Tarih:
26.01.2013
Sadece iddialar...
Melih Aşık yazdı, Peki suçlama altındaki şüpheliler bu iddialara ne diyor?
İzmir’de açılan Askeri Casusluk Davası’nın 1773 sayfalık iddianamesi parça parça basına yansıyor. Özellikle yandaş medya bu parçaları her zaman olduğu gibi iddia değil de kesinleşmiş hüküm gibi yansıtıyor. İddianamede ağır deyimler ve suçlamalar var. Yargılanacak 357 sanığın 310’u TSK mensubu, 87’si tutuklu...İddiaya bakılırsa bir çete fuhuş yoluyla askerlerle ilişki kuruyor, şantaj uyguluyor, ardından askeri plan ve belgeleri ele geçiriyor. Çetenin bu gizli planları PKK’ya, Yunanistan’a, Rusya’ya satacağı iddia ediliyor...
Peki suçlama altındaki şüpheliler bu iddialara ne diyor?
Radikal’de İsmail Saymaz’ın haberinde bu soruya çok ilginç bir yanıt var. Okuyalım:
“...1773 sayfalık iddianamede, 88’i tutuklu 357 şüpheliden herhangi birinin suçlamalara ilişkin görüşüne yer verilmiyor. Ne bu dijital verilerin çıktığı iddia edilen şüpheliler, ne de dijital verilerde adı geçtiği için suçlanan şüphelilerin ifadesine atıfta bulunuluyor. Dolayısıyla şüphelilerin iddia ve kanıtları reddedip reddetmedikleri bilinmiyor....”
İsmail Saymaz’a daha önce izlediği davaları soruyoruz. Diyor ki:
“Daha önce benim izlediğim Ergenekon, Balyoz gibi davalarda kişiler hakkındaki tüm kanıtlar yazılır, ancak kişinin emniyet, savcılık ve mahkeme aşamasında verdiği ifadelere de yer verilirdi... Savcının lehte ve aleyhte kanıtları toplayıp mahkemeye sunması gerekir. Böyle bir iddianameyi ilk kez görüyorum...”
Turgut Kazan bu durum karşısında kinayeli olarak: “Aslında mahkemeleri kaldırmalı, polisin raporu doğrudan yargıç kararı olarak işlem görmeli” diyor...
O noktaya geliyoruz...
27.Yıl
Sevgili okurlar.. Yarın Açık Pencere'nin 27. yıldönümü... Bu sütun 27 yıldır sizlerin destekleri , sizlerin verdiği ilham ve ruhla yürüyor...
Rüzgar gibi geçen 27 yılın ardından...
Tüm okurlara sonsuz teşekkürler... Sağlık ve mutluluklar...
Sizler var oldukça bizler de varız... Birlikte nice yıllara diyoruz...
Tasa
Endişe verici bir yasa var tezgahta. Adı “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun”...
Tasarıya CHP İçişleri Komisyonu’nda muhalefet şerhi koydu... Sebebini CHP milletvekili Ali Serindağ bize şöyle anlatıyor:
“Tasarıya göre kişiler veya örgütler herhangi bir yargı kararı olmaksızın... Sadece polis ve istihbarat verilerine dayanılarak ‘terörün finansmanını’ sağlamakla suçlanabilecek... Polisin önerisi üzerine Değerlendirme Komisyonu o suçlamayı yerinde görürse kişi veya örgütlerin mal varlıklarına el konulabilecek... Ülkede zaman zaman Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği gibi derneklere terörist damgası vurulduğunu anımsayalım.”
Değerlendirme Komisyonu da ilginç... Başbakanlık, Maliye, İçişleri Bakanlığı gibi bakanlıkların temsilcilerinden kurulacak... Tamamen iktidara bağlı...
İÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Adem Sözüer de endişeli:
- Eğer bu kanun çıkarsa, büyük devletlerden birinin istihbarat örgütleri bir kişi ya da şirketle ilgili bilgi verdiğinde, ortada hiçbir suç şüphesi, hâkim kararı olmaksızın o şirketin ya da kişinin tüm malvarlığı dondurulacak, diyor.
Türk-İş Genel Sekreteri
Pevrul Kavlak, “Taşeron işçilik Türkiye’nin ayıbıdır” demiş.
Tabii iktidarın taşeronluğu da...
Fahrettin Fidan
Yurt
Yurt gazetesinin tutuklu muhabiri Sami Menteş için bugün saat 20.00’de Taksim Anıtı önünde basın bildirisi okunacak. Tüm yurtseverler davetli...
Milliyet/Melih Aşık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları