loading
close
SON DAKİKALAR

Savcılık bitti

Melih Aşık
Tarih: 26.01.2014

Melih Aşık; İktidar yakınlarının karıştığı yolsuzluklarda aynı yol izlenecek...

Adana’da silah yüklü olduğu yönünde ihbar gelen TIR’ları aramak isteyen savcılar Aziz Takçı, Ahmet Karaca, Mustafa Sırlı ve Özcan Şişman görevden alındılar...

Anlaşılıyor ki “Falanca araçta kaçak mal var” diye ihbar alan bir savcı MİT’i, valiyi, emniyet müdürünü vs. arayacak... Kaçak malların hükümet bilgisi dahilinde kaçırılıp kaçırılmadığını soracak. Kaçak eşya ile iktidarın ilişkisi yoksa ancak o zaman arama yapabilecek.
İktidar yakınlarının karıştığı yolsuzluklarda aynı yol izlenecek...
Eğer Başbakan’ın veya bakanların yakınları yolsuzluğun içindeyse savcı harekete geçmeyecek.
Savcı harekete geçerse emniyet mensupları savcının emirlerine uymayacak...
150 dolayında savcı ile 3 bini aşkın polis bu yüzden görevden alınmış bulunuyor...
Atatürk döneminin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt “Cumhuriyet Savcısı” unvanının isim babasıdır...
Bir gün Atatürk’ün huzurunda kendisine sorulmuş:
- Cumhuriyet Başbakanı, Cumhuriyet Bakanı, Cumhuriyet Müsteşarı, Cumhuriyet Valisi, Cumhuriyet Büyükelçisi olmuyor da, neden Cumhuriyet Savcısı olabiliyor?
Bozkurt’un yanıtı:
“Çünkü öyle zaman olur ki, cumhuriyeti korumak için başbakandan, bakandan, müsteşardan, validen, büyükelçiden bile hesap sormak gerekebilir. İşte o hesabı soracak olan Cumhuriyet Savcısı’dır.”
Esat Bozkurt iyi ki bu günleri görmedi... Durumla ilgili en kısa ve özlü tanımı Anayasa Mahkemesi eski Genel Sekreteri Bülent Serim yapıyor:
“Hukuk devleti yolsuzluklara darbe vuracağına, son bir ayda ortaya çıkan yolsuzluklar hukuk devletine darbe vurmuş ve onu yok etmiştir...”
Artık isteyen her türlü yolsuzluğu yapabilir, yakalandığında iktidardan birilerinin ismini verip kurtulabilir. Gerçekten iktidar yakınıysa savcıyı görevden bile aldırabilir. Yargı bitti.

Mercimek çorbası

Çorba yapmak için çeşme başında mercimek ayıklayan Diyojen’in yanına imparatora yakınlıgı ile tanınan filozof Aristippus yaklaşmış ve alaycı bir sesle:
- Sen de aklını kullanıp imparatora yakın olmayı becerebilseydin böyle çeşme başlarında mercimek ayıklamak zorunda kalmazdın, demiş...
Diyojen başını kaldırmadan cevap vermiş:
- Sen de mercimek çorbasına kanaat edebilseydin... İmparatora dalkavukluk etmek zorunda kalmazdın...
***
Diyojen’e “artık ihtiyarladınız en iyisi bir köşeye çekilmeniz” demişler...
- Niçin, demiş, eğer koşucu olsaydım koşunun sonuna doğru yavaşlamam mı gerekirdi yoksa bütün gücümü ortaya koyarak koşmaya devam etmek mi?
***
Gökbilimci Galileo’ya hayatının sonlarına doğru yaşını sormuşlar...
- Sekiz - on yaşımda olduğumu sanıyorum, demiş...
Nasıl hesap yaptığını da şöyle anlatmış:
- Bu söylediğim yaşayacağımı umduğum yıllardır... Daha küçük yaşlarda da olabilirim. Ama eğer geçen yılların sayısını soruyorsanız tükenmiş olan şeyler artık sizin değildir, hesabını yapmaya değmez. Siz önünüzde duran ömrünüz kadar varsınız.
***
Padişahlardan biri meraklanmış, oğlunun tahsil ve terbiyesiyle uğraşan lalasına sormuş:
- Oğlumun en iyi öğrendiği ders hangisi?
- Binicilik...
- O neden?
- Efendim öteki derslerde mahdumu aliniz dersi bilemeyince hocalar cesaret edip seslerini çıkarmıyor. Ama binicilikte bir hata yaptı mı bindiği at kendisini derhal yere vuruyor...

KARŞI

Gazeteler kervanına bir yenisi katılıyor... “Karşı” adlı gazete yayına 9 Şubat’ta başlıyor...
“Yalana Karşı Gerçeğin Gazetesi” sloganıyla okuruyla buluşacak Karşı’da Serdar Akinan, Ahu Özyurt, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Abdüllatif Şener, İhsan Eliaçık, Şebnem Sönmez, Levent Üzümcü, Sevim Gözay, Kaan Sezyum, Ramize Erer gibi isimler yer alacak.
Gazetenin Genel Yayın Yönetmenliğini Eren Erdem, Genel Koordinatörlüğünü Kutlu Esendemir üstlendi.
Türkiye’de dürüst gazetelere her zaman ihtiyaç ve yer var. Karşı’nın bu ihtiyaca katkıda bulunacağına inanıyor, şimdiden başarılar diliyoruz...

Erdoğan “Sarıgül’ün dosyasını açıklayacağım” diyor. Muhalif belediyelere yıllardır baskın üzerine baskın düzenleyen iktidar bu dosyayı
“kötü günler için” saklamış demek...
Akif Kökçe

YAN

Ocak ayının 20’si Balyoz operasyonunu başlatan haberlerin Taraf’ta yayımının 4. yıldönümüydü.
“Fatih Camii’ni bombalayacaklardı” gibi manşetlerle başlatılan kampanya herkesin hatırındadır.
Dani Rodrik ve Pınar Doğan, “cetindoganvegercekler” adlı blogda Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Mehmet Baransu gibi isimleri şöyle andılar:
“Ellerine tutuşturulan dijital belgelerin gerçekliğini hiç araştırmadılar.
Ağır suçlamalarda bulundukları kişilerin görüşlerini almak ihtiyacı hissetmediler.
Gazeteciliğin en temel etik ilkelerini ihlal etmekle kalmayıp, ellerindeki sahte belgeleri dahi yanlış aksettirerek, imzasız dijital belgeleri ‘imzalı belgeler’ olarak lanse ettiler. Belgelerin sahteliğine dair olgular ortaya çıktıkça yaptıkları haberi sorgulayıp düzelteceklerine, sahtecilikleri örtbas etmek için didindiler...”
Nokta şu tespitle konuluyor: “Türkiye’de onlara kimileri hâlâ gazeteci diyor...”

“Kendi kendine yeten 7 ülkeden biriyken şimdi kendi kendini yiyen bir ülke olduk.”
Serdar Tellioğlu

TALAN

Askeri tesislerin satılması için bir yasa tasarısı Meclis Komisyonu’na sevkedildi.
Fenerbahçe, Harbiye, Kalender orduevleri başta olmak üzere büyük kentlerdeki tesislerde iktidara yakın otelcilerin epey zamndır gözü vardı...

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları