loading
close
SON DAKİKALAR

Seçmeli komedi!

Melih Aşık
Tarih: 12.09.2012

Melih Aşık yazıyor, ''Tutukluluklar sürdükçe Türkiye’de kimsenin ne demokrasiden ne hukuktan söz etmeye hakkı vardır...''

Milli Eğitim Bakanlığı okullara genelge yayınlamış... Veliler seçmeli ders tercihlerini 10 - 12 Eylül arası yapacaklar...

Bu iki gün içinde tercih yapmazsanız okul sizin yerinize tercih yapacak... Neden iki güne sıkıştırılmış bu tercihler... 
Veliler nasıl haberdar olacak da koşa koşa okula gelerek tercih formunu dolduracak? Meçhul...

Seçmeli dersler şöyle sıralanıyor:

“Kuran’ı Kerim, Hazreti Muhammed’in Hayatı,Temel Dini Bilgiler, Okuma Becerileri,Yazarlık ve Yazma Becerileri, Yaşayan Diller ve Lehçeler, Yabancı Dil, Bilim Uygulamaları, Bilişim teknolojileri ve Yazılım, Görsel Sanatlar, Müzik, Spor ve Fiziki etkinlikler, Drama, Zekâ oyunları...”

Bir seçmeli derse en az 10 öğrencinin kaydolması gerekiyor.

Eğer 10’dan az öğrenci kaydolur veya dersin hocası bulunmazsa öğrencinin hangi derse gireceğine okul karar 
verecek...

Bu seçmeli derslerin kaçına hoca bulabilirsiniz?

Hangisine en az 10 öğrenci kayıt yaptırır?

Oynanacak komediyi Bakan Ömer Dinçer geçen nisanda 32. Gün programında şöyle anlatmıştı:
“Diyelim ki iki öğrenci Yahudiliği öğrenmek istiyorum dedi, 5 öğrenci başka bir seçmeli ders istedi. Her birine öğretmen veremezsiniz ne yapılıyor, en fazla istenen veriliyor...”

Yani... Museviliğin hocası yoksa “Hadi çocuğum Kuran dersine” denilecek..

* * *

Bu arada sık sık Avrupa ülkelerinde çocukların okula 4 yaşında bile başladığı anlatılıyor.

Doğru... Ancak o ülkelerde çocukların tümü önce yuvaya gidiyor.. Dört yaşında ana okuluna daha önce okul görmüş olarak başlıyor. Türkiye’de ise ilkokula tıktığınız 5,5 yaşındaki çocukların en az yüzde 50’si okul öncesi eğitimden geçmiyor... Okula ilk kez ayak basıyor...

Gazetecilik yargıda

OdaTV davasına önümüzdeki cuma günü devam edilecek... 19 aydır tutuklu olan meslektaşımız Soner Yalçın diyor ki:
“Gazeteciliğin yargılandığı OdaTV davasında, 7 aydır beklenen TÜBİTAK raporu sonunda geldi. 339 sayfalık bu raporun tamamını okuyanlar net bir şekilde görecektir ki; 20 aylık tutukluluğumuzun nedeni komplo için üretilmiş virüslü dosyalardır.

TÜBİTAK raporuna göre;

1- Bu dosyalar üzerinde bizler tarafından bir işlem gerçekleştirilmemiş; yani bu dosyalar bilgisayarlarımızda oluşturulmamış, değiştirilmemiş ve açılmamıştır. (TÜBİTAK raporu sonuç bölümü)

2- Suçlamaya konu olan 3 bilgisayarı (Odatv Haber Merkezi, Barış Pehlivan ve Müyesser Yıldız’ın bilgisayarları) birebir özel olarak hedef alan sosyal mühendislik saldırıları düzenlenmiştir. (TÜBİTAK raporu Syf. 259 ve 293)

3- Bu 3 delil bilgisayarına yapılan saldırı, ekinde zararlı yazılım (virüs) gizlenen mailler yoluyla gerçekleştirilmiştir. ( Syf 229-259 arası)

4- Bu özel hedefli sosyal mühendislik saldırıları sonucunda ilgili delil bilgisayarlarına, uzaktan yönetim ve dosya atma özelliği bulunan zararlı yazılım yerleştirilmiştir. ( Syf. 259 ve 293)

TÜBİTAK komployu ortaya koyan tüm bu tespitlerinden sonra, raporunu şu cümleyle bitirmiştir:

‘Bu dosyaların zararlı yazılımlar vasıtasıyla geldiğine veya gelmediğine dair kesin yargıya varılamamıştır.’

Yargılandığımız mahkeme ise; geçtik 339 sayfalık raporun içindeki komployu ortaya koyan tespitleri, raporun son cümlesini bile dikkate almamıştır.

‘Kuvvetli suç şüphesi devam ediyor’ diyerek tutukluluğa devam kararı vermiştir.”

Son söz... Tutukluluklar sürdükçe Türkiye’de kimsenin ne demokrasiden ne hukuktan söz etmeye hakkı vardır...


Yeni eğitim dönemine başlayan 66 aylık çocuklar okullara ağlaya ağlaya gitmişler.
“Yazık oluyor memlekete” diye ağlamışlardır...
Haldun Ertem


Foça

Foça saldırısını gerçekleştiren teröristlere yardım ve yataklık ettiği savıyla gözaltına alınan Hasan D.’yi İzmir polisi sorgulamış. Sorgu sırasında Hasan D.’ye Foça’daki saldırıda şehit olan Özkan Ateşli’nin ailesinin yeni yaşamı ve 2 yaşındaki oğlu Altay’ın görüntüleri izletilmiş... Hayatlarının nasıl söndüğü gösterilmiş...

Bunun üzerine insafa gelen Hasan D. Antalya’da saklanan patlayıcıların yerini polise söylemiş. İzmir Polisi Antalya’ya giderek kısa bir aramadan sonra bol miktarda silah ve patlayıcıyı orada bulmuş.

Hasan D. böylece birçok insanın hayatını kurtarmış...

Hasan’ın soyadını bazı gazeteler açıkça yazmış. Yazmasalar da örgüt biliyor. Böylece örgütün silah ve cephanesini ele verdiği için Hasan ilk fırsatta PKK tarafından cezalandırılacak. Hasan’ın vicdanının sesine kulak vererek yaptığı itiraf böylece kendisine PKK infaz kurşunu olarak geri dönecek. İzmir polisini övmek için olayı medyaya aktaranlar Hasan’ı ele vermişler. Terörle mücadele böyle mi yapılacak?


Atatürk Orman Çiftliği Melih Gökçek’e emanet edilmiş.
İşte size Melih Gökçek’e babasının çiftliği gibi yöneteceği bir çiftlik daha!
Fahrettin Fidan


12 Eylül

12 Eylül darbesinin 32. yılındayız. Binlerce insan öldürüldü, işkenceden geçti, 50 kişi idam edildi, 40 ton gazete dergi ve kitap yakıldı o darbede.

Peki 12 Eylül’ün hiç faydası olmadı mı? Olmuştur. Aziz Nesin Torbalı Şenliği’ndeki panelde darbecilerin hakkını şöyle teslim etmişti:

- 12 Eylül döneminde taksilere taksimetre takılmıştır. Şoför müşteri kavgaları son bulmuştur. Darbenin tek faydası bu olmuştur.

Sonra da eklemişti:

- Ama taksilere taksimetre takmak için de darbe yapılmaz ki canım!


Son PKK cenaze töreninde öğrendik ki bayrağı korumanın en garanti yolu
onu saklamakmış.
Askerlerimizi saklayalım, şehit de vermeyiz.
Dr. Gürsel Çetin

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları