Müzah saati...
Melik Aşık yazdı, Acaba mizahın sadece gülmekten ibaret olmadığını düşündüğümüz için mi? Kim bilir... Şimdi size bir siyasi fıkra sunalım...
Biz mizah diyoruz ama sözcüğün Arapça aslı “müzah”tır... Mizah deyişi “galat”tır. Yani yanlış söylenilen söz demektir...
Eskiler “Galat-ı meşhur lügat-ı sahihten evladır” derler... Yani “Bir sözün yanlış söylenişi yaygınsa doğrusuna yeğ tutulur.”
Aziz Nesin mizah sözcüğü yerine “Gülmece”yi oturtmaya çalıştı.. Fıkraya da “Gülüt” derdi. Ancak bu sözcükler dilimize oturmadı... Acaba mizahın sadece gülmekten ibaret olmadığını düşündüğümüz için mi? Kim bilir... Şimdi size bir siyasi fıkra sunalım...
* * *
ABD Başkanı Obama, Alman Başbakanı Merkel ve Tayyip Erdoğan hakkın rahmetine kavuşup öbür dünyaya intikal etmişler. Devlet adamının kaderi işte; üçü de cehenneme yerleştirilmiş... Üç büyük insan kısa sürede dost olmuşlar. Bir gün memleketlerinde ne var ne yok diye telefon açmaya karar vermişler. Önce Obama Amerika’yı aramış. Washington’dan haberleri almış. Ödeyeceği ücreti sormuş:
- 3 bin dolar, demiş cehennemdeki telefon memuru.
Merkel Almanya’yı aramış. Ücreti sormuş:
- 2 bin euro, demiş memur...
En son Tayyip Bey telefonu almış. Bülent Arınç, Hüseyin Çelik gibi parti yetkilileriyle konuşup bilgi almış. Telefonu kapatınca ücreti sormuş:
- 5 lira, demiş memur...
- İyi ama benim ücretim neden bu kadar az?
- Sizinki dahili konuşma, demiş memur, o yüzden az...
Yıllık iznimizi kullanacağımızdan... Pencereyi bir süre kapatıyoruz... Tekrar buluşmak üzere... Serin kalın...
* Genellemelerle düşünür ama detaylarla yaşarız.
Alfred N. Whitehead
Soru: Belediyelerin vatandaşa iftar yemeği verme sebebi ne olabilir?
Yanıt: Yolsuzlukların günahından bir nebze olsun arınabilmek...
H. Ertem
“Fethullah Gülen bilge kişidir” diyen
Muhammed Çakmak CHP PM’ye girememiş.
Eyvah!.. CHP bir “hizmet eri”nden yoksun kaldı demek!
F. Fidan
Hayatımız futbol
Olimpiyatlara bir hafta kaldı... Dünyanın gözü olimpiyatlarda yarışacak dünyanın en ünlü sporcularında. Bizim de sporcularımız yarışacak orada... Ama gazetelerimizin spor sayfaları baştan aşağı futbolla dolu... Nedir bu ilginin sebebi?
Rahmetli Haldun Taner’in yorumu acımasızdır:
“Halk bizde maça neden gider bilir misiniz? Kendi başına kalınca kafacığını işletemediğinden. Maçta gözünün önünde bir şeyler oluyor ya, kendini bir heyecana kaptırıyor ya... Bunu arar işte... Kendi içinden hiçbir şeyi ateşleyemediğinden. Neden gazetelerde bu kadar çok fıkra yazarı var? Halka çiğnenmiş hazır lokma görüşler hazırlayabilmek için. Maç da öyle... Sokaktaki adam bir hafta öncesinden ona hazırlanır. Gelir görür. Bir hafta kadar da lafını eder. Tamtakır konuşma dağarcığını on beş gün boyu hiç değilse bunlarla doldurur. Açın ortalama bir İstanbullunun beynini göreceğiniz şundan ibaret olacaktır: Spor toto, at yarışları, siyaset, biraz da Yeşilçam dedikodusu...”
Mavi Melekler...
Aşağıda sözünü edeceğimiz hanımları, para için birbirini ezen, üç beş kuruş için birbirini yiyen insancıklar hiç anlamayacaklar...
Hatta “vardır bu işin içinde bir bit yeniği” diye öküzün altına buzağı bile arayacaklar.
Doğrusu biz de onların farkında değildik bugüne dek...
Dün bir rapor için gittiğimiz İstanbul Eğitim Araştırma Hastanesi’nde karşımıza çıktılar...
Adlarına “Mavi Melek” deniyor...
Genelde mavi önlük giyiyorlar...
Yaşını başını almış bu hanımlar tamamen gönüllü çalışıyor, hekimlere ve hastalara yardımcı oluyorlar.
İstanbul Eğitim Hastanesi’nde Necla Aksak hanım Başhekimliğe yardımcı oluyordu örneğin...
Sevil Yılmaz ve Nuran Vatan diyabet servisinde Dr. Mustafa Boz’a yardımcı oluyordu.
Tek kuruş ücret almıyor, hastalardan en küçük yardım kabul etmiyorlar...
Hastanede sadece öğle yemeği yiyorlar.
Geliş gidişte yol parasını dahi ceplerinden ödüyorlar.
Başhekim Yardımcısı Dr. Alper Özel’e mavi melekleri sorduk:
- Bunlar insani fedakarlıkta örnek insanlardır, dedi Dr. Özel, bize ne kadar faydalı oluyorlar anlatamam... Yaşar Okuyan’ın bakanlığı sırasında kurulan bu sistem desteklenmeli, mavi meleklerin sayıları arttırılmalı... Eminim çağrı yapılırsa daha çok sayıda gönüllü ve fedakar hanım ortaya çıkacaktır... Biz daha fazla mavi meleği kabule hazırız...
Evet yamyamlaşmış toplumda böylesine fedakar insanlarımız var... Evlerindeki işi gücü bırakıp hastanelerin gerilimli ortamında hastalara ve hekimlere yardımcı olmak için çırpınıyorlar... Onlara teşekkür edeceğiz ama hakları bir teşekkürle ödenecek gibi de değil ki...
Yeni gazete: SOL
Muhalif gazetelere bir yenisi ekleniyor... TKP çizgisinde bir yayın organı olarak SOL gazetesi önümüzdeki ekimde yayına başlıyor... Gazetenin yazarları arasında en dikkat çekici isim; İlhan Cihaner...
CHP milletvekili ve eski cumhuriyet savcısı İlhan Cihaner’in TKP yayın organında köşe yazması nasıl karşılanır? Göreceğiz... Halen Aydınlık, Sözcü, Yeniçağ, Yurt gazetelerinin doldurduğu muhalefet boşluğunda kuşkusuz SOL’a da yer olacaktır... Şimdiden başarılar diliyoruz...
Milliyet/Melih Aşık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları