Tarih:
04.01.2013
Sıra Karadayı'da
Melih Aşık yazdı, ''Yargılama intikama ve peşin cezalandırmaya dönüştürülürse ucundan adalet çıkmaz...''
Amaç suçluları yargılamak ve adaleti sağlamak mıdır?Yoksa zamanında demokrasi mücadelesi yerine içinde kin biriktirenlerin intikam duygularını tatmin etmek ve bunu siyasi gösteriye dönüştürmek mi?
Demokrat bir ülkede birincisi söz konusudur...
Bizim ülkemize demokrat demeye kimsenin dili varmıyor...
Son örnek dün sabah vakti e. Org. İsmail Hakkı Karadayı’nın, (davet edilse gitmeyecekmiş gibi), polisce alınıp Ankara’ya mevcutlu götürülmesiydi.
Dava konusu olan 28 Şubat olayından bu yana 14 yıl geçmiş...
Ne yok edilecek bir kanıt kalmış ortada, ne kaçacak adam.
Bu 14 yılda nedense hiçbir savcı soruşturma açmamış. Birden 28 Şubat’ta büyük suçların işlendiği akla geldi ve
yargılama başladı.
Suç varsa elbet suçlular yargılanmalı. Ama yargılama intikama ve peşin cezalandırmaya dönüştürülürse ucundan adalet çıkmaz... Zaten dibe oturmuş olan hukuk biraz daha çamura gömülür, o kadar.
Bu davada 60 dolayında emekli albay ve general tutuklu. Bu kişiler yaklaşık 8 aydır hapiste iddianamenin hazırlanmasını bekliyor.
Tutuklulardan Alican Değer, mektubunda, koğuşlardaki durumu anlatıyor:
“Karşımızdaki A-3 koridorunda dönemin dört orgenerali K.K.K. Hikmet Köksal, Hv. K.K. Ahmet Çörekçi, J.Gn.K. Teoman Koman ve MGK Gn. Sekreteri İlhan Kılıç Paşalar var... Ayrıca iki korgeneral Kamuran Orhon ile Mustafa Bıyık ile bir Tümgeneral Kenan Deniz Paşalar da A-3’teler. En sıkıntılısı Kamuran Paşa... Böbreklerinden rahatsız olduğu için belli aralıklarla diyalize gitmesi gerekiyor. Bazı komutanlarımız 80’i devirmiş. Geçenlerde koridorda karşılaştığım Hikmet Köksal Paşa yaşının 81 olduğunu söyleyince vedalaşırken tokalaşmaya utandım, elini öptüm...”
Adalet mi sağlanıyor? Adalet duyguları mı yaralanıyor?
Necip Fazıl üstad
Necip Fazıl üstad
Necip Fazıl Kısakürek’le ilgili tartışmalar AKP çevrelerinde biraz burukluk yaratmış durumda...
Sık sık AKP’li gençliğe örnek gösterilen Necip Fazıl’ın, Adnan Menderes’e yazdığı para isteyen mektuplar yayımlandı önceki gün Habertürk’te... Mektuplarda şöyle cümleler okunuyor:
“Müsteşar Bey’den 2500 lira ve ‘Mecmuanı çıkar da görelim ve sonra yardım edelim’ cevabı aldım.”
“Benim yaptığımı yapanlara hükümetler ve rejimler servetlerini ve nimetlerini yağdırır... Bütün istediğim 20 bin lira temininden ibarettir...”
“Reklam ve sair ihtiyaçlarım için 10 bin lira lütfedilirse...”
Tarih yazarı Ayşe Hür, twitter’a önceki gün, şairin Menderes’ten “davalar için değil, kumar oynamak için” para istediğini yazdı. Anlaşılan çok tepki gelmiş. Ayşe Hür son mesajında şöyle dedi:
“Atatürk tabusunu eleştirirken beni alkışlayanlar Necip Fazıl tabusuna dokununca ayağa kalkıyor, sizi çifte standartçılar”
* * *
Aşağıdaki satırlar da Nazım Hikmet’in Necip Fazıl’a mektubudur. 1952 yılında Varlık dergisinde yayımlanmış...
“Sevgili Necip, ismin temiz demek, necîb temiz demektir, benden iyi bilirsin... Necip’i necis (pis) yapma. Sen en cihanşumül eserlerini beş parasız Paris sokaklarında dolanırken vermiş bir şairsin, cebin para para dolacak diye ruhun pare pare olmasın. Bilirim kalemin kıvraktır, lisanın çeviktir, bilirim üç satırda ruh üflersin kağıda, bilirim bir yazsan parçalarsın edebiyatın Çin seddini, o lisan-ı mücerred dilinle Babıali yokuşunun yollarını yalaman beni kahrediyor Necip”
“Rum asıllıyım” diyen öğretmene uyarı cezası verilmiş.
Bu cezayı
verenlerin aslı neymiş acaba?
“Rum asıllıyım” diyen öğretmene uyarı cezası verilmiş.
Bu cezayı
verenlerin aslı neymiş acaba?
* * *
BDP’li Sırrı Sakık, “Türklerin tarihi katliam tarihidir” demiş. Bu durumda kendisi de
“katliam artığı”
olmuyor mu?
Fahrettin Fidan
Temel
“katliam artığı”
olmuyor mu?
Fahrettin Fidan
Temel
Geçenlerde okul kitaplarında yer alan Yunus Emre’nin şiirinden bir dörtlük çıkarılmıştı. Dün de Fareler ve İnsanlar ile Şeker Portakalı adlı kitaplarla ilgili soruşturma açıldığı haberleri yer aldı basında.
Okurumuz Timur Büyük bir Karadeniz fıkrası iliştiriyor:
Temel doktora gitmiş;
- Çok hastayım doktor, vücudumun neresine dokunsam çok fena canım yanıyor!
Doktor, Temel’i bir güzel muayene etmiş:
- Ben pek bir hastalık bulamadım, sapasağlamsın, deyince Temel vücudunu bir daha yoklamış:
- Olur mu doktor nereye dokunsam acıyor, diye inlemiş.
Günlerce hastalık aramışlar. Sonunda bulmuşlar. Doktor açıklamış:
- Oğlum senin parmağın kırık...
O hesap... Bu kitaplar gerçekten müstehcen midir?
Yoksa bunu iddia edenlerin aklı fikri belli şeye çalıştığından mı, her şeyde müstehcenlik görüyorlar?
Tek bir cana kıymamış olan Denizlerin mezarını ziyaret etmek
“terör örgütü propagandası”,
iktidarın “40 bin kişinin katiliyle” görüşmesi
“açılım” sayılıyor...
Tek bir cana kıymamış olan Denizlerin mezarını ziyaret etmek
“terör örgütü propagandası”,
iktidarın “40 bin kişinin katiliyle” görüşmesi
“açılım” sayılıyor...
* * *
Baro Başkanı
Ümit Kocasakal’ın makam odasına sıkılan kurşun için “Serseri kurşun olabilir” deniyor.
Bu durumda hedefini bulan kurşun ‘beyefendi kurşun’ mu oluyor?
Akif Kökçe
Bilgi
Ümit Kocasakal’ın makam odasına sıkılan kurşun için “Serseri kurşun olabilir” deniyor.
Bu durumda hedefini bulan kurşun ‘beyefendi kurşun’ mu oluyor?
Akif Kökçe
Bilgi
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İmralı’da Öcalan’la yapılan görüşmeler için:
- Biz, orada ne konuşuluyor bilmiyoruz. Görüşmelerin içeriğini bilmiyoruz. Bu nedenle yorum yapamıyoruz, diyor...
E-posta gönderen okurumuz diyor ki:
- Ben Kemal Bey’e söyleyeyim... Öcalan’ın teklifleri belli. Demokratik özerklik istiyor. Anadilde eğitim, öz savunma
gücü, ayrı bayrak, ayrı marş, özerk maliye vs... İmralı’da bunlar görüşülüyor. Çünkü PKK’nın daha önce açıkladığı asgari barış ve çözüm şartı bunlar. Kemal Bey’in bilgisine...
Övülmek isterseniz, alçakgönüllülüğü yem olarak kullanabilirsiniz.
Chesterfield
Chesterfield
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları