Tarih:
04.10.2012
Politikamız vurdu...
Melih Aşık yazıyor, ''Demokrasi bizim için tramvaydır durağa gelince ineriz. Geldiği durağın adı mı? Ortadoğu...''
Suriye politikamız dün de Akçakale’ye 5 masum canı vuran top mermisi olarak döndü...Birinci top mermisinin kim tarafından nasıl atıldığını henüz çözememişken... İkincisi geldi, bir anne ve dört çocuğu aldı götürdü...
Sınırın öte yanına kim hakim? Kim atıyor Akçakale’ye bu mermileri? Bilmiyoruz... Ancak çok yoğun bir provokasyon kokusu alıyoruz... Bombayı fırlatan Suriyeli muhalifler de olabilir... Türkiye’yi savaşa sokmak isteyen (kimi dost ülkelerin) istihbarat ajanları da...
Eğer sizi hiç ilgilendirmeyen bir konuda ülkeyi savaşın eşiğine taşırsanız... Savaşa girmeniz için birisinin bir kibrit çakması yeterlidir. Bir tek top mermisi bile ülkeyi savaşa sokabilir...
Bizim ne işimiz var Suriye hükümeti ile muhalifleri arasındaki çatışmada? Üstelik de taraf tutup kendimizi hedefe koyarak...
Şu anda çok kritik bir noktadayız... Karşımızda yalnızca Suriye yok.. Onu destekleyen İran, Irak, Rusya ve Çin de var... Bizim arkamızda ABD’nin kışkırtıcı tavırları ve boş vaatleri dışında birşey yok...
Elimizde ise generalleri tutuklanmış, gerisi moralsizleşmiş bir ordu.. Ve başa çıkmakta zorlandığımız terör belası...
Suriyeli muhalifler savaşı kaybediyor... Esat duruma hakim olurken sanırız son kozlardan biri olarak Türkiye’nin savaşa itilmesi gündeme geliyor. Amerikalıların biri gelip diğeri giderken herhalde Ankara’da başımıza örülecek çoraplar konuşuluyor... Örneğin CIA Başkanı... Acaba Ankara’ya hangi tehlikeli görevleri getiriyor? Bilmiyoruz...
Gözlerimizi açtığımızda vakit çok geç olabilir...
Durup dururken çok tehlikeli bir savaşın eşiğine geldik...
Yapılan araştırmaya göre son yıllarda Türkiye’de dindarlık yüzde 10 artmış.
Onu anladık da... “Dindarlıktan geçinme” yüzde kaç artmış acaba!
Fahrettin Fidan
Darbeden korkuyor
Yapılan araştırmaya göre son yıllarda Türkiye’de dindarlık yüzde 10 artmış.
Onu anladık da... “Dindarlıktan geçinme” yüzde kaç artmış acaba!
Fahrettin Fidan
Darbeden korkuyor
Yazar, daha doğrusu yazamaz Mehmet Altan diyor ki: “28 Şubat’ta medyada yazı yazabiliyordum, bugün o imkândan mahrumum.”
Garipliğe bakın ki... Kendisini o imkândan mahrum bırakanlar şu sıralar 28 Şubat’ı sorguluyorlar...
Neden böyle derseniz...
Mevcut iktidar 28 Şubat sürecindeki iktidarlar kadar demokrat değil...
Demokrat değilse darbeyi neden yargılıyor peki?
Bunun yanıtını da birkaç yıl önce Hüsamettin Cindoruk vermişti...
- Darbelerden korkuyor. Çünkü darbeden korkacak şeyler yapıyor...
* * *
Söz Altan’lardan açıldı madem... Ahmet Altan dün diyor ki: Başbakan demokrat sloganlarla oyunu yüzde 58’e kadar çıkarttığı halde şimdi neden demokratlıktan uzaklaştı?
Cevap: Çünkü tramvaydan indi...
En başta söylemişti.. Demokrasi bizim için tramvaydır durağa gelince ineriz... Geldiği durağın adı mı? Ortadoğu...
Anayasa kaygısı!
Anayasa kaygısı!
Anayasa’yı hazırlayan komisyonda CHP temsilcileri ne yapıyor? Ne söylüyor, neyin kavgasını yapıyorlar? Doğrusu merak ediliyor çünkü komisyondan dışarı bilgi sızmıyor sadece dedikodu yansıyor... Komisyon üyelerine şüpheli bakışlar yöneliyor. CHP’nin üç komisyon üyesi arasında yer alan Süheyl Batum’a soruyoruz:
- Anayasa komisyonuna getirilen CHP görüşlerini kim hazırlıyor?
- Biz yani üç CHP’li komisyon üyesi hazırlıyoruz...
- Parti karışmıyor mu?
- Hayır..
- Peki yarın CHP tabanından Anayasa’ya itirazlar yükselirse hedef sizler olmayacak mısınız?
- Olacağız.. O yüzden ben anayasa çalışmalarının kamuoyuna daha çok yansımasını istiyorum. Parti içinde kritik
konularda danışacağımız bir organ olmasını istiyorum.
Prof. Batum bir anket yaparak milletvekilleri ve parti meclisi üyelerinin kritik maddelere ilişkin görüşlerini alacağını söylüyor.
Kritik maddeler Süheyl Hoca’ya göre: “İlk 4 madde, din ve vicdan özgürlüğü, vatandaşlık, eğitim dili ve sosyal haklar” olarak sıralanıyor. Söz ünlü 66. maddeye yani vatandaşlık maddesine geliyor. Bu maddedeki “TÜRK” sözcüğü çıkacak mı çıkmayacak mı? CHP’nin görüşü nedir? Batum’un önerisi:
“Türk vatandaşlığı dil, din, ırk etnik köken gibi unsurlara bağlılığı değil Türkiye Cumhuriyeti ile varolan hukuksal bağı ifade eder” şeklinde...
Çalışmalar, Başbakan Erdoğan’ın şart koştuğu gibi, bu yılın sonuna kadar biter mi? Süheyl Hoca’ya göre bitmez, daha 6-7 ay sürer. Bir noktadan sonra AKP hır çıkartacak ve CHP ile BDP’yi dışlayarak kendi anayasasını MHP desteğinde yapmaya başlayacak düşüncesi Süheyl Batum’da da ağır basıyor.
Türkiye hızla muhafazakârlaşıyormuş.
Muhafazakârlığın son yıllarda bayağı kârlı olduğunu gördüğü içindir...
Muhafazakârlığın son yıllarda bayağı kârlı olduğunu gördüğü içindir...
* * *
TBMM Başkanı Cemil Çiçek’ten ilginç bir yorum: “Cumhurbaşkanlığı seçimleri her zaman karın ağrısı olmuştur.”
Cemil Bey de Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını çantada keklik görmeyenler arasında galiba...
Haldun Ertem
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları