loading
close
SON DAKİKALAR

Sokrates der ki

Melih Aşık
Tarih: 04.01.2015

Melih Aşık; Milattan önce 400’lerde Atina’da yaşamış olan filozof Sokrates’in ''Nitelik üzerine söyleşi''si de ünlüdür.

Milattan önce 400’lerde Atina’da yaşamış olan filozof Sokrates’in “Nitelik üzerine söyleşi”si de ünlüdür. Sokrates’in kendisini ziyarete gelen ve bu konuyu soran heyete verdiği nutuktan bir parça aktaralım:
“Toplumumuz giderek niteliksizleşmektedir. Bunun en önemli nedeni toplumun içinde bulunduğu ekonomik ve psikolojik bunalımdır. Toplum psikolojisinin bunalıma düştüğü dönemlerde nitelik ile niteliksizlik arasındaki fark en aza iner ve hatta kimi zaman hiçbir fark kalmaz...
Böylesi toplumlar sömürüye açık olurlar. Kolay kandırılır ve kolay yönlendirilir. Çünkü toplum zihnini reflekslerine ve duyularına terk etmiştir. Devinimleri şiddete dönmeye başlar. Değer yargıları çöküntü içindedir. Parasal değerler ön plana geçmiş ve ahlak da alınıp satılır olmaya başlamıştır. Bu bir çöküntünün başlangıcıdır. Adalet ve yargı, tüm zihinsel düşün sistemi alınır satılır durumda işlem görmeye başlar. Böylesi niteliksizlikler yığınına biz yozlaşma süreci diyoruz. Öyleyse bu sürece tepki duyan kadrolara gereksinim doğacaktır. Başlangıçta gereksinim olan tepkilerin toplumda belli bir bilinçlenme süreci başlatacağından kimsenin kuşkusu olmasın. Eğer böyle olmasaydı sizler buraya Araf’a kadar gelip benimle nitelik konusunu görüşür müydünüz?”
2500 yıl öncesinin Atina’sı bize pek yabancı gelmiyor! Ne diyor Sokrates... “Yozlaşma sürecine yönelik tepkilerin toplumda bir bilinçlenme yaratacağına kimsenin kuşkusu olmasın”...
O tepkiler önemlidir.

Bir dava adamı

Elimizdeki 500 sayfalık kitap Konya’nın Bozkır ilçesinden yola çıkan bir köylü çocuğunun uluslararası davalarda ünlü bir avukat olmasına uzanan öyküsünü anlatıyor. Henüz 54 yaşında olan Mehmet Gün, bugün 50’yi aşkın hukukçunun çalıştığı bir hukuk bürosunun başkanıdır. Kaleme aldığı “Avukat Olmak” adlı kitabında, çocukluk ve gençliğinin zor yıllarıyla birlikte, aldığı davaları ve hukuk sistemine yönelik eleştiri ve önerilerini aktarıyor bizlere. Çarpıcı örnekler veriyor:
“İngiliz mahkemesinde taraflar öncelikle doğru söyleyip söylemediklerinin ortaya çıkarılması için sorgulanır. Yalan söyleyen inandırıcı olmayan davayı kaybeder.
Türkiye’de ise bir belgenin düzenlenmesi sırasında polise yalan beyanda bulunmanız suç olduğu halde mahkemeye vereceğiniz dilekçede yalan beyanda bulunmanız suç değildir. O yüzden Türkiye’de hâkim, tarafların beyanlarına itimat edemez.
Mehmet Gün, bu durumun davaların uzamasında başlıca etken olduğunu kaydediyor.
İngiliz sisteminde, dürüstlük ilkesi ön planda olduğundan uyuşmazlıkların yüzde 97’si taraflar mahkemeye çıkmadan çözülüyor.
Bu yüzden İngiltere’de 100 bin kişiye düşen hâkim sayısı yüzde 3,5...
Türkiye’de aynı oran yüzde 11... Yargıç sayımız fazla ama davaların çözülme sürati İngiltere’nin çok gerisinde.
Taraflar yargıya doğru beyanda bulunmaya mecbur bırakıldığı takdirde davaların çözümünün müthiş süratleneceğini kaydediyor Mehmet Gün... Bu hukuk adamının ihmal edilen yargı reformuyla ilgili önerileri özellikle dikkate değer...

YÜZ

Geride bıraktığımız yıl hem Birinci Dünya Savaşı’nın, hem Sarıkamış Faciası’nın 100. yıldönümüydü. Türkiye’nin her iki felaketinde başrolü Enver Paşa oynamıştır. 29 Aralık 1914’te başlatılan ve Sarıkamış dağlarında 60 bin askerin donarak ölmesiyle sonuçlanan harekâtla ilgili Ruhi Su’nun türküsü hatırlardadır:
“Askeri kırdıran
Enveri Paşa...
Kitlendi kapılar, mekân ağladı.”
Enver Paşa’nın mezarı nerededir? Gazetemizin tam karşısında, Hürriyet-i Ebediye tepesinde. Bizim oturduğumuz kattan bakınca hem Enver Paşa’nın kabri görünüyor hem de biraz ötesinde, ülkeyi birlikte dünya savaşına soktukları Talat Paşa’nınki. Ülkenin kaderinde hayati rol oynayan bu iki isimden Enver Paşa 41, Talat Paşa 47 yaşında öldürülmüş. Yalnız uyurlar. Kabirlerinin önünde dua eden de, yanından
gelip geçen de görülmez...

“Piyango haram” diyenlere “Piyangodan çıkan ikramiyeyi bağışlayacağım” deyin bakın nasıl sıraya giriyorlar...
Akif Kökçe

BHH

Sol grupların oluşturduğu Birleşik Haziran Hareketi (BHH) aldığı 4 demokratik direnme kararını bu günlerden itibaren uygulamaya koyacağını açıkladı. Verilecek mücadelenin hedefleri:
1. Yüksek seçilme barajı, antidemokratik seçim ve siyasi parti yasaları, tek parti ve tek adam yönetimi...
2. Laik eğitimin yok edilmesi... İktidarın sömürü düzenini sürdürebilmek için halkın dinsel inanışlarını kalkan olarak kullanması...
3. Asgari ücretin bin 800 TL olması, iş cinayetlerinin önlenmesi, grev hakkı ve emeklilerin şartlarında iyileştirmesi için mücadele...
4. Savaşlara karşı direnme...

Melih Aşık - Milliyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları