Seçim başlıyor

Melih Aşık; Cumhurbaşkanı, kapmanyanın odağına ‘başkanlık sistemi’ yerleştiriyor.

Adı toplu açılış töreniydi ama... Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Kırşehir’de toplu açılışlar yaparak, muhalefeti topa tutarak, halka “Yeni anayasa için iradenizi ortaya koymalısınız” diyerek resmen seçim kampanyasını başlattı, adını vermeden AKP’ye oy istedi.
Cumhurbaşkanı, kapmanyanın odağına ‘başkanlık sistemi’ yerleştiriyor. Bugünkü sistem Başbakan ve Cumhurbaşkanı’na ABD başkanında bile olmayan yetkiler verdiğine göre... Başkanlık adı altında bize özgü bir tek adam sisteminin tasarlandığı söylenebilir.
Haziran seçiminden sonra 4 yıl seçim yok. Her türlü baskı için en elverişli dönem yaşanacak. O döneme gidilirken yeni bir iç güvenlik yasasının hazırlığı yapılıyor. Polise bu tasarıyla yargı dışında hareket imkânı tanınırken aynı şekilde sosyal medya alanına da hukuk dışı uygulamalar hazırlanıyor.
Daha doğrusu hukuk dışı uygulamalara yasal koruma hazırlanıyor.
Ankara halen “Twitter’ı yasaklayacak bir yasa tasarısı üzerinde” çalışıyor. Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen teklif Başbakan’a ve bakanlara yargı kararı olmaksızın site kapatma hakkı veriyor. Ayrıca... Örneğin, Fuat Avni’nin Twitter’daki bir hesabı kapatıldığında başka bir hesap açılıyor, o da kapatıldığında yenisi açılıyor. Böyle olunca “İhlal önlenemiyor” bahanesi ile Twitter toptan engellenebilecek. Facebook ve Twitter halen en aktif muhalefet merkezleridir. Yazılı ve görsel medya kontrol altına alınırken sosyal medya o kontrolden kaçıyor. İktidar onu kovalıyor.

Kürtçe öğreniyoruz!

Başbakan Davutoğlu Kürtçe öğrenmeye heveslendiğini, bunun için bir de gramer kitabı aldığını söylemişti geçenlerde.
Rıfat Serdaroğlu hatırlatıyor:
“Kürtçenin lehçeleri var; Kurmanci, Sorani, Lorî, Zazaki (Kırdki), Gorani Şêxbizeyni... Bunların her birinin de onlarca alt şiveleri var!
Muş ilimizde yaşayan Kurmanci lehçesiyle konuşan Kürt, Irak’ta yaşayan Sorani lehçesiyle konuşan Kürt, Lorî lehçesiyle konuşan Şia Kürt, Adıyaman - Gerger’den Zazaki lehçesiyle konuşan Kürt, Musul’un doğusundan Gorani lehçesiyle konuşan Kürt, Konya’da yaşayan Şêxbizeyni lehçesiyle konuşan Kürt, bir araya gelseler, birbirinin ne dediğini anlamaz, ancak
Türkçe konuşarak anlaşabilirler.”

SABIR

İnönü’nün o sözü yıllardır dillerdedir. Tayyip Erdoğan geçenlerde bir kez daha hatırlattı:
“Bir ülkede namuslular da namussuzlar kadar cesur olmazsa o memleket batar”.
Biz bu sözü yıllardır böyle biliyorduk...
Emre Kongar dün köşesinde o sözün orijinalini yazdı:
Meğer aslında İnönü “Arkadaşlar eğer bir memlekette erbabı namus laakal, eşirra kadar sabur olmazsa, o memleket behemehal batar” demişmiş...
Sabur; sabırlı demek. Eşirra; kötü insan. Laakal; en az anlamında.
Yani İsmet Paşa, “Namuslular da namussuzlar kadar cesur olmalı” demiyor, “sabırlı olmalı” diyor.
Cesur’un yerine “sabır”ı koyunca sözün havası kaçıyor.

Kadınları “mahallenin namusundan sorumlu” abiler koruyacakmış!
İyi de kadını o abilerden kim koruyacak?
***
Davutoğlu İsmail Ağa cemaatinin cenazesine katıldı.
Polisin yargının yanlış yapmaması için iktidar yandaş ve karşıt cemaat listesini yayımlanmalı!
Akif Kökçe

DİKBAŞ

İstanbul Basın Savcılığı, Nergiz Yayınları’nın kısa süre önce piyasaya çıkarttığı Yılmaz Dikbaş’ın “Gelin Yüzleşelim” adlı kitabından üç adet gönderilmesini istedi. Kitap hakkında soruşturma açıldığını bildirdi.
Yılmaz Dikbaş diyor ki:
“Öyle anlaşılıyor ki; benimle televizyon ekranlarında ya da gazetelerde, halkımızın önünde yüzleşemeyenler bu yolu seçmişlerdir.
Bu yolla da olsa, halkımızı yüz yıllardır uydurma hikâyelerle aldatıp kandıran kişilerle yüzleşme fırsatı bulabileceğim için mutluyum... Kitabım şu anda Türkiye’de ‘En çok Satan’ 10 kitabın arasında yer almaktadır.”