakikada AKP’lilerin oylarıyla geçti, dedi, biz incelemeye fırsat bulamadık.
Oysa ne demişti 2013 yılında Kadir Topbaş:
“Bundan sonra bütün projeler halka anlatılacak ve görüşleri alınacak. Bir otobüs durağının yeri bile değişse halka sorulacak.”
Martı projesini Kadir Topbaş’ın mesai arkadaşı Hakan Kıran’ın çizdiği bildiriliyor. Bu ikili Haliç’teki boynuzlu metro köprüsünü yaparken silueti duman eden, UNESCO’yu bile çileden çıkaran ekip... Bakalım nasıl bir martı konduracaklar güzel İstanbul’a...

SAT

Günün modası malum; Yap İşlet Devret... Firmalar yapıp işletmeye pek yanaşmıyor... O yüzden devlet kendilerine garanti veriyor. Alacakları krediye devlet garantisi sağlanıyor. İşletme yeterli gelir sağlamadı mı? Üzerini devlet tamamlıyor.
Üç gün önce Zafer, Bodrum ve Esenboğa havalimanlarının milyonlarca euro zararını devletin tıkır tıkır ödemekte olduğunu yazdık. Şimdi sırada Osmangazi ve Yavuz Sultan Selim köprüleri ile Avrasya Tüneli ve Üçüncü Havalimanı var... Onlar da zarar ederse siz biz karşılayacağız... Öde öde bitmez. CHP’li Aykut Erdoğdu diyor ki:
- Bu iktidar ülkenin geçmişini yani geçmişte meydana getirdiği bütün varlıkları sattı. Onlar bitti.Şimdi halkın geleceğini satıyorlar.

İktidar “IŞİD’e savaş açtık” diyor.
Geç kalındı!
IŞİD artık yalnızca Suriye’de değil, ülkemizde de her yerde!
Oruç tutmayana saldıran, heykelleri yıkan, çocuklara tecavüz eden, sanat galerilerini basan, kadınları katleden IŞİD zihniyetine savaş açabiliyor musunuz?
Akif Kökçe

KALECİ

Baba Turgay da aramızdan ayrıldı... Galatasaray hatta Türk futbolu denince akla ilk gelen iki futbolcudan biriydi... Diğeri malum; Metin Oktay... Turgay bir kaleciden fazla bir şeydi. O Galatasaray idi. Oynadığı sürece bir başka kulübe gideceği ne konuşulmuş ne akla gelmiştir. Çıkış tünelinde göründüğü anda tribünlerde coşkulu bir alkış kopar, çünkü GS sahaya çıkıyor demektir. Baba lakabını sapına kadar hak etmişti. Hem ağır ağabey idi, hem hatasız oynayan bir usta kaleci... Cesurdu. Birkaç kez burnu ve kaburgaları kırıldı. yer tutardı. Top gelir onu bulurdu. Forvetler bütün kaleyi kapladığından şikâyet ederdi. Hâlâ “kaleci” dendiğinde ilk akla gelen isimdir. Nur içinde yatsın.

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları