loading
close
SON DAKİKALAR

Musa ve Demirel

Melih Aşık
Tarih: 21.06.2015

Melih Aşık; Uzun yıllar Açık Pencere’nin muhabiri olarak çalışan Musa Ağacık, siyasi liderlere bunaltıcı sorular sormakla ünlüdür.

Uzun yıllar Açık Pencere’nin muhabiri olarak çalışan Musa Ağacık, siyasi liderlere bunaltıcı sorular sormakla ünlüdür. Süleyman Demirel ile de zengin anıları vardır. Anlatıyor... Dinleyelim...
- Demirel’in yasaklı olduğu 1987 yılı yazında Tuzla’daki evine gittim.Yakında referandum yapılacaktı. Evinde Güneş Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Güneri Cıvaoğlu da vardı. Konuşmanın arasına girip Demirel’e sordum:
- Sayın Demirel, meydanlarda dile getirdiğiniz ‘konuşan Türkiye’ sözleriniz gerçek mi, yoksa reklam mı?
- Musa kardeşim, tabii ki gerçektir, reklam olur mu?
- Sayın Demirel, televizyonda bir deterjan reklamı var.
- Ne varmış televizyon reklamında?
- Efendim, deterjan reklamında bir kaşık deterjanın dağ gibi bir bulaşığı yıkadığı iddia edilmekte. Yapılan tahlilde deterjanın ancak o bulaşığın onda birini yıkadığı ortaya çıkmış. Bu durumda sözlerinizin yüzde kaçı doğru Sayın Demirel?
- Hepsi doğru kardeşim...
- Peki, yarın kazara, pardon tekrar
iktidara gelirseniz, bunu gerçekleştireceğinize dair teminatınız nedir?
- Teminat benim kardeşim.
- Ama ben sizi tanıyorum Sayın Demirel.
- Nereden tanışıyoruz kardeşim?
- Başbakanlık yaptığınız ülkede ben vatandaştım Sayın Demirel. Oradan tanışıyoruz!
Demirel o anda deri koltuğundan kalktı ve elimi tutarak kapıya doğru itti:
- Sevgili Musa kardeşim, bu mübarek cuma günü randevu almadan gelmişsiniz; ama ben yine sizinle konuşuyorum. Haydi güle güle kardeşim, deyip beni uğurladı.
? ? ?
Demirel, başbakan olduğu dönemde, yani 5 Mart 1993’te Hilton’da, “Karadeniz Kültürel İşbirliği Bakanlar Toplantısı”nın açılışını yaptıktan sonra, Ankara’ya gitmek üzere otelden ayrılırken ben de bir grup gazeteciyle kapıda bekliyordum. Bizi görünce:
-Naaassın Musa?...
-İyi değilim Sayın Demirel…
-Neden iyi değilsin?
-Söz verdiğiniz demokrasi gelmediği için, Sayın Demirel…
-Ee, biz geldik ya!
-Sizin gelmenizle demokrasi aynı şey mi Sayın Demirel?
- Peki, sen ne istiyorsun Musa?
- Darbecilerin 82 Anayasası yerine, evrensel insan haklarını esas alan, hukukun üstünlüğüne dayanan bir anayasa Sayın Demirel…
- Senin beklentin bu mu Musa?
- Evet, Sayın Demirel…
- O zaman köşende bekle, o gelir seni bulur Musa kardeşim...





Başarılı olan insanlar mutsuzdur. Tam da bu yüzden başarılı olurlar. Dünyanın dikkatini çekecek bir şeyi başararak mutluluk ve güven edinirler. Mutlu insanlarsa başarısızdır. Kendileriyle o kadar iyi geçinirler ki, başarıyı umursamazlar.
Agatha Christie



BEBEK

Kentin muhtelif noktalarında, çarşılarda, metro istasyonlarında Suriyeli veya Roman kadınları dileniyor. Görüntüye
kentliler artık
alıştı denebilir.
Ama ya kucaklarındaki bebekler... Ağzı yüzü paslı, henüz yaşını bile doldurmamış bebekleri görüntü malzemesi yapıp oradan oraya sürüklüyorlar.
Metro istasyonlarında minicik çocukları taşlara yatırıyorlar.
Vatandaşın merhamet duygusunu kışkırtmak için her türlü uğraş veriliyor.
Bu insanlık dramına kim nasıl dur diyecek?
Bebekleri dilencilerin kucağından kim kurtaracak?
Bu görüntünün bir kentin insafı ve merhametinin göstergesi olduğunu ne zaman fark edeceğiz?
O bebeğin dramından kendimizin de sorumlu olduğunu ne zaman idrak edeceğiz?



Bir insana güvenebiliyorsan mukaveleye gerek yok, güvenemiyorsan mukavelenin faydası yok.
Amy Engel

KERİZ
Mülkiyeli arkadaşımız Savaş Dizdar, okul anılarını “Bir Zamanlar Mülkiye” adlı kitapta topladı. Bizim dönemin renkli olaylarını hoş bir üslupla anlatıyor. Tabii hepimizin bir kitap dolusu anısı var o yıllarla ilgili.. Mesela... Siyasi çoğrafya dersine Sami Öngör geliyor. Ders monoton... İlgi hemen hiç yok. 250 kişilik salona 20 - 30 kişi ya girer ya girmez. Bir gün biz de derse girelim dedik. Tayfun Kalkan’la yan yana oturuyoruz. Sıkıldık. Tayfun eğildi:
- Şimdi bir soru soracağım ama sakın gülme, dedi...
Gülmem, dedim. Irak’ta artezyen kuyularına “keriz” adı verilirmiş. Tayfun ciddi bir yüz ifadesiyle sordu:
- Hocam Irak’ta kerizlerin rolü nedir?
Gelin de gülmeyin. Ve tabii anında sınıftan atıldık...

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları