ŞEB-İ ARUS
Melih Aşık; Kuran Türkçe mi okundu, Arapça mı? Sema törenlerine kadınlar da katıldı mı, katılmadı mı? Vaktimizi bunlarla mı harcayacağız?
Şeb-i Arus törenlerinde semaya kadınlar da katılır mı, katılmaz mı?
Kuran Arapça okunur mu okunmaz mı?
İBB’nin düzenlediği Şeb-i Arus töreni üzerinde yoğun tartışma var.
Derken bir başka tartışma...
İlahiyatçı Doçent Ebubekir Sifil, yazar Yılmaz Özdil ve televizyoncu Cüneyt Akman’ın cenazelerinin camiye sokulmaması gerekir, demiş.
Ayasofya’nın “baş imam”ı Prof. Mehmet Boynukalın, “Ebubekir Sifil hoca doğru söylemiş” diyerek onu desteklemiş.
Dün Kadıköy çarşısına indim. Sokaklar bomba atılmış gibi, ıssız ve sessizdi. Balıkçılar, kuruyemişçiler ve mezeciler açık. Birkaç lokanta “al götür” servisi veriyor. Tanıdığım bir lokanta sahibine sordum:
- Garsonlar, komiler, aşçılar falan ne yapıyor? Onlara destek oluyor musunuz?
- Devlet her birine bin lira veriyor, dedi, maalesef biz de çok sıkıntıdayız. Fazladan bir şey veremiyoruz.
Bin lirayla aile geçinir mi? Ne kadar süre geçinir?
Mutfak, kira, okul masrafı, elektrik, su, gaz... Para nasıl yeter?
Bir dayanışma ve yardımlaşma fonu oluşturmanın, bunları tartışmanın zamanı değil mi?
Kuran Türkçe mi okundu, Arapça mı? Sema törenlerine kadınlar da katıldı mı, katılmadı mı?
Vaktimizi bunlarla mı harcayacağız?
(Şeb-i Arus: Düğün gecesi. Mevlana, öldüğü geceyi, sevgiliye kavuşma gecesi diye niteler ve böyle adlandırır.)
YAŞANANI YAZMAK
Diplomat Onur Öymen 2002 yılında emekli olarak siyasete girdi, CHP’den milletvekili seçildi. 10 yıl parlamentoda görev yapan Onur Bey, milletvekili olarak yaşadıklarını, raflara son çıkan “Baskılara Direnirken” adlı kitabında anlatıyor. 1 Mart Tezkeresi, Avrupa Birliği ile ilişkiler, Kıbrıs’ta baskılara direnmek, Ermeni Sorunu, Siyasette Entrikalar konu başlıklarıdır. Kitaptan bir bölüm...
2010 yılında İsveç Merkezli Silk Road Enstitüsü’nün yöneticisi Svante Cornell CHP’yi ziyaret eder ve son yayımladıkları 77 sayfalık raporun bir örneğini Genel Başkan Yardımcısı Onur Bey’e verir. Üç bölümden oluşan raporda üç ayrı senaryo bulunur. Üçüncü senaryo dikkat çekicidir:
“Deniz Baykal istifa etmek zorunda bırakılır. Onun yerine Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkanlığa seçilir. Kılıçdaroğlu parti politikalarını değiştirir ve bunun üzerine Avrupa’daki bazı partiler tarafından desteklenir.”
Buradaki “zorunda bırakılır” ifadesi dikkat çekicidir. Onur Bey rapordan Kemal Kılıçdaroğlu’na da söz etmiş, Kemal Bey sessizce dinlemiş, yorum yapmamıştır. Birkaç ay sonra kaset komplosu yaşanır, Deniz Baykal istifa etmek zorunda kalır.
Kitap politikanın hem içini hem dışını anlatıyor bize.
MAGAZİN
Aşıdan korkan ya da tedirgin olan büyük bir kitle var.
Özellikle Çin aşısı daha uygulanmadan toplumda maalesef alerji yarattı.
Magazinciler ve yangına körükle giden gazeteci takımı bu fırsatı kullanacaktır.
Önümüzdeki günlerde şu tür haberlere hazırlıklı olun:
Genç ve güzel Süheyla’nın aşı olduktan sonra sakalları çıkmaya başladı.
Çin aşısı olan hamile kadın gözleri çekik çocuk doğurdu.
Aşı olan milli güreşçide kadınlık belirtileri baş gösterdi.
Ben Mao Çe Tung’um diye polise saldıran kişinin aşıdan sonra delirdiği anlaşıldı.
Cavit Bey aşı olduktan sonra pirinçten başka bir şey yememeye başladı.
DÖNMEK
Kâinatta her şey dönüp duruyor.
Peki, bunun dünyaya yansıması nasıl oluyor.
Ünlü yazar Bertolt Brecht “Galile’nin Yaşamı” adlı eserinde bunu anlatır.
Okuyalım:
‘ Dünyayı yoktan var eden ulu Tanrı
“Işık gerek” dedi, güneşi çağırdı
“Senin işin aydınlatmaktır dünyayı
Çevresinde gezdireceksin lambayı”
Tanrı buyruğuna göre bundan böyle
Astlar dönecek üstlerin çevresinde
Ve der demez başladı herkes dönmeye
Büyüklerin çevresinde küçükler
Güçlülerin çevresinde güçsüzler
Hem gökyüzünde böyle hem yeryüzünde
Papanın çevresinde kardinaller
Kardinallerin çevresinde piskoposlar
Piskoposların çevresinde uzmanlar
Uzmanların çevresinde uşaklar
Uşakların çevresinde hizmetçiler
Hizmetçilerin çevresinde
Köpekler, tavuklar, dilenciler... ‘
DOYURUN
Amerikalı yazar John Steinbeck ülkeleri yönetenlere çağrıda bulunuyor:
“Eğer bir at satın alır ve onu yalnızca çalıştırdığınız sürece besler, diğer zamanlarda beslemezseniz hayvan ölür. Kimse size atı neden çalıştırmadığın zamanlarda beslemedin, diye sormaz. Ama topraklarınızda çalışan insanların beslenmesi farklıdır. Onları her zaman doyurmak, giydirmek, yaşatmak zorundasınızdır. Bunu yapmak için açlığın öfkeye, öfkenin de isyana dönüşmesini beklemeyiniz.”
BAŞKACA
Netflix’te gösterime giren “Bir Başkadır” adlı yerli dizi üzerinde çok konuşuluyor. Gerçekten Türk sinema tarihinde yer alacak özellikte bir dizi bu. Reji ve senaryo üst düzeyde, başrolü oynayan Öykü Karayel’in sergilediği oyunculuk daha da üst düzeyde. Senaryo tamamen Türkiye’ye özgü konuları ele alıyor.
Ülkemizin dramı üç temel toplumsal değişime aynı anda sahne olması, insanların kişiliğine bu değişimlerin egemen olmasıdır. Bu geçişlerin bir başka ülkede aynı anda yaşandığını göremezsiniz. Nedir onlar:
1. Türkiye köylülükten şehirliliğe geçmektedir.
2. Muhafazakâr toplum modelinden seküler modele evrilmektedir.
3. Doğululuktan Batılılığa geçiş halindedir.
Bu geçişler bir türlü tamamlanamadığından, köprülerin orta yerinde büyük tartışmalar, kavgalar, itişmeler yaşanıyor. Dizi bizim bu dramımızı yansıtıyor.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları