Soykırım anketi

Melih Aşık; Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi EDAM, geçen yılın sonunda Türkiye çapında 1508 kişinin katıldığı bir anket düzenledi.

Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi EDAM, geçen yılın sonunda Türkiye çapında 1508 kişinin katıldığı bir anket düzenledi. Sorulan soru şu:
“Önümüzdeki yıl 1915’te hayatlarını kaybeden Osmanlı Ermenilerinin anısına, dünyanın çeşitli yerlerinde anma törenleri düzenlenecek ve mesajlar yayımlanacak. Bu etkinlikler öncesinde Türkiye, Ermeni meselesi ile ilgili olarak okuyacaklarımdan sizce hangisini yapmalı?”
Gelen yanıtlar şöyle:
- Türkiye 1915 yılında olanların bir soykırım olduğunu kabul etmeli (Yüzde 9.1)
- 1915’te hayatını kaybedenler için sadece özür dilemeli (Yüzde 9.1)
- 1915’te hayatını kaybedenler için üzüntü bildirmeli ama özür dilememeli (Yüzde 12)
- 1915’te hayatını kaybedenleri yalnızca Ermeniler olmadığı görüşüyle o dönemde ölen tüm Osmanlı yurttaşları için üzüntülerini bildirmeli(Yüzde 23.5)
- Hiçbir adım atmamalı (Yüzde 21.3)
- Fikri olmayan veya cevap vermeyen (Yüzde 25)
Türkiye “soykırım”ı kabul etsin diyen yani o tek kelimenin peşine takılanların oranı yüzde 9.1... “Sadece özür dilemeli” grubunu da bu orana ekleyince yüzde 18.1 yapıyor.
Soykırım ve özür şıklarını kabul etmeyenlerin oranı yüzde 80 dolayında...
Açıkça görülüyor ki, Türk halkı ezberci entellerin peşine takılmıyor.

JEEP’E BİNDİLER...

İktidara bağlı Yeni Şafak gazetesi peşpeşe iddialı dosyalar yayınlıyor. Bunlar belgeli dosyalar. Belgelerin ortak yanı üzerlerine çay dökülmüş olması. İkinci ilginç yanı 30 larda 40’larda yazılmış mektup ve belgelerde o günün dili yerine öz Türkçe sözcükler kullanılmış olması. Mesela 40’larda yazılmış belgelerde geçen kelimelerden bazıları:
“Genel, gerekli, yasal, özellikle, araç, görevli, olağan, sonuç” vs...
Son belgeler geçmişe tanıklık etmiş bir MAH (MİT) mensubuna ait. Buna göre Mustafa Kemal, Seyit Rıza ile idamından önce görüşüyor... Af dile seni affedeyim, diyor. Seyit Rıza kabul etmeyince “Alın götürün gereğini yapın” emrini veriyor.
Zamanın Emniyet Müdür Yardımcısı olup Dersim’e gönderilen İhsan Sabri Çağlayangil’in anılarını kaleme alın Tanju Cılızoğlu dün Aydınlık’ta Seyit Rıza’nın Atatürk bölgeye gelmeden önce idam edildiğini hatırlatıyordu. Daha da ilginç bir noktayı Posta’da Hakan Çelenk yakaladı. 1937 tarihli belgede diyor ki:
“(Seyit Rıza) Emniyet Genel Müdürü ile İhsan Sabri Bey’in cipine bindirildi. Peşlerinde 4 araç ile birlikte cip hareket etti.”
Hakan Çelenk, Jeep’in tarihini araştırmış.
Meğer jeep ABD’de 1941 yılından itibaren üretilmeye başlanmış. Daha önce Jeep diye bir şey bilinmiyor.
Anlaşılıyor ki Yeni Şafak’ın “Belge tertip ve imalat merkezi” baştan savma çalışıyor. Üstelik anlaşılan genç bir ekip... Yaşlılarla takviye edilmeli!

23

Bugün ulusal egemenliğimizin 95. yılını heyecan ve coşkuyla kutluyoruz.
23 Nisan 1920’de açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi ile egemenlik padişahın iki dudağı arasından alınmış, ulusa verilmiştir. 23 Nisan ilk bayramımızdır. Meclis duvarına yazıldığı gibi artık:
“Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur”
Bir ara bu özdeyişi “Egemenlik kayıtsız şartsız Allah’ındır” şekline dönüştürmek için kampanya açıldı. O kampanyayı açanların, egemenliği aslında kendi iki dudakları arasına almak niyetinde oldukları bugün anlaşıldı. Ne var ki, tarihin çöplüğüne atılmış sistemleri oradan alıp hayata geçirmek mümkün olmayacaktır...
Yaşasın Ulusal Egemenlik. Yaşasın onu yarınlara taşıyacak olan çocuklar...

Türkiye dünyanın en kötü trafiğine sahip ülkesi seçildi!
İlginç! AKP sözde “en çok yol yapan hükümet” ama trafik her zamankinden daha yavaş ilerliyor!
Akif Kökçe

YOĞUN

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle dün Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde de tören yapıldı. Başkan Melih Gökçek’in koltuğuna temsili olarak Etlik Anadolu İmam Hatip Lisesi Ortaokul öğrencisi Şule Rabia Coşkun oturdu. Şule Rabia Coşkun, koltuğa oturduktan sonra yaptığı konuşmada “Meclis’in açıldığı gün olan 23 Nisan’ı biz çocuklara armağan eden Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’e teşekkür ediyorum” dedi, ardından Belediye Başkanı Melih Gökçek’e teşekkür etti. Ancak bu konuşmasını Melih Gökçek duymadı. Neden mi? Çünkü efendim, kendileri “yoğunnn” işleri dolayısıyla törende bulunamamış, kendisini temsil görevini Genel Sekreteri Asım Balcı’ya devretmişti.

Melih Aşık - Milliyet