loading
close
SON DAKİKALAR

Soner ve ötekiler...

Melih Aşık
Tarih: 29.12.2012

Melih Aşık yazdı, ''İzan, insaf, hukuk, adalet, vicdan... Bu kavramlar ne zaman hatırlanacak?''

OdaTV yöneticisi Soner Yalçın, 682 günlük hapislikten sonra özgürlüğüne kavuştu... Soner Yalçın 2011 yılı şubatında tutuklandı. Başbakan Erdoğan, Soner Yalçın ve arkadaşlarının tutuklanmasından üç gün sonra verdiği demeçte aynen şöyle dedi:

“OdaTV’nin şu anda yargılananları yazılarından, düşüncelerinden dolayı değil başka bir eylemden dolayı takip altındalar.”

Başbakan bu bilgiyi kimden almıştı? Savcı daha iddianamesini hazırlamadan böyle bir bilgi ona nasıl gelmişti?

Tabii ki bu ağır iddianın aslı çıkmadı...

Ancak yargı etkilendi, yargıçların tahliye kararı vereceği varsa veremediler.

OdaTV davasında ne basın suçu, ne basın dışında suç bulunabildi.

* * *

18 Şubat 2011 tarihinde bu sütunda aynen şunları yazmışız:

“Başbakan referandum sürecinde halka: ‘13 Eylül sabahı yeni bir Türkiye’ye uyanma’ sözü vermişti. Tersini 
gerçekleştirdi. Hukuk devleti ve demokrasi milyonların gözünün içine baka baka rafa kaldırıldı.

Cumhurbaşkanlığı, Anayasa Mahkemesi, HSYK, YÖK, üniversiteler, medya AKP’nin kontrolünde artık... Danıştay ve 
Yargıtay AKP’nin kontrolüne girme arifesinde...

...Soner Yalçın, Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın tutuklanarak OdaTV’nin felç edilmesi dürüst ve aydınlatıcı bir organı yok etmenin ötesinde... Özgür basın ve yayına tahammülsüzlüğün göstergesidir...”

* * *

Soner 682 gün sonra oğluna sarılırken... Mustafa Balbay’ın sütununda dün “1394 gündür tutuklu” ibaresi okunuyordu. 
Tuncay Özkan, Hikmet Çiçek gibi meslektaşlar daha da uzun süredir hapiste... Sevgili Yalçın Küçük öyle... İzan, insaf, hukuk, adalet, vicdan... Bu kavramlar ne zaman hatırlanacak?

Uçmayanlar kaldı!

Anadolu Jet 23 Nisan 2008 günü THY’nin farklı bir ticari markası olarak kurulduğunda temel amacı;

“Ankara merkezli olarak havayolu ulaşımını tüm Anadolu’ya cazip ücretlerle sunmak” diye açıklanmış, sloganı da “Uçmayan kalmasın” şeklinde belirlenmişti.

Bugün yani 4.5 yıl sonra gelinen nokta mı? Hava-İş Sendikası Genel Sekreteri Mustafa Yağcı anlatıyor:

- Aralık ayının başında Ankara’daki 300’e yakın personele birer yazı gönderildi. Merkezimizi İstanbul’a taşıyoruz, gelmeyi kabul ediyorsanız 10 gün içinde bize durumu bildirin, aksi takdirde iş akitleriniz feshedilecektir, denildi. Eşi Ankara’da çalışan var, okula giden çocukları olan var, vs. Bunlar önemsenmediği gibi sendikamıza da hiçbir bilgi verilmeden insanlar emrivakiyle karşı karşıya bırakıldı.

- İstanbul’a taşınmanın nedeni Ankara merkezli uçuşlarda yeterli yolcu olmaması olabilir mi?

- Hiç sanmıyorum. Zaten sebep o olsa Anadolu Jet’in boşalttığı Ankara merkezli uçuşlara Atlas Jet hemen talip olmazdı. Ama ona vermediler, yüzde 50’şer ortağı THY ve Lufthansa olan Sun Express’e verdiler.

* * *

Anadolu Jet’in internet sitesine baktığımızda 2008’de işe 5 uçakla başlayan şirketin sayıyı bugün 20 uçağa çıkardığını... Uçuş noktalarında da büyük artış olduğunu... Özetle yolcu yetersizliği gibi bir durumun söz konusu olamayacağını görüyoruz.

O zaman Ankara merkezli uçuşlarda pastanın yüzde 50’sinin Lufthansa’ya terkedilmesinin sebebi nedir? Acaba bunu kim açıklayacak...

Bu arada personele İstanbul’a taşınılacağını sadece bir ay önceden bildirmenin de büyük bir sorumsuzluk olduğunu kaydedelim...

Uludere

Uludere katliamının birinci yılı doldu... 34 yurttaşın ölümüyle sonuçlanan olayda emri veren belli olmadığı gibi TBMM alt komisyonunda hazırlanan rapor da bir türlü açıklanamıyor.

Aklı başında insanlar kıs kıs gülüyor...

Çünkü olay kendini belli etti...

Artık biliniyor ki... Aynen Deniz Feneri davasında olduğu gibi...

Eğer kolayca aydınlatılabilecek bir konu sürüncemede kalıyorsa... Ucu mutlaka iktidara dayanıyordur... O yüzden... 
Uludere katliamının emrini verenin de kim olduğunu anlamak zor değil. Sükut ikrardan (kabullenme) geliyor... Bizde itiraf, özür, istifa gibi gelenekler olmadığı için susarak kabullenme (yakayı ele verme) usulü yaygın...


Asgari ücrete
günde bir simit parası kadar
zam yapılmış.
Simiti devlet vermiş,
peynirini de
asgari ücretli kendisi alsın artık!

* * *

Bülent Arınç, “Başbakan’a hürmette kusur etmem” demiş.
Etmez de... Başbakan’ı
sevdiği için mi yoksa koltuktan
etmemesi için mi!
Fahrettin Fidan

Palto

Eskişehir’de Palto sinema günlerinin açılışında konuşan İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nezih Orhon, bir ara dedi ki:

- Bana sorarsanız, bu ülkede biz başını gururla dik tutmaya çalışan gençlerin boynunu bükmeye çalışıyoruz. Bunu biz hocalar yapıyoruz, ülkenin idarecileri yapıyor. Sizin boyunlarınızı büken biz hocalar adına özür diliyorum ve iyi seyirler diliyorum.

Bunları söylemek bu zamanda cesaret istiyor!..

Korunuş

Başbakan’ın bir yerden bir yere kalabalık bir koruma grubu eşliğinde gittiği biliniyor. Ancak sayı bazan şaşkınlık 
yaratıyor.

CHP Ankara milletvekili Levent Gök bir önergeyle Başbakan’a şunu soruyor:

“27.12.2012 akşam saatlerinde 100’den fazla korumanız Ankara Esenboğa Havaalanı VIP salonunu kullanarak uçakla Şanlıurfa’ya gitmiştir.

- Korumalarınızın havaalanında VIP uygulamasından yararlanmalarının yasal dayanağı nedir?

- Herhangi bir polis memuru havaalanında VIP uygulamasından yararlanmakta mıdır?”

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları