Tarih:
22.07.2016
O hale geldik!
Melih Aşık; Darbe girişimi gerekçesiyle üç aylık süre için kabul edilen OHAL, TBMM’nin büyük ölçüde devre dışı kalması anlamına geliyor...
Darbe girişimi gerekçesiyle üç aylık süre için kabul edilen OHAL, TBMM’nin büyük ölçüde devre dışı kalması anlamına geliyor... Yasama yetkisi Bakanlar Kurulu’na, yönetim valilere devrediliyor. Bakanlar Kurulu’nun çıkaracağı kararnameleri Anayasa Mahkemesi’ne götürmek mümkün değil. Bunun anlamı; Bakanlar Kurulu Anayasa’ya aykırı kararname çıkarabiliyor.CHP milletvekili Mahmut Tanal, olağanüstü hale neden karşı olduklarını şöyle izah ediyor:
“Darbecilere karşı muhalefet olarak topyekûn karşı çıktık mı? Çıktık. Bu gerçeği Cumhurbaşkanı!yla, Başbakanı’yla ve AKP’siyle bu iktidar da kabul etti mi? Etti. Peki, bundan sonraki amaçları darbecileri devletten ayıklamak ve cezalandırmak ise OHAL’i getirerek Meclis’teki muhalefeti neden devre dışı bırakmak istiyorlar?
Ne yani, darbecilere yönelik yapacakları düzenlemelere karşı çıkacağımızı mı düşünüyorlar?
Böyle bir şey söz konusu olmayacağına göre kafalarının ardındaki hesap darbecilerin yanı sıra fırsat bu fırsat diyerek muhalefete yönelik bazı operasyonlar da düzenlemek olmasın?”
CHP Grup Başkan vekili Özgür Özel şöyle konuşuyor:
- Darbeciler başarılı olsaydı ne yapacaklardı? Onlar da ülkeyi OHAL ile yöneteceklerdi...
Özel, 15 Temmuz gecesi 4 partinin “Parlamenter sistem ve hukuk içinde mücadele” için ortak imza verdiğini anımsatıyor... Demokrasiyi ortadan kaldırarak demokrasi amacına varamazsınız.
Yıka yıka bitmez!
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın yaveri Yarbay Levent Türkkan, savcılık ifadesinde kendisinin cemaatçi olduğunu itiraf ediyor ve diyor ki:
“Benim şahsi kanaatim 1990’lı yıllardan bu yana sınavla okullardan gelen ve orduya alınan subaylardan yüzde 60 - 70’i cemaatçidir.”
Bir başka TSK mensubu... Hava Kuvvetleri Komutanlığı eski Askeri Savcısı emekli Albay Ahmet Zeki Üçok geçen akşam ekranlarda: “TSK’nın yüzde 50’si cemaatçidir” diyordu.
Bunlar inanması zor ama doğruluk payı yüksek iddialar.
Şu sırada birtakım generallerin - albayların gözaltına alındıklarını veya haklarında soruşturma başlatıldığını haberlerde izliyoruz... Ancak yukarıdaki itiraflardan anlaşılan odur ki...
Şu anda teğmen - üsteğmen- yüzbaşı- binbaşı rütbelerindeki askerlerin de önemli bölümü cemaatçidir. Ordunun gövdesini oluşturan bu kademeleri nasıl temizleyeceksiniz? Temizlerseniz geriye ordu anlamında ne kalacak? İşler zor mu zor?
Erdoğan ve hükümet TSK’yı zapturapta almak istiyorsa Atatürkçü, laik, cumhuriyetçi subaylarla sıkı işbirliği içinde çalışmak zorunda. Bu bağlamda Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında harcanan subaylar geri çağırılabilir, onlardan yararlanılabilir. Aksi takdirde görevden alınan FETO’cuların yerine aşağıdan yine FETO’cuların gelmesi büyük ihtimaldir.
Değişen bir şey olmayacak.
KUŞKU
Darbe sürecinde en çarpıcı açıklama:
- Darbeyi eniştem haber verdi...
Cumhur-başkanı Erdoğan darbeyi 20:00 sularında eniştesinin haber vermesiyle öğrenmiştir
Oysa MİT darbeyi saat 16:00’da haber alıyor ve Genel-kurmay’a bildiriyor.
Haber ‘doğru-lanamadığı gerekçesiyle’ 20.00’a kadar Erdoğan’a gitmiyor!
Her şey flu... Üst kademelerde kim darbeye gerçekten karşı çıktı? Kim darbeden haberi olduğu halde habersiz göründü? Kimler darbe başarısız olduğu anlaşılınca karşı çıkıyormuş gibi yaptı?
Bu konularda netlik yok... Bir başka garip durum... Darbenin elebaşısı diye gözaltında hırpalanan Orgeneral Akın Öztürk’ün, aslında Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar tarafından kalkışmayı bastırmakla görevlen-dirilmesidir.
İktidar FETO bizi kandırmış diyor.
İyi de darbe girişiminde tutuklananlar da
“Feto bizi de kandırmış” derse ne olacak?
***
Madem OHAL var,
OHAL süresince ulaşım da ücretsiz olmaya devam etsin!
Akif Kökçe
IŞIK
Milli Merkez Başkanı Hüsa-mettin Cindoruk, darbe girişimini lanetledikten sonra diyor ki:
“Bu yapılanlar; Cumhuriyetimizin kazanımlarını, onurunu, itibarını, anayasal değerlerini hedef alan bir karşı devrim girişimidir.
Devletimiz ve milletimiz, bu oluşumu çok ciddi biçimde irdelemek ve yeniden demokratik düzeni tesis etmek zorundadır.
Bu çok zor dönemi, Cumhuri-yetimizin kurucu değerlerine dönerek ve milli dayanışma içinde aşabiliriz. Parlamenter rejim güvencemizdir.
Her şeye rağmen, TSK donanımlı ve güçlü milli ordumuzdur. Türk milletimizin ordumuza güven ve bağlılığı bu zor günlerde gerekli desteği sağlayacaktır.
Atatürk’ün ışığı en büyük gücümüzdür.”
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları