Tarih:
08.03.2012
Stratfor Belgeleri
Fethullah Gülen hareketi iktidarı zor durumda bırakmak için Nedim Şener ile Ahmet Şık’ın tutuklanmasını sağlıyor.
Amerikan özel istihbarat kuruluşu Stratfor, Amerikan Savunma Bakanlığı birimleriyle birlikte özel kuruluşlara da kritik istihbarat satan, o yüzden doğru bilgiler vermeye özen gösteren bir kuruluş...Gayriresmi CIA olarak da adlandırılıyor...
Taraf gazetesi iki gündür Wikileaks tarafından sızdırılmış Stratfor belgelerini yayımlıyor...
Başbakan’ın sağlığıyla birlikte Suriye’ye yönelik faaliyetlerimiz konusunda çok ilginç bilgiler yayımlandı. Suriye konusunda deniyor ki:
“TR325 (kaynağın kod adı), Türk planının Suriye’de iç savaş üzerine odaklandığını açıkladı. Resmi olarak, FSA’ya (Hür Suriye Ordusu) eğitim, silah ve destek sağlayan Türkiye’dir. Gayrıresmi düzeyde ise, ABD ve Türkiye bu görev için SOF’u (Özel Operasyon Güçlerini) sahaya sürüyorlar...”
* * *
Dışişleri Bakanlığı Türkiye’nin komşularıyla arasını ciddi şekilde bozacak bu raporlara yönelik bir açıklama henüz yapmış değil... Başbakan’ın sağlığı konusunda da artık ciddi resmi açıklamaya ihtiyaç var. Üzerinde spekülasyon olmasın diye açıklama yapılmıyor belki ama resmi açıklama yapılmadıkça asılsız dedikoduların yayılma hızı artıyor...
* * *
Bir başka rapora göre... Fethullah Gülen hareketi iktidarı zor durumda bırakmak için Nedim Şener ile Ahmet Şık’ın tutuklanmasını sağlıyor. İktidar da misilleme olarak İstihbarat Müdürü Ali Fuat Yılmazer’i görevden alıyor. Raporlarda Gülen hareketinin AKP’den önümüzdeki seçimde 150 milletvekilliği istediği öne sürülüyor. Sonuç; AKP, iktidar koltuğunu yalnız CHP’ye değil, Gülen hareketine karşı da savunuyor.
Laik bir ülkede “bir şeriatçı” başbakan olabiliyor da,
şeriatla yönetilen bir ülkede laik biri niye
başbakan olamıyor?
Gülhan Elmas
Bu memlekette artık olmaz olmaz... Gün olur devran döner, TÜSİAD da “terör örgütü” ilan edilebilir...
* * *
Başbakan Erdoğan hemen hemen her konuşmasında birtakım tartışmalı icraatları “Milletim böyle istiyor” diye savunuyor ya... O an konuşmayı izleyip de
“Yok canım, ben böyle bir şey istemiyorum” diyen vatandaşlar kendilerinin milletten koparıldığı
hissine kapılıyorlar mıdır acaba...
Haldun Ertem
Mahpus gazeteciler
Başbakan Erdoğan dün partisinin il başkanları toplantısında cezaevlerindeki gazetecilerle ilgili ağır suçlamalarda bulundu, sadece 6’sının basın kartının bulunduğunu ve gazeteci olduğunu bildirdi. Oysa gazeteci sıfatı basın kartıyla belirlenmiyor. Bir gazeteden maaş alan, meslek olarak gazeteciliği benimsemiş kişi gazeteci sayılıyor...
Çağdaş Gazeteciler Derneği diyor ki:
“Başbakan bu konuşmasında, medya mensupları ile ilgili görülmekte olan davalar hakkında siyasi değerlendirmelerde bulunarak yargıyı etkilemekte, yasalara aykırı davranmaktadır.”
Aslında Başbakan’ın muhatapları hapisteki gazeteciler. Ama onlar yanıt verme hakkına sahip değiller... Onlara karşı bir de böylesi adaletsizlik sergileniyor...
Ekolojik ayak izi
“Ekolojik ayak izi” hayatımıza yeni giren bir kavram... Yaptığımız tüketimin doğal kaynaklar üzerindeki etkisini ifade ediyor. Acaba ne kadar doğal kaynak tüketiyoruz? Dünya nimetlerinin ne kadarını kendimize ayırıyoruz? Hakkımızdan fazlasına mı el koyuyoruz? Dünya doğası bu tüketim hızına dayanır mı? Doğal kaynakları nasıl daha ekonomik kullanabiliriz? Nasıl gelecek kuşaklara da yaşanabilir bir dünya bırakabiliriz?
Benden sonrası tufan, diye düşünmeyen herkes elbet bu sorulara kafa yoracaktır...
Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı WWF’nin Türkiye kolu olan “WWF - Türkiye” bu konuyla doğrudan ilgileniyor. Başkanlığını bankacılıktan tanıdığımız Uğur Bayar’ın yaptığı WWF Türkiye, “Küresel Ayak İzi Ağı” ile işbirliği yaparak Türkiye’nin Ekolojik Ayak İzi Raporu’nu hazırladı. Sonuç:
“Türkiye’nin tüketim düzeyi, dünya genelinde kişi başına düşen doğal kaynak kapasitesinin yüzde 50 üzerinde...”
Yani... Dünyada bize düşen doğal kaynaklardan yüzde 50 fazlasını tüketiyoruz...
Rapor önceki gün SALT Galata’da düzenlenen konferansta açıklandı. Küresel Ayak İzi Ağı Başkanı Mathis Wackernagel de konuşmacıydı toplantıda... Toplumların küresel kaynakları kullanmaktaki sorumluluğunu anımsattı.
Bu konularda daha geniş bilgiyi www.wwf.org.tr adresinde bulabilirsiniz...
Bu internet sitesinde kişi olarak ekolojik ayak izinizi, yani, dünya kaynaklarına verdiğiniz yükü ölçen bir test de yer alıyor. Doğal kaynakları korumak, üzerindeki yükü azaltmak için ne yapabiliriz... Önlemleri sözü geçen sitede bulabilirsiniz...
Bu çabaları için WWF - Türkiye’ye ve özenli konferansı düzenleyen iletişim ekibine teşekkürler.
Cuma ertesi...
Enerji Bakanı Taner Yıldız’da fazla enerji var. Bir türlü atamıyor. O yüzden teklif üstüne teklif getiriyor.
Son teklifi, “Memurlar cumartesi de çalışsın, eskiden çalışıyorlardı…”
Dünyada çalışanların mesaisi kısaltılırken bizimkiler uzatmaya çalışıyor.
Verilen hakkı geri alacaklar şimdi de…
Bakan Bey bazı ülkeleri örnek gösteriyor…
İyi de neden hep kötü örneklere bakıyor…
Memurlar için neden Hakan Şükür modelini düşünmüyor mesela!
“TR325 (kaynağın kod adı), Türk planının Suriye’de iç savaş üzerine odaklandığını açıkladı. Resmi olarak, FSA’ya (Hür Suriye Ordusu) eğitim, silah ve destek sağlayan Türkiye’dir. Gayrıresmi düzeyde ise, ABD ve Türkiye bu görev için SOF’u (Özel Operasyon Güçlerini) sahaya sürüyorlar...”
* * *
Dışişleri Bakanlığı Türkiye’nin komşularıyla arasını ciddi şekilde bozacak bu raporlara yönelik bir açıklama henüz yapmış değil... Başbakan’ın sağlığı konusunda da artık ciddi resmi açıklamaya ihtiyaç var. Üzerinde spekülasyon olmasın diye açıklama yapılmıyor belki ama resmi açıklama yapılmadıkça asılsız dedikoduların yayılma hızı artıyor...
* * *
Bir başka rapora göre... Fethullah Gülen hareketi iktidarı zor durumda bırakmak için Nedim Şener ile Ahmet Şık’ın tutuklanmasını sağlıyor. İktidar da misilleme olarak İstihbarat Müdürü Ali Fuat Yılmazer’i görevden alıyor. Raporlarda Gülen hareketinin AKP’den önümüzdeki seçimde 150 milletvekilliği istediği öne sürülüyor. Sonuç; AKP, iktidar koltuğunu yalnız CHP’ye değil, Gülen hareketine karşı da savunuyor.
Laik bir ülkede “bir şeriatçı” başbakan olabiliyor da,
şeriatla yönetilen bir ülkede laik biri niye
başbakan olamıyor?
Gülhan Elmas
Bu memlekette artık olmaz olmaz... Gün olur devran döner, TÜSİAD da “terör örgütü” ilan edilebilir...
* * *
Başbakan Erdoğan hemen hemen her konuşmasında birtakım tartışmalı icraatları “Milletim böyle istiyor” diye savunuyor ya... O an konuşmayı izleyip de
“Yok canım, ben böyle bir şey istemiyorum” diyen vatandaşlar kendilerinin milletten koparıldığı
hissine kapılıyorlar mıdır acaba...
Haldun Ertem
Mahpus gazeteciler
Başbakan Erdoğan dün partisinin il başkanları toplantısında cezaevlerindeki gazetecilerle ilgili ağır suçlamalarda bulundu, sadece 6’sının basın kartının bulunduğunu ve gazeteci olduğunu bildirdi. Oysa gazeteci sıfatı basın kartıyla belirlenmiyor. Bir gazeteden maaş alan, meslek olarak gazeteciliği benimsemiş kişi gazeteci sayılıyor...
Çağdaş Gazeteciler Derneği diyor ki:
“Başbakan bu konuşmasında, medya mensupları ile ilgili görülmekte olan davalar hakkında siyasi değerlendirmelerde bulunarak yargıyı etkilemekte, yasalara aykırı davranmaktadır.”
Aslında Başbakan’ın muhatapları hapisteki gazeteciler. Ama onlar yanıt verme hakkına sahip değiller... Onlara karşı bir de böylesi adaletsizlik sergileniyor...
Ekolojik ayak izi
“Ekolojik ayak izi” hayatımıza yeni giren bir kavram... Yaptığımız tüketimin doğal kaynaklar üzerindeki etkisini ifade ediyor. Acaba ne kadar doğal kaynak tüketiyoruz? Dünya nimetlerinin ne kadarını kendimize ayırıyoruz? Hakkımızdan fazlasına mı el koyuyoruz? Dünya doğası bu tüketim hızına dayanır mı? Doğal kaynakları nasıl daha ekonomik kullanabiliriz? Nasıl gelecek kuşaklara da yaşanabilir bir dünya bırakabiliriz?
Benden sonrası tufan, diye düşünmeyen herkes elbet bu sorulara kafa yoracaktır...
Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı WWF’nin Türkiye kolu olan “WWF - Türkiye” bu konuyla doğrudan ilgileniyor. Başkanlığını bankacılıktan tanıdığımız Uğur Bayar’ın yaptığı WWF Türkiye, “Küresel Ayak İzi Ağı” ile işbirliği yaparak Türkiye’nin Ekolojik Ayak İzi Raporu’nu hazırladı. Sonuç:
“Türkiye’nin tüketim düzeyi, dünya genelinde kişi başına düşen doğal kaynak kapasitesinin yüzde 50 üzerinde...”
Yani... Dünyada bize düşen doğal kaynaklardan yüzde 50 fazlasını tüketiyoruz...
Rapor önceki gün SALT Galata’da düzenlenen konferansta açıklandı. Küresel Ayak İzi Ağı Başkanı Mathis Wackernagel de konuşmacıydı toplantıda... Toplumların küresel kaynakları kullanmaktaki sorumluluğunu anımsattı.
Bu konularda daha geniş bilgiyi www.wwf.org.tr adresinde bulabilirsiniz...
Bu internet sitesinde kişi olarak ekolojik ayak izinizi, yani, dünya kaynaklarına verdiğiniz yükü ölçen bir test de yer alıyor. Doğal kaynakları korumak, üzerindeki yükü azaltmak için ne yapabiliriz... Önlemleri sözü geçen sitede bulabilirsiniz...
Bu çabaları için WWF - Türkiye’ye ve özenli konferansı düzenleyen iletişim ekibine teşekkürler.
Cuma ertesi...
Enerji Bakanı Taner Yıldız’da fazla enerji var. Bir türlü atamıyor. O yüzden teklif üstüne teklif getiriyor.
Son teklifi, “Memurlar cumartesi de çalışsın, eskiden çalışıyorlardı…”
Dünyada çalışanların mesaisi kısaltılırken bizimkiler uzatmaya çalışıyor.
Verilen hakkı geri alacaklar şimdi de…
Bakan Bey bazı ülkeleri örnek gösteriyor…
İyi de neden hep kötü örneklere bakıyor…
Memurlar için neden Hakan Şükür modelini düşünmüyor mesela!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları