Tarih:
30.05.2014
Sonun başlangıcı
Melih Aşık; Gezi eylemleri sırasında polis yaklaşık iki hafta Taksim’den çekildi. Hiçbir olay çıkmadı. Şimdi yeni olay hazırlığındalar.
Gezi eylemlerinin yarın birinci yıldönümü...Devlet 25 bin polis ile 50 TOMA’yı hazır etmiş...
İstanbul Valisi Avni Mutlu Taksim’de toplantıya izin vermeyeceğiz, diyor...
Yani polis yine olay çıkaracak...
Gezi eylemleri sırasında polis yaklaşık iki hafta Taksim’den çekildi. Hiçbir olay çıkmadı. Şimdi yeni olay hazırlığındalar.
Aslında Gezi eylemleri hiç başlamayacaktı...
Gençler Gezi Parkı’nda ağaçlar kesilmesin, oraya Topçu Kışlası kondurulmasın diye parka çadır kurduklarında... Ertesi sabah çadırlar yakılmasa... Başbakan aynı saatlerde Fas gezisine çıkarken gençlere meydan okumasa... İdare mahkemesindeki Gezi Parkı davasının sonucunu beklemeye koyulsaydı... Bu olanların hiçbiri olmayacaktı. Gezi süreci gösterdi ki:
- Başbakan Erdoğan’ın kendisine biat etmeyen kesimlerle konuşarak anlaşmak gibi bir niyeti yoktur. Her türlü muhalefeti şiddet yoluyla ezmek kararındadır.
- Şehircilik ilkeleri yerine rant ve beton ilkelerini koymuştur...
Gençlik Gezi’de başkaldırmadı. Başkaldırmaya davet edildi.
Bu davete cesaretle katılması bir toplumsal silkinişin de başlangıcı oldu.
Avare, ilgisiz, sorumsuz sanılan gençlik yiğitçe davranarak ülkenin geleceğine sahip çıktı.
İktidara meydanın boş olmadığını canını ortaya koyarak anlattı.
Bütün dünyaya televiyonlar kanalıyla iktidarın nasıl acımasız ve anti demokrat bir ruh taşıdığını gösterdi.
Gezi’nin yiğitlerini ve şehitlerini saygı ile selamlıyoruz... Bir ülkenin gençlere su ve gaz sıkarak yönetilemeyeceğini “idareci”lerin anlamasını bekliyoruz.
Avrupa enayi mi?
İktidarın akıl hocalarından ilahiyatçı Prof. Hayrettin Karaman Yeni Şafak’ta 25 Mayıs’taki yazısında diyor ki:
“...İslâm ile sekülerizm ve laisizmin uzlaşan, paralellik arzeden yönleri yoktur. Bunların yan yana gelmesi mümkün değildir...
... Çoğulculuk kavramının bizim bünyemize uymadığını söyleyebilirim. Çoğulculuğun temelinde hak ile batılın, doğru ile yanlışın, iyi ile kötünün göreceliği ve eşitliği vardır. Bu ise İslâm’ın özüne aykırıdır.”
***
İslam, çoğulculuk ve laiklikle uzlaşmıyorsa... Demokrasi ile de uzlaşamaz demektir. O zaman AB’nin Türkiye’yi birliğe almak istememesi, Avrupa’da yükselen yabancı karşıtlığı ve İslamofobi sebepsiz değildir... Senin demokrasinin verdiği haklardan yararlanarak demokrasiyi tahrip etmene Avrupalı seyirci mi kalacak? Herkes Türk halkı gibi saf mı?
CNN’deki “Dört Bir Taraf” programını izleyen okurumuz soruyor:
“Bu programa katılan gazeteciler birbirlerinin hakaretlerini hazmetmek için ek ücret alıyorlar mı?
ADB
İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nın yeni iç hatlar terminali yerel seçimden kısa süre önce hizmete girdi...
Türkiye’nin en büyük iç hatlar terminali diye afişler asılmış. Eminiz bir benzeri Avrupa’da da azdır... Uçsuz bucaksız bir terminal... Yeni ve modern terminallere ihtiyacımız var. Ama İzmir’in bu kadar büyüğüne ihtiyacı olmadığı belli. Bir THY yetkilisiyle konuşuyoruz:
- İki yıldır iç ve dış hatlarda aynı terminali kullanıyorduk, yetiyordu, diyor... Şimdi o terminalden daha büyüğü tamamen iç hatlara ayrılmış... Bankodaki hanım memurlar:
- En büyük derdimiz sıcak, diyor, havalandırma cihazları yeterli gelmiyor. Sıcaktan ölecek gibi oluyoruz...
Mart ayında da soğuktan donuyorlarmış...
Terminalde hâlâ lokanta yok. Acıkan büfelere koşuyor. Bunlar neyse... Ama havalandırma tertibatı önemli... Alanı çok çabuk toparlamalı...
Erdoğan niye en az 3 çocuk istiyor? Birini PKK kaçıracak, birini polis vuracak, biri vatandaşa kalacak...
***
Gezi yıldönümünü engellemek için 25 bin polis ve 50 TOMA ayrılmış.
Bu önlemlerin yüzde biri Soma’da alınsa yüzlerce madenci ölmemiş olacaktı.
Akif Kökçe
FETİH
* İstanbul’un fethinin 561. yılında, Gezi’ye halk girmesin diye fetihteki askerin 3 katının Taksim’e yığılması ne iştir?
Koray Çalışkan
* İstanbul’un fethini her sene kutlamak, hâlâ İstanbul’a benim diyememenin ifadesidir. O kalbimiz kadar bizimdir oysa.
Serdar Tuncer
* İstanbul’un fethini her yıl kutlamaya gerek yok. Zevksiz meydanlara, biçimsiz binalara bakınca şehrin komple bizde olduğu anlaşılıyor zaten.
Hakan Demir
* Fetih ne demektir? Bir kenti, bir ülkeyi, bir araziyi silahla ve zorla işgal etmek demektir. İşte bunlar bunu kutluyorlar.
Ateş İlhan Başsoy
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları