Satrançta durum
Melih Aşık; Savaşın uzaması Rusya ve Ukrayna’nın buğday, gübre, ayçiçeği yağı gibi ürünleri ihraç edememesi nedeniyle Türkiye ve özellikle Afrika ülkelerini etkiliyor.
Davos konferansına zoom ile bağlanan ABD eski Dışişleri Bakanı ve siyaset bilimci Henry Kissinger, Ukrayna’ya teslim olma çağrısında bulundu ve dedi ki :
“Ukrayna, Rusya’nın şartlarını kabul etmek zorunda. Toprak verip barış yapmaları lazım. Savaşın uzaması, hele ki Batı’nın daha çok dâhil olması, Avrupa’nın istikrarını felakete sürükler. Savaş, daha korkunç bir hal almadan, Ukrayna’nın durumu kabul etmesi ve Rusya’ya toprak da vererek barış yapması lazım.”
Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaş üç ayını doldurdu. İlk zamanlar Putin’in çamura saplandığı yorumları yapılıyordu. Şimdi düşünceler değişti. Ukrayna ordusu geriliyor. Rusya’ya uygulanan yaptırımlar beklenenin tersine sonuçlar veriyor.
Rus Rublesi son haftalarda büyük sıçramalar yaptı. Örneğin, ruble bazı para birimlerine karşı son bir ayda yüzde 50, son bir yılda yüzde 150 değer kazandı.
Doğal gaz ve petrolde alışverişi rubleye bağlayan Rusya üstelik her iki ürün pahalanınca bundan kazançlı çıktı.
ABD ve Batı’nın derdi Putin’i haklamak. Bunun için barışı ağızlarına almıyorlar, Ukrayna’nın ezilmesini göze alarak savaşın uzamasını teşvik ediyorlar.
Savaşın uzaması Rusya ve Ukrayna’nın buğday, gübre, ayçiçeği yağı gibi ürünleri ihraç edememesi nedeniyle Türkiye ve özellikle Afrika ülkelerini etkiliyor.
Biden’ın Putin’i koltuktan düşürme hevesi dünyaya çok pahalıya mal oluyor.
İMROZ’DA
Fotoğraf sanatçısı Murat Yaykın Gökçeada’da yaşayan gayrimüslimler üzerine bir fotoğraf çalışması yapmış.
Yaykın, adada gezerken bir yorgunluk anında bir kır bahçesinde dinlenmek ister.
Yer yoktur.
Müsaade isteyerek iki yaşlı Rum kadının oturduğu masaya ilişir.
Kadınlardan biri çok gevezedir.
Durmadan bir şeyler anlatmaktadır.
Murat da onları dinlemektedir.
Kadın bir ara susar ve Murat’a döner.
“Yavrum” der, “Biz ihtiyarlar niçin çok konuşuruz, bilir misiniz?”
“Niçin?”
Kadın cevap verir: “Kim bilir, bunlar belkim de son sözlerimizdir, onun için.”
Bu hoş öyküyü Facebook’ta Muhsin Divan anlattı.
GARİBAN ADAM
Mahallemizde gariban bir adam belirdi.
Sokakta bir duvarın üzerinde saatlerce oturuyor. Bazen orada yatıp uyuyor. Ayaklarına bezler sarıyor. Yanına gidip konuştuk. Çok zayıf, bedenen düşkün ama lisanı düzgün bir adam. Okumuş yazmış biri olduğu anlaşılıyor. Bacakları su toplamış Yürüyemiyormuş. Paraya ihtiyacın var mı diye sorduk. Yokmuş. “Seni hastaneye götürelim”, dedik, pek ilgilenmedi. “Aslında benim bir otelde kalmam gerekir” dedi. Bizim de oteli karşılayacak imkânımız yok. Caferağa Mahallesi muhtarı Zeynep Hanım’a durumu anlattık. Biraz sonra baktık Zeynep Hanım bizim mahalleye gelmiş. Adamı arıyor. Ancak o arada adam ortadan kaybolmuş. Ertesi gün Kadıköy Sosyal Hizmetler bürosundan Yekta Hanım aradı. Onlar da Zeynep Hanım’ın uyarması üzerine gelip adamı aramışlar. Bulamamışlar. Yekta Hanım telefonunu bıraktı. “Adamı yine görürseniz beni arayın, ekip gönderelim” dedi.
Adam hâlâ ortada yok. Ama hem muhtar Zeynep Hanım’ın hem Sosyal Hizmetler biriminin bu ilgisi bizi mutlu etti.
Kendilerine teşekkür ediyoruz.
TUZAK
Ucuzcu zincir marketlerden birinin internet sitesinde “activa” marka yoğurt reklamı görüyoruz: “Sekizli paket 15 lira” diyor. Akıl almaz bir fiyat. Çünkü bu yoğurdun dörtlü paketi her yerde 17 lira. Aynı gün bu markete gidip reyonları geziyoruz. Raflarda ara tara, reklamı yapılan o ürün yok. Sadece markasını pek duymadığımız benzerleri var. Bir dostumuz durumu izah ediyor:
- Bu marketler tüketiciyi çekmek için stoklarında olmayan ürünleri çok düşük fiyatlarla internete koyuyorlar. Siz satın almaya kalkınca stokta kalmadı diyorlar. Müşteri internetten ya da mağazadan eli boş dönmemek için gözüne ilişen başka ürünleri satın alıyor. Bu aslında bir tuzak. Adına da pazarlama tekniği diyorlar!
ŞAMPİYON
Euroleague şampiyonluğunu kazanan Efes takımına her yandan tebrikler yağarken, kimi eleştiriler de var. Mesela:
- Efes Türk takımı ama takımda Türk oyuncu yok, deniyor.
Doğru. Bir iki Türk oyuncu var ama onlar da maçta süre alamıyorlar.
Ne var ki bu resim sadece bize özgü değil. Hemen her Avrupa ekibinde sahaya çıkan takımın yarıdan çoğunu yabancılar oluşturuyor. Örneğin Barcelona’da bir tek İspanyol, Real Madrid’de üç İspanyol süre aldı son maçlarda.
Küresel dünyada yerli yabancı dengesine bakılmıyor.
Uyumlu bir kadro kurmak, bilimsel çalışma, gerekli özgüven ve motivasyonu vermek, oyunu planlamak daha fazla önem taşıyor.
Bu yarışta en büyük zorluğu koç Ergin Ataman şu sözlerle belirtti:
- Yıldızları yönetebilmek.
Efes kulübü bunları başardı.
Ataman da yeni hedefini açıkladı:
- Milli Takım’la Avrupa şampiyonluğu.
Başarılar...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları