Tarih:
20.05.2016
Oldu da bitti!
Melih Aşık; Adım adım tarihi bir dönemece, 'partili cumhurbaşkanı' sisteminin Anayasa’yı değiştirmeden fiilen sahneye konulmasına tanıklık ediyoruz...
Adım adım tarihi bir dönemece, “partili cumhurbaşkanı” sisteminin Anayasa’yı değiştirmeden fiilen sahneye konulmasına tanıklık ediyoruz... Son haftalarda ibre “başkanlık”tan “partili cumhurbaşkanı” sistemine çevrilmişti. Başkanlık için uzun uzadıya uğraşmaya gerek yoktu. Partili cumhurbaşkanı sistemi de başkanlığın sağladığı yetkileri hatta fazlasını sağlıyordu. Haziranda Anayasa’nın bu yönde değiştirileceği söyleniyordu. Ancak Anayasa değiştirilmeden sistem yürürlüğe konuldu sayılır. Parti Sözcüsü Ömer Çelik dün bunu açıkça ifade etti:- Sayın Cumhurbaşkanı’mızla AK Parti kadroları arasında bir milim bile mesafe yoktur, dün olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır...
Sözcü Ömer Çelik, kamuoyuna, Cumhurbaşkanı’nın artık hem partiyi hem hükümeti yöneteceğini, Anayasa’nın “Cumhurbaşkanı olanın partisiyle ilişkisi kesilir” hükmünün kâğıt üzerinde kaldığını böylece net olarak ifade etti.
* * *
Tamam, fiili durum buydu da, demokrasinin en azından şekil şartlarına uymak.... Örneğin Binali Yıldırım’ın başkanlığını dün ilan etmek yerine işi kurultaya bırakmak... Parti başkanını kurultay seçmiş gibi göstermek daha şık olacak... Pazar günü Ankara’ya getirilip otellerde ağırlanacak binin üzerindeki delege de figüran yerine konulmayacaktı... Böyle inceliklere de gerek görülmüyor demek...
ÇÖZÜM
AKP ve hükümet başkanlığını devralmaya hazırlanan Binali Yıldırım’ın ilk seyahatini Diyarbakır’a yapması olumludur.
Bu ilgi ve öncelik iyi de çözüm için yeterli mi?
Güneydoğu’da her gün şehit veriyoruz. Genelkurmay hemen ardından açıklama yaparak 5 - 10 PKK’lının etkisiz hale getirildiğini bildiriyor. Herkes biliyor ki 5 - 10 PKK’lıyı etkisiz hale getirmekle o örgütün kökü kazınmaz, bu savaş kazanılmaz. Dış politikada, diplomaside, askeri stratejide köklü değişiklik yapmak gerekiyor.
Binali Yıldırım’ın bu konularda tezleri ve Beştepe’yi etkileyecek gücü var mı?
Bu arada basının da konuya eğilmesi gerekiyor.Güneydoğu’daki savaş nasıl biter?
Tartışmalarda önceliği bu konuya vermeliyiz.
Kafa karışıklığını kararlı siyasete dönüştürmeliyiz.
“Çocuklar tecavüzcüsüyle evlensin, suç kalksın” diyenler
kendi çocuklarına tecavüz eden sapıkları
kendilerine damat yapar mı?
Akif Kökçe
DO
Dokunulmazlık-larla ilgili ikinci anayasa değişikliği oylaması bugün yapılıyor.
Dün bir kulis aktarmıştık. CHP’lilerin bir bölümü:
- Kitle halinde evet oyu verelim böylece 367’nin aşılmasını sağlarız, düşüncesindeydi.
Çünkü 367 aşılınca referanduma gerek kalmayacak, Erdoğan’ın meydanlara çıkmasının önüne geçilecekti.
Parti içindeki karşı görüşü de aktaralım..
Bir bölüm CHP’li de diyor ki...Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanı isterse 367 aşıldığı takdirde de referanduma gidilir. Tayyip Erdoğan 367 aşılsa da sırf meydanlara çıkmak ve kamuoyunu istediği yönde oluşturmak için refaranduma gidebilir. O yüzden bizim kitle halinde evet oyu vermemizin bir anlamı yoktur. CHP’de net bir görüş oluşmuş değil.
Sırada Karadeniz!
Ukrayna ile Türkiye arasında geçen pazartesi günü bir askeri işbirliği anlaşması imzalandı... Karadeniz’de Rusya’ya karşı yeni bir hamleyi ifade ediyor bu anlaşma.
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçenlerde verdiği demeçte Rusya’nın Karadeniz’deki varlığından şikâyetçi olmuş, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in Türkiye’yi ziyaretinde konuyu gündeme getirdiğini belirterek şöyle konuşmuştu:
“Ziyareti sırasında kendisine söyledim; Bakın dedim, Karadeniz’de görünmüyorsunuz. Karadeniz’de görünmeyişiniz Karadeniz’i adeta Rusya’nın bir gölü haline dönüştürüyor”
Rus uçağını düşürmemizin yarattığı krizi umursamaz görünen Ankara şimdi de NATO’yu Karadeniz’e sokmanın ma-nevralarını yaparken... Emekli Amiral Soner Polat, Aydınlık’taki yazılarında Ankara’yı uyarıyor:
? NATO, 2000’li yıllardan itibaren Karadeniz’de suni tehditler yaratmaya başladı.
? Kopacak fırtınayı öngören Türkiye’nin devlet aklı hemen tedbir almıştı. Ancak o tedbirlerden uzaklaşıldı.
? NATO’nun Karadeniz’e girişini engelleyen amiral ve deniz subaylarının neredeyse tamamının tertiplerle tutuklanması tesadüf olamaz!
? Karadeniz’i dolduran NATO gemileri bu denizi ısıtır.
? Batı ve NATO asla topa girmez ve çubuklarını tüttürerek Türk-Rus harbini seyreder…
? Karadeniz’deki bu yüksekten uçuşun bedeli, Suriye’deki kayıplarımızdan çok daha fazla olur… Kafa üstü çakılırız!
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları