Tarih:
01.03.2016
Struma anıldı!
Melih Aşık; Struma faciası 24 Şubat Çarşamba günü İstanbul Sarayburnu’nda denize bırakılan çelenklerle anıldı. Geçen yıl anma törenini Kültür Bakanlığı düzenlemişti, bu yıl Yahudi Cemaati’nin işbirliğiyle İstanbul Valiliği düzenledi.
Struma faciası 24 Şubat Çarşamba günü İstanbul Sarayburnu’nda denize bırakılan çelenklerle anıldı. Geçen yıl anma törenini Kültür Bakanlığı düzenlemişti, bu yıl Yahudi Cemaati’nin işbirliğiyle İstanbul Valiliği düzenledi.Almanlardan kaçan 768 Yahudi’yi taşıyan “Struma” gemisi, İstanbul’a geldiğinde, motoru bozulmuş, Sarayburnu’nda demirlemişti. 70 gün limanda kaldı. Almanlar yolcular boşaltılmasın diye gemide dizanteri salgını var söylentisi çıkartmıştı. İngilizler, ellerindeki Filistin’e daha fazla Yahudi gelmesini istemediği için Türkiye’nin de geminin seyrine izin vermesini istemiyordu. Romenler Yahudileri geri almıyordu. Türkiye’de Refik Saydam hükümeti İngiliz ve Almanlardan gelen baskılar sonucu tarafsızlık görüntüsünü bozmamak için Yahudileri almıyordu.
Struma 23 Şubat 1942 günü limandan alınıp Karadeniz’e çekildi. Ve 24 Şubat 1942 tarihinde, bir Sovyet denizaltısı tarafından torpillenerek batırıldı.
Bu trajik olayın sorumluları Almanya, Romanya, Türkiye, İngiltere ve Rusya idi. Türkiye iki yıldır geçmişle yüzleşiyor, Struma faciasını anıyor. Peki bu olayda en büyük sorumluluk sahibi sayılan İngiltere de geçmişle yüzleşiyor, ölüme gönderdiği insanları anıyor mu?
Ne gezer? Geçen haftaki anma törenine bütün konsoloslar davetliydi. Struma faciasının baş sorumlusu sayılabilecek İngiltere bir temsilci dahi göndermedi. Sorumluluktan kaçtı.
Sur’a yürüyüş...
HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır halkına çağrıda bulunuyor:
“3 aydır şehrin ortasında 24 saat bir savaş yürütülmesini olağan bir durum olarak görmüyoruz. Tüm Diyarbakır halkı Sur’daki ablukanın kalkması için ayakta olmalıdır. Çarşamba saat 16.00’da herkes bulunduğu yerden Sur’a doğru yürümelidir. Mahalle ve ilçelerden bu demokratik bir haktır. Tek bir insanın canına, malına zarar vermeden zarar gelmesine müsamaha etmeden bu demokratik hakkımızı kullanacağız. Halkımızdan ricamız kararlı ve ısrarlı olunmalıdır. Abluka da kalkmadan geri adım atmayacağız demelidir herkes. Bütün STK, meslek örgütleri, işçi, esnaf örgütleri ve kentimizdeki bütün derneklere çağrımızdır.”
Güneydoğu’da ilçelerdeki sokak savaşları, halkın evlerini terketmesi, dönüşte evinin yerinde sadece bir enkaz bulması bütün milleti kaygılandırıyor, üzüyor.
Ne var ki bu savaş tek taraflı değil... Bu sözleri duyan zanneder ki, ordu ve polis ilçeyi kuşatmış halkı hapsetmiştir. Oysa bu ilçelerde hendeklere mevzilenmiş PKK’lılar var. Güvenlik güçleri hemen her gün şehit veriyor. Demirtaş’ın uzun demecini okuyoruz.. PKK’yı yönelik en küçük bir çağrı yok. Sanki PKK diye bir örgüt ve onun silahlı adamları yok siperlerde. Bu tavır ne barışa hizmet ediyor ne yöre halkına yarar sağlıyor. Acaba kendileri Kandil’e de bir çağrıda bulunmayı düşünmez mi?
KAYGI
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afrika gezisine çıkarken gündemin ortasına attığı:
“Anayasa Mahkemesi’nin kararını kabul etmek durumunda değilim. Verdiği karara uymuyorum, saygı da duymuyorum” sözleri hukuk açısından elbet tartışmalı. Çünkü Anayasa Mahkemesi kararları bağlayıcıdır. Ancak demecin siyasi sonuçları da önemli... Cumhurbaşkanı-
nın sözleri AKP’nin daha demokratik bir anayasa yapacağı iddialarını boşa çıkarıyor. Diğer üç partinin kuşkularını güçlendiriyor.
Eğer Anayasa’ya uyulmayacaksa yenisini yapmaya da elbet gerek yok.
Bu arada Cumhurbaşkanı, o sözleriyle, tasarladığı Türk Tipi Başkanlık sistemi konusunda da fikir verdi!
Suudi Arabistan’da ‘Kadın insan mıdır?’ konulu seminer düzenlenmiş.
Kadına 2016 yılında hâlâ “köle” gözüyle bakanlar insan mıdır?
Akif Kökçe
AYİN
Avustralya, Güney Çin Denizi’ndeki gerilim yüzünden askeri harcamalarını büyük ölçüde artırıyor. Avustralya Hükümeti önceki gün 12 yeni denizaltı, 12 devriye gemisi ve 9 muhrip satın alınacağını açıkladı.
Avustralyalı gençler her yıl nisan ayında gelir, Çanakkale’de savaşmış atalarını anar, barış ayini yaparlar.
Sanırsınız ki Avustralya barışçı bir ülkedir.
Hayır, her daim ABD’nin peşinden koşan yedek savaşçıdır.
Çanakkale’deki barış ayinleri mi? Onlar savaşta ölenlere saygı gösterisi olup genç nesilleri savaşa cesaretlendirme kampanyasıdır.
* “Ülkenin Cumhurbaşkan’ı bir yargı kararı için katılmıyorum ama saygı duyuyorum, dediği zaman o ülkede demokrasiden söz edilebilir.”
Mehmet İlden
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları