Tarih:
19.08.2012
Şeker haberler!..
Melih Aşık yazıyor, ''Acı mı acı haberlerden geçilmezken tatlı yiyip tatlı konuşabilmek mümkün müdür?''
Bugün Şeker Bayramı. Büyük, küçük herkesin, “Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım” dediği gün. İyi de gazetelerde terör, cinayet, kadına şiddet, zam-zulüm, Silivri, Hasdal türü acı mı acı haberlerden geçilmezken tatlı yiyip tatlı konuşabilmek mümkün müdür? Tabii ki değildir. Bu durumda arkadaşımız Fahrettin Fidan, “Durumdan vazife” çıkarıyor, bir oturuşta ürettiği “Şeker haberler”inden bir demeti bila bedel ikram ediyor.Başbakan Tayyip Erdoğan, İstanbul - Hakkâri arasını 2.5 saate indiren hızlı trenin hizmete girmesi dolayısıyla düzenlenen törende medya patronlarına sert uyarılarda bulundu. “Ey patronlar, sizi son kez uyarıyorum, ayağınızı denk alın, yoksa karışmam” diyen Başbakan şöyle konuştu:
“Çalıştırdığınız emekçi kardeşlerimi insafsızca sömürüyorsunuz. Ortalama ücretler Avrupa ortalamasının sadece ve sadece iki, sosyal haklar ise ancak bir katı. Bunları hemen ve derhal dört kata çıkartacaksınız. Hedefimiz basın özgürlüğünde olduğu gibi basında emekçi hakları konusunda da dünya birinciliğine yükselmektir. Kim ki buna taş koymaya çalışırsa... Acırım ona. İşte o kadar.”
* * *
Başbakanın bu konuşması Gazete İşverenleri Sendikası’na ait olduğu tahmin edilen korsan bir bildiriyle kınandı.
Bildiride özetle şöyle dendi.
“Gazete sahipleri bu ülkede parya değildir. Başbakanımızın bizlere yönelik terörü bir zamanların PKK terörüne rahmet okutacak boyutlara varmıştır. Geçenlerde bir arkadaşımız emeklilik yaşı çoktan gelmiş de geçmiş... Ayakta durmakta dahi zorluk çeken bir muhabiri, üstelik de kıdem tazminatını fazlasıyla vererek çıkartmaya kalkıştı diye gazetesi maliyecilerin, müfettişlerin âdeta saldırısına uğradı. İlk iki günlük denetim sonucunda arkadaşımız 1 milyon lira (yaklaşık 35 milyon Euro) para cezasına çarptırıldı. Yeter artık. Ya gazetelerimizi devletleştirsin ya da bizi bu kadar ezmesin.”
* * *
Van garında yüzlerce vatandaş TCDD’yi protesto etti. Vatandaşlar Ankara’dan 12.06’da gelmesi beklenen “Mermi” adlı trenin 1 dakika 23 saniye gecikmesi üzerine gar müdürlük binasını işgal etti. “TCDD Genel Müdürü’nün, hatta Ulaştırma Bakanı’nın istifa etmesi mi? Evet ama yetmez. Başbakan, hatta Cumhurbaşkanı da istifa etmeli” diyen yurttaşlar polisin “gülsuyu gazı” sıkması üzerine güçlükle dağıtılabildi. Sıkılan “gülsuyu gazı”ndan etkilenen üç protestocunun zevkten bayıldığı görüldü.
* * *
Arife günü ile bayramın ilk günü yurdun çeşitli bölgelerinde meydana gelen toplam 3 trafik kazasında bir yurttaşımızın ayağı burkuldu, bir diğer yurttaşımızın da burnu kanadı. Yurttaşlarımız hastanede yapılan ilk tedavilerinden sonra dinlenmek üzere evlerinde istirahate çekildi.
Hüseyin Aygün, “CHP’nin her şeyine sahip çıkmıyorum” demiş.
Ama ne yazık ki Yeni CHP senin her şeyine sahip çıkıyor!
Fahrettin Fidan
Şu yeni CHP...
Fahrettin Fidan
Şu yeni CHP...
PKK tarafından kaçırılan Hüseyin Aygün’ün serbest bırakılması üzerine CHP’nin:
“Güpegündüz milletvekili kaçırıyorlar, memleket ne hale geldi, nerede bu devlet?” diye ortalığı birbirine katması beklenirdi. Tam tersine üst yönetim “İyi çocuklar, bu ülkenin çocukları” diye PKK övgüsüne başladı. Kemal Bey zaten PKK ve terör sözcüklerini ağzına almazdı. Şimdi Aygün’ün söylemini âdeta parti politikası haline getirdi. Aygün ise ağzını bozdukça bozuyor. Şu lafa bakın:
“Ulusalcı kafatasçılarla bu iş olmaz.”
Ulusalcı kafatasçı dediği ülkenin teröre teslim olmasına, bölünmesine karşı çıkan herkes... CHP’nin dörtte üçü yani.
Ne var ki CHP’liler (sandalye uğruna) birkaç istisna ile suskun kalmayı yeğliyor.
Bu durumda PKK’nın Şemdinli’de BDP’nin yolunu kesmesi (buluşması) da eleştiriye tabi olmayacak. İyi çocuklar ne de olsa.
Ancak dikkat... Kılıçdaroğlu ve CHP’liler bundan böyle şehit cenazelerinde biraz rahatsız olabilir...
Demir ağlarla...
Demir ağlarla...
Başbakan, Kadıköy-Kartal metrosunu açarken şöyle demiş:
“10. Yıl Marşı’nda geçer, demir ağlarla ördük falan. Neyi ördün, hiçbir şey örmüş değilsin, Türkiye’yi biz örüyoruz...”
Genç Türkiye, 1923-40 yılları arasındaki 17 yılda bir yandan savaşın yaralarını sararken, bir yandan da 3117 kilometre demiryolu yapmış... Yılda yaklaşık 180 kilometre...
Genç Türkiye, 1923-40 yılları arasındaki 17 yılda bir yandan savaşın yaralarını sararken, bir yandan da 3117 kilometre demiryolu yapmış... Yılda yaklaşık 180 kilometre...
Hemen tamamı Türk sermayesi, Türk uzmanları ve Türk işçisiyle...
Aynı dönemde yabancıların işlettiği demiryollarını millileştirmek için büyük meblağlar harcanmış.
AKP’li belediye 22 kilometre metroyu 2 yılda 500 milyon dolar maliyetle yapacağını açıklamıştı. Neden 7 yılda 2.5 milyar dolara mal oldu metro... Bunu açıklasanız...
Koşullarda hiçbir benzerlik olmadığı halde Başbakan neden bugün ile cumhuriyet dönemini karşılaştırıyor da o dönemi aşağılıyor. Neden kendi iktidarıyla önceki 10 yılı veya AB ülkelerindeki durumu kıyaslamıyor mesela? Neden cumhuriyete böylesi takıntılı?
AKP’nin demokrasi anlayışına göre muhalefetin iktidarı yıpratmaya çalışması olacak iş değil, hatta suç...
İlelebet iktidarda kalmaya geldikleri nasıl da belli oluyor...
Hoca
AKP’nin demokrasi anlayışına göre muhalefetin iktidarı yıpratmaya çalışması olacak iş değil, hatta suç...
İlelebet iktidarda kalmaya geldikleri nasıl da belli oluyor...
Hoca
Nasrettin Hoca’ya sormuşlar:
- Hocam Ramazan bizden memnun gitti mi?
Hoca bilgiç bilgiç gülmüş:
- Memnun gitmese her yıl 10 gün önce gelir mi?
* * *
Bektaşiye çevresindekiler takılırmış:
Bektaşiye çevresindekiler takılırmış:
- Ramazan’ı seviyor musun?
Bunu soranlar olumsuz yanıt beklerken o sormuş:
- Ya siz, demiş, Ramazan’ı seviyormusunuz?
- Tabii ki, demişler, Ramazan sevilmez mi?
Bektaşi:
- Madem seviyorsunuz, demiş, neden bitince üç gün bayram yapıyorsunuz...
* Ramazan bitiyor... Gerçek ramazan başlıyor...
* Ramazan bitiyor... Gerçek ramazan başlıyor...
İftar çadırları sökülünce işsizler ve dargelirli için esas oruç günleri başlayacak...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları