Normalleştik!

AB’ye üyelik başvurusu yapmış, demokrasiye yelken açmıştı..

Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Askeri vesayet tarihe karışıyor,

Türkiye sivilleşiyor, özgürleşiyor, normalleşiyordu...
Kimi aydın pozundaki yalakalar sabah akşam bu yalanı pompalıyordu...
Sonunda normalleşme olmadı mı? Oldu...
Yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık, yalancılık, hile, hurda, komplo normalleşti...
Herkes her gece sosyal medyada bu kepazelikleri izliyor.
Ve artık bunları normal karşılıyor.
Ne var ki dışarıdan bakılınca dünyanın gözünde hiç normal değiliz.
Çürümüş, yozlaşmış, çamura batmış bir toplum görüntüsündeyiz...
Ve maalesef... Bu ülkede yaşayan hiç kimse bu çerçevenin dışına çıkamayacak.
Ülke yönetiminde yaşanan çürümüşlüğe hepimiz belli ölçüde ortak sayılacağız...
Çünkü hepimiz... Bu kirlenmiş görüntünün parçalarıyız.
Yalnızca biz değil... Henüz doğmamış bebekler... Cümle günahsızlar da...
Yarın bu ülkenin çocuğu olarak... Ceplerinde bu kimliği bulacaklar...
Biz bu kepazeliği hak etmedik diyeceğiz ama... Hak etmesek başımıza bunlar gelir miydi? Cumhuriyet temeli üzerine doğru dürüst bir demokrasi inşa etmek varken...
Din istismarını demokrasi diye yutturan sağ partilere 64 yıldır teslim olduk.
Demokrasi diye diye... Bu bataklığın içine gömüldük..
Çıkışımız mı? 75 milyon insanız... Çıkış yolunu arayıp bulacağız... Mecburuz...

Pazardaki hırsız!

Bir yıldır Ayvalık’ta yaşayan Ankaralı meslektaşımız Hasan Uysal geçtiğimiz cumartesi günü Cunda pazarında dolaşıyormuş. Bir ara yakınlardan bir yerden “Hırsız vaaarrr!” diye bir bağırtı duyunca sesin geldiği tarafa doğru yönelmiş. Gerisini kendisinden dinliyoruz.
“Baktım, avazı çıktığı kadar ‘Hırsız vaaarrr’ diye bağıran pazarda tezgah kurmuş bir satıcı... Adam bağırıp duruyor ama ne işaret ettiği ne de kovaladığı herhangi biri yok. Ne olduğunu anlamaya çalışırken aynı sesi bu kez arkamdan geldi. Döndüm baktım, o da bir başka satıcı... Derken, ‘Hırsız vaaarrr’ diye bağırmaya başlayan satıcı sayısı üçe, dörde, beşe çıktı. Ben de dahil, pazara alışverişe gelenler ilk önce ne olduğunu anlayamadık. Sonra hepimizde jeton düştü. Esnaf AKP’yi, ortaya çıkan hırsızlıkları protesto ediyordu. Durum anlaşılır anlaşılmaz neredeyse pazara gelmiş bütün vatandaşlar pazarcılara katılıp, ‘Hırsız vaaarrr’ bağırışına eşlik etmeye başladı. Eşlik etmeyenler de alkışlarla destek vermeye... Böyle bir protesto biçimi sanırım dünya tarihinde belki ilk ve tektir. Olay öylesine heyecan vericiydi ki, aradan iki gün geçmesine rağmen aklıma geldikçe hâlâ tüylerim diken diken oluyor.”

OĞUL

Akıllı olsun derler analar babalar...
Oğulları olduğunda.
Ben ise aklımla,
İçine ettim tüm yaşantımın.
Şimdi yalnızca
Bilgisiz ve düşüncesiz biri
Olmasını diliyorum oğlumun.
O zaman rahat bir yaşam sürer işte
Bakan olarak kabinede.
B. Brecht

CMT

CHP’nin Cemaat’le işbirliği yaptığı konusunda yaygın bir iddia var.
Tayyip Erdoğan böyle bir iddia ile CHP’yi zayıflatmaya çalışıyor. Öte yandan Cemaat gazetelerinin CHP’yi desteklediği de gerçek.
Bunlar doğru... Peki CHP Cemaat’le uzun vadeli yakınlaşma içinde mi?
CHP’liler ön planda iktidarın yolsuzluklarının bulunduğunu... Hedeflerinin iktidar partisi olduğunu söylüyor... Cemaat’i iki cephede birden savaşmamak için taktik olarak hedef dışında tuttuklarını kaydediyorlar. Yani... CHP, Cemaat ile işbirliği yapıyor diye kesin bir iddia mümkün değil.
Bu arada Cemaat’in hedefinin AKP değil Erdoğan olduğunu... Cemaat’in gelecekte yine AKP içinde yer arayacağını sanırız CHP biliyordur.

Paralel yapı devlet içinde nasıl mı
inşa edildi?
Cumhuriyetçi kadrolar yerine
“Alnı secdeye değiyor” diye
Cemaatçi kadroların atanmasıyla...
Yani bile bile...
Akif Kökçe

TEZ

1 Mart 2003 günü... Tezkerenin red edildiği gün Meclis’te oy verip de bugün orada olmayan bir grup CHP milletvekili, geçen cumartesi günü, tezkerenin 11. yılında Ankara’da bir yemekte buluştular. Tezkerenin reddini kutladılar. Tezkerenin reddi Türkiye’nin onurunu kurtaran bir eylemdi. CHP tam kadro ret oyu vermişti. AKP’den 100 kadar milletvekilinin de katılmasıyla tezkere reddedildi. İlginç olan... Gizli oturum zabıtları yasaya göre 10 yıl sonra açıklanabilir. CHP zabıtların açıklanmasını talep ediyor. Fakat AKP kabul etmiyor. Zabıtlar açıklanmalı. Yurtseverlik sınavında kim ne konuşmuş, halk öğrenmeli...

Melih Aşık - Milliyet