Tarih:
11.01.2013
Ne komik örgüt!
Melih Aşık yazdı, ''Yapılacak yanlışların maliyeti gelecekte terörden bile ağır olabilir...''
10 Ocak Gazeteciler Günü ile ilgili en anlamlı kutlama dün sabah Silivri’de yapıldı. Sabah Ergenekon duruşması başlarken sanık sırasındaki Mustafa Balbay, Tuncay Özkan ve diğer gazeteciler ile basın bölümünde oturan gazeteciler arasında tebrikler gidip geldi...Dünkü duruşmada Danıştay cinayetinde silahı temin edenlerin ifadesi alındı... Ergenekon’da silahların kullanıldığı tek bir olay var. Danıştay cinayeti... Ve o cinayetin silahlarının nasıl temin edildiği de davaya en son eklendi... Bu konu en sona kaldı...
* * *
Silahları teminle suçlanan 4 sanıktan Selçuk Özkan konuşuyor:
“Aykut Metin bana silah lazım olduğunu söyledi. Kenan Özay da, daha önceden silah bulabileceğini söylemişti. Ben Kenan Özay’dan silahları alıp Aykut Metin’e verdim”
Tutuklu sanık Kenan Özay silahı nasıl bulduğunu anlattı:
“2 glock tabancayı 5 bin 400 liraya davanın diğer tutuklu sanıklarından Mahmut Güzel’den satın aldım...”
* * *
Glock marka iki tabancayı temin edenlerin ifadesi uzun uzun alındı.
Glock marka iki tabancayı temin edenlerin ifadesi uzun uzun alındı.
OdaTV muhabirlerinden Barış Pehlivan bu konuşmaları dinlerken güldü ve yavaşça dedi ki:
“Biliyorsunuz eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ bu davada silahlı terör örgütü kurmaktan yargılanıyor. Ergenekon sanıklarının işlediği iddia edilen tek cinayet var; Danıştay cinayeti... Siz şu işe bakın ki o tek cinayetin silahları da terör örgütü lideri yani Genelkurmay Başkanı tarafından değil sıradan üç dört kişi tarafından temin ediliyor...”
İmralı - Ankara...
Ülkede canları yakan terör belasının bitmesini istemeyen kimse yok. Ancak gündemdeki gelişmelere de gözlerimizi kapayamayız. Çünkü yapılacak yanlışların maliyeti gelecekte terörden bile ağır olabilir. Onur Öymen gönderdiği notta ilk izlenimleri ve İmralı’nın bakışını özetliyor:
- Karar verici olan Meclis’teki temsilciler değil, İmralı’dır.
- İmralı’nın hükümet temsilcileriyle görüşmelerinin odağı Anayasa değişikliğidir.
- 1924 yılından beri bütün anayasalarımızda yer alan “hangi etnik kökenden, dinden ve mezhepten gelirse gelsin bütün
vatandaşlar Türk’tür” ifadesinin Anayasa’dan çıkartılmasını istiyorlar. Türklüğün bir üst kimlik olduğunu kabul etmiyorlar.
- Cumhuriyetimizin belkemiğini oluşturan “ulus devlet” anlayışına karşıdırlar.
- Anayasa’da “Türklük” yerine “Anayasal yurttaşlık” tabiri yer alabilir.
- Bu gibi konuların görüşülmesi için belki bir ateşkes olabilir ama silahların tümüyle bırakılması bu aşamada gündemde değildir.
- Kandil’in ve Avrupa’dakilerin de görüşü alınmalıdır.
- CHP Yönetimi’nin bu konudaki yaklaşımından memnundurlar. Ama parti içindeki ulusalcıların görüşleri rahatsızlık yaratmaktadır.
- Bütün bu görüşler “Barış, demokrasi ve kardeşlik adına” savunulmaktadır.
- Bütün bu görüşler “Barış, demokrasi ve kardeşlik adına” savunulmaktadır.
- Görüşlerinin özeti budur. Şimdi bu görüşler temelinde müzakereye hazırlananlar ile onları siyasette, basında, iş
çevrelerinde destekleyenler doğru bir iş yapıp yapmadıklarını bir kere daha düşünmelidirler.
- Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet rejiminin temel değerlerinin, terörü sona erdirmek umuduyla değiştirilmek istendiği
açıkça görülüyor. Dünyada terörü sona erdirmek için anayasal rejimini pazarlık konusu yapan ülke olmuş mudur?
Üzerinde düşünmeliyiz...
Erdoğan, İmralı görüşmeleri için
“Hedefimiz teröristlerin ülkeyi terk etmesidir” diyor.
Başbakan’ın bu açıklamasına göre
“Ergenekon Terör Örgütü üyesi” suçuyla yargılananlar da zindanlardan çıkıp yabancı bir ülkeye gidebilirler...
Akif Kökçe
Nijer
Üzerinde düşünmeliyiz...
Erdoğan, İmralı görüşmeleri için
“Hedefimiz teröristlerin ülkeyi terk etmesidir” diyor.
Başbakan’ın bu açıklamasına göre
“Ergenekon Terör Örgütü üyesi” suçuyla yargılananlar da zindanlardan çıkıp yabancı bir ülkeye gidebilirler...
Akif Kökçe
Nijer
Başbakan Erdoğan Nijer’de Cumhurbaşkanı Muhammed Yusuf ile ortak basın toplantısı yapıyor... Böyle basın toplantılarında liderlere iki ülke arasındaki ilişkiler, yaptıkları görüşmeler vs. sorulur. Bu Amerika’da da böyledir,
Afrika’da da... Ne var ki bizde başka bir adet gelişti. Başbakan yabancı ülke temsilcileriyle ortak basın toplantısı yaparken kendisine Türkiye’nin iç meseleleri soruluyor. O da uzun uzun bu soruları yanıtlıyor. Derken diğer taraftaki yabancı devlet başkanı kendisini hiç ilgilendirmeyen konuları ayakta sessizce dinlemek zorunda kalıyor. Njier’de böyle oldu. Cumhurbaşkanı Muhammed Yusuf oflaya poflaya bizim İmralı meselelerini dinledi. Ayıptır.
Balyoz mahkemesi 16 yıl hapse mahkûm ettiği Güllü Salkaya’yı hâlâ erkek sanıyormuş.
Olabilir. Ama Güllü Salkaya o mahkemeyi mahkeme sanmıyor!
* * *
Olabilir. Ama Güllü Salkaya o mahkemeyi mahkeme sanmıyor!
* * *
Erzurum şehirlerarası otobüs terminaline isim aranıyormuş.
“Anca gidersin”e ne buyurulur!
Fahrettin Fidan
Sahur
“Anca gidersin”e ne buyurulur!
Fahrettin Fidan
Sahur
İlahiyatçı iki profesör; Abdülaziz Bayındır ve Saim Yeprem ile Astronomi Profesörü Adnan Ökten, kutuplarda namaz ve oruç vakitlerini belirlemek için Norveç’e gitmişler.
Umarız hayırlı sonuçlarla dönerler...
Bir anı... Yıllar önce bir yaz vakti Finlandiya’dayız...
Güneş sabah 3 - 4 sularında doğuyor... Gece 11 - 12’de batıyor... Gün neredeyse 20 saat sürüyor...
Ramazan da yaklaşıyordu. Merak edip orada yaşayan Kazan Türklerine sormuştuk:;
- Siz sahur ve iftar vakitlerini nasıl ayarlıyorsunuz?
Dediler ki:
- Yazın günler çok uzun.. O yüzden güneşip doğup batma saatlerine bakmıyoruz. Sahur ve iftar vakitlerini Türkiye’ye göre ayarlıyoruz...
- Kışın da günler çok kısa.. Akşamüstü saat 3’te hava kararıyor... O zaman ne yapıyorsunuz?
- Kışın buranın sabah ve akşam vakitlerine göre davranıyoruz...
Finlandiya Türkleri ideal çözümü bu şekilde bulmuştu...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları