Tarih:
08.09.2013
Savaş tamtamları
Melih Aşık;ABD Temsilciler Meclisi belli ki savaşa karşı bir karar verecek.
Ama gazı kimin kullandığı belli değil... “Esad kimyasal gaz kullandı” diyenler bu sonuca hangi laboratuarda, hangi numunenin, kim tarafından incelenerek varıldığını da söyleyemiyor. Konu karanlıkta.ABD Temsilciler Meclisi belli ki savaşa karşı bir karar verecek.
Acaba Başkan Obama buna rağmen daha önce sözünü ettiği sınırlı cezalandırma hareketine girişecek mi?
Burası soru işareti.. Ancak ABD sınırlı harekata girişse de... Suriye daha önce söz ettiği gibi bu saldırıya çeşitli şekillerde karşılık vereceği için savaş aniden yayılacaktır.
Lübnan’daki Hizbullah aynı anda İsrail’e yönelik bir saldırı düzenleyebilir. Savaş aniden İran’a yayılabilir. Türkiye de kendini savaşın içinde bulur. Başbakan Erdoğan, bir soruyu yanıtlarken:
- Esad gidecek daha iyi olacak, diyor...
ABD Irak’a saldırırken aynı görüşler seslendiriliyordu... Saddam gitti... Daha iyi oldu mu?
Irak’ta ayda bine yakın insan patlayan bombalarla can veriyor... Saddam’dan sonra Kandil dağına yerleşen PKK binlerce insanımızı öldürdü... Suriye’yi aynı gelecek bekliyor. Esad’ın gücü kırıldığı takdirde güçlenecek olan terör örgütleri ortalığı kasıp kavuracak. Bu terör örgütleri Türkiye’ye de sıcak bakmıyorlar. Çünkü Türkiye laik. Onlara uymuyor. İlk ihtarı Somali’de verdiler.
Irak’ta ayda bine yakın insan patlayan bombalarla can veriyor... Saddam’dan sonra Kandil dağına yerleşen PKK binlerce insanımızı öldürdü... Suriye’yi aynı gelecek bekliyor. Esad’ın gücü kırıldığı takdirde güçlenecek olan terör örgütleri ortalığı kasıp kavuracak. Bu terör örgütleri Türkiye’ye de sıcak bakmıyorlar. Çünkü Türkiye laik. Onlara uymuyor. İlk ihtarı Somali’de verdiler.
Neresinden baksanız bu savaşın bölgeye büyük felaketler getireceği açıkça görünüyor...
Amerikalı yazarlar “Bu savaş bizim savaşımız değil” diyor. Çünkü Suriye’de petrol yok, bu savaş bizim savaşımız da değil. Bu savaş İsrail’in savaşı. Ama onlar geride duruyor. Biz bedava bar fedaisi gibi en öndeyiz...
Acem Abdurrahman
Tempo dergisinin son sayısında “İstanbul’un İlkleri ve En’leri” başlıklı bir ek verdiğini duyurmuştuk.
İçinde hoş bilgiler yer alıyor...
Acem Abdurrahman
Tempo dergisinin son sayısında “İstanbul’un İlkleri ve En’leri” başlıklı bir ek verdiğini duyurmuştuk.
İçinde hoş bilgiler yer alıyor...
Örneğin ilk otomobil anlatılırken “acemi” sözcüğünün kaynağı da aktarılıyor.
Abdülhamit’e hediye edilen ancak onun kullanmadığı iki otomobilden sonra İstanbul’a ilk otomobil 1895 yılında gelir. Gerisini dergiden özetleylelim:
“Halk otomobili ilk kez Fenerbahçe’de görmüştü. Sultan Abdülhamit’in 1907 yılında sıvı yakıtlı araçların ithaline izin vermesiyle otomobil sayısında hızlı bir artış başladı. İlk otomobilin sahibi Basra Mebusu Zehirzade Ahmet Paşa’ydı.
İstanbul’un ilk Türk şoförü de Acem Abdurrahman adlı bir seyis idi. Acemi kelimesi de Yıldız Sarayı’nın ilk şoförü olan Acem Abdurrahman’ın at ahırlarındaki seyislik görevinden şoförlüğe geçişinden sonra ortaya çıktı. Şehir içinde kullandığı arabanın gazabından korkan halkın Acem Abdurrahman’ı arabayla gördükleri anda ‘Acem geliyor’ diye kaçışması espri konusu oldu. Zaman içinde ‘Acem’ ifadesi ‘Acemi’ye dönüştü...”
***
İstanbul’da ilk asansör 1892 yılında Pera Palas Oteli’nde kullanılır. Bu asansör hâlâ yerli yerinde duruyor.
Otele girip görebilirsiniz...
Otele girip görebilirsiniz...
Elektrik, kalorifer ve telefonun ilk kullanıldığı yapı ise Mahmut Cemil Molla Köşkü’dür. Bu köşkü Boğaz Köprüsü’nde Avrupa yakasından Asya’ya geçerken hemen karşınızda görebilirsiniz... Her zaman ışıklandırılır, beyaz bir biblo gibi karşınızda durur...
İstanbul’da ilk demiryolu Haydarpaşa ile Fenerbahçe arasında 1871 yılında hizmete girdi... Uzunluğu 3 - 4 km idi.
MACUN
Lahim - Maal -Acim...
MACUN
Lahim - Maal -Acim...
Ne demek bu... Arapçada lahmacun...
İlgisiz bir yerde... Oğuz Atay’ın “Bir Bilim Adamının Romanı” adlı kitabında gözümüze çarptı bilgi...
Lahim: Et
Maal: Birlikte
Acim: Hamur anlamına geliyormuş Arapçada...
Birleştirmiş ‘lahmacun’ yapmışız...
Aslı Lahimmaalacim...
Sıcak yemeye bakın, soğuyunca iyi olmaz...
AKP’liler “İçki yasakları AB ülkelerinde de var” diyor.
AB’yi örnek aldıklarına göre inşallah “Amsterdam’da serbest” diye uyuşturucuyu serbest bırakmazlar...
AKP’liler “İçki yasakları AB ülkelerinde de var” diyor.
AB’yi örnek aldıklarına göre inşallah “Amsterdam’da serbest” diye uyuşturucuyu serbest bırakmazlar...
Akif Kökçe
Taksim
Taksim Yayalaştırma Projesi ortaya çıktı sayılır.
Taksim
Taksim Yayalaştırma Projesi ortaya çıktı sayılır.
Elmadağ ve Tarlabaşı’ndan dalış tünelleri Taksim’in dokusunu fena halde bozdu...
Özellikle Divan Oteli’nin önündeki dalış tünelleri alanın bütün güzelliğini ortadan kaldırdı.
Taksim ile Elmadağ arasında muazzam bir beton boşluk oluştu. Üstelik düz değil, eğimli...
Burası ne şekilde düzenlenecek? Ortada ne bir maket var, ne plan...
Uygar ülkelerde böyle büyük düzenlemelerin maketi herkesin göreceği yere konur. Bizde gerek görülmüyor!
Taksim Meydanı’nda çok çirkin bir beton çıkıntı oluştu. Bu nedir diye merak ediyorduk. Meğer aşağıdaki tünelin havalandırma bacasıymış.
Mimar Korhan Gümüş, BİA’ya diyor ki:
- Paldır küldür dalış tüneli yaparak beton dökmek yerine basit düzenlemelerle araç trafiği düzenlenebilirdi. New York’taki gibi araçlar kısıtlanabilirdi, durakların yerleri değiştirilebilirdi. Otobüslerin bekleme yapması engellenebilirdi.
Bunların hepsi konuşuldu ama kimse dinlemedi.
- Trafik sorunu çözülecek mi?
- Bu dalış tüneli buradaki trafik sorununu çözmeyecek daha da kötü bir hale getirecek.
ÇAY
Esnaf heyeti bakanı ziyarete gitmiş... Bakan bey sormuş:
ÇAY
Esnaf heyeti bakanı ziyarete gitmiş... Bakan bey sormuş:
- Beyler içmek için ne alırsınız?
- Çay alırız, demişler...
Bakan zile basmış... Gelen odacıya:
- Oğlum beylere birer çay getir, demiş...
Ardından eklemiş:
- Tazeyse bana da getir...
Melih Aşık - Milliyet
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları