Selektör

Melih Aşık; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 5 Mart’ta yaptığı, 'Referandum söz konusu olursa MHP kendi dünya görüşü ve parti ilkeleri çerçevesinde katkı sağlayacaktır' sözlerinin yanlış yorumlandığın belirtti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 5 Mart’ta yaptığı, “Referandum söz konusu olursa MHP kendi dünya görüşü ve parti ilkeleri çerçevesinde katkı sağlayacaktır” sözlerinin yanlış yorumlandığın belirtti. CHP’li Özgür Özel’in “MHP, AKP’ye selektör yapıyor” ifadesini iftira olarak niteledi. Parti politikasını şöyle açıkladı:
“MHP, anayasa görüşmelerine katılacaktır. AKP mevcut Anayasa’nın ilk dört maddesiyle oynar ve totaliter sisteme kayabilecek bir başkanlık sistemi önerisiyle gelirse MHP yeni anayasa hazırlığına sıcak bakmayacaktır.”
Aynı Devlet Bahçeli 5 Ocak 2016 grup toplantısında bakın neler söylüyordu:
“MHP başkanlık sistemine tümden karşı olup, parlamenter sistemin revize ederek geliştirilmesinden yanadır.”
Bahçeli iki ayda “totaliter olmayan başkanlık sistemine” razı olmuş, totaliter olanına da sadece soğuk bakmakla yetineceğini bildirmiş bulunuyor!

Selanik treni

Başbakan Davutoğlu ile Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras arasındaki görüşmelerde İstanbul ile Selanik arasında hızlı tren konulması da gündeme gelmiş. Bırakınız hızlısını... Sirkeci’den Selanik’e bir yavaş tren kalkıyordu. Marmaray yapılıyor diye hatlar söküldü. Bugün Trakya’da hiç tren işlemiyor. Avrupa’ya gidecek tren yolcuları Bulgaristan’a otobüsle taşınıp oradan trene bindiriliyor. Ülkeyi demir ağlarla biz ördük diyenler Trakya’yı trensiz bıraktılar.. Bir de hızlı trenden söz etmezler mi?

ALKOL

“AKP’nin iktidar olduğu son 14 yılda; Uyuşturucu bağımlılığı yüzde 678... Esrar kullanımı yüzde 140... Kokain kullanımı yüzde 532 artmıştır.”
Bu rakamları birkaç hafta önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında vermiş, bunların resmi rakamlar olduğunu bildirmişti. O gün bu gün iktidar çevrelerinden bu rakamları yalanlayan bir açıklama çıkmadı.
Esrar, kokain, eroin kullanımı dünya rekoru denebilecek oranlara yükselmişken...İktidarın yalnızca alkolün zararlarından dem vurarak alkolle uğraşması, Cumhuriyet neslini “Çocuklara bira içirdiler” diye suçlaması ne iştir? Alkol zararlıdır. Ama rekora ulaşan yukardaki uyuşturucular resmen zehir... Ve bunca zehir nedense iktidarın umurunda değil...

HİLAFET

CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan, dün Ankara Adliyesi’nde “Uluslararası Hilafet Konferansı” düzenleyicileri ile konferansın düzenlenmesine önce güvenlik gerekçesiyle olumsuz yanıt verip ardından uygun bulan Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar ve İçişleri Bakanı Efkan Ala hakkında suç duyurusunda bulundu... Üç öğrenci basın bildirisi okumaya kalksa TOMA’larla üzerine giden devletin, Ankara’nın göbeğinde 5 bin kişilik hilafet toplantısına izin vermesi böylece bir muhalif milletvekilince de protesto edildi.

KİM

Kadıköy Moda’ da öğle saatleri... Kaldırımlardan çocuk çığlıkları yükseliyor. O tarafa yaklaşıyoruz. İki genç adam iki küçük Roman kızını karga tulumba kapalı bir minibüse bindirmeye çalışıyor. “Kimsiniz siz?”, diye soranlara “Polisiz” diyorlar. Kimliğinizi gösterin diyenlere üzerinde polis yazan bir kimlik gösteriyorlar. Çocuklar “anne” diye çığlık çığlığa bağırıyor. Minibüs alelacele hareket edip gidiyor. Bir iki dakika geçiyor geçmiyor... Şişmanca bir Roman kadın koşarak geliyor. Meğer kızların annesiymiş. Şoka uğramış, ne yapacağını bilmiyor. Çocuklar dilenci diye mi toplanıyor? Böyle çığlıklarına bakmadan kaçırılır gibi mi götürülür çocuklar? Anneleri aranmaz mı? İnsan hakları onlara uygulanmaz mı?

-

Sur operasyonu 103 gün sürmüş!
Küçük bir karşılaştırma:
“Sakarya Meydan Muharebesi” yalnızca 22 gün sürmüştü...
? ? ?
Muhalefet liderleri artık kendi partilerini değil,
iktidar partisini iktidara taşımaya yarıyor...
Akif Kökçe

-

AŞINMA

Cumhuriyet tarihi boyunca duymadığımız veya seyrek duyduğumuz kimi kavramlar artık günübirlik önümüze çıkıyor, üstelik uygulanması tartışılıyor.
“Osmanlı, harem, fetva, hilafet, medrese” gibi sözcüklere bizler yıllardır tarihte kalmış kavramlar olarak bakıyorduk. Ancak son dönemde bunlar geçerli, itibarlı hatta toplumu kurtaracak kavramlar olarak sunuluyor.
Aynı zamanda Cumhuriyet’in kurumları eleştirilerek, aşağılanarak itibarsızlaştırılıyor. Geçmişe giderek geleceği kurmaya çalışan bir zihniyetin traji komik serüvenini izliyoruz.
Ancak toplum aşınıyor, gerçek değerlerden uzaklaşıyor. O kavramlar bir ülkeyi kurtarsaydı Osmanlı yıkılmazdı.