Tarih:
29.06.2014
Tatile çıkarken
Melih Aşık; Ve bir tatil yolculuğunu düşlerken... Ünlü Fransız düşünce adamı Montaigne’in kuralları özleme dönüşüyor içimizde...
Yarından itibaren izne çıkmayı... Ve bir tatil yolculuğunu düşlerken... Ünlü Fransız düşünce adamı Montaigne’in kuralları özleme dönüşüyor içimizde... Stefan Zweig onu şöyle anlatır:“Montaigne kendini özgür kılmak için yolculuğa çıkmıştır; bütün yolculuk boyunca da özgürlük örneği verir... Hep burnunun gösterdiği yöne gider. Herhangi bir plan yapmaz. Gideceği yer yolun uzadığı ve keyfinin istediği yerdir. Başka deyişle yolculuk etmemekte kendini bir yolculuğun akışına bırakmaktadır. Bir hafta sonra nereye gitmek isteyeceğini bilmek istemez.
...Bağımsızlık Montaigne’de giderek bir tutkuya dönüşür. Kimi zaman yoldayken o yolun nereye götürdüğünü bilmek bile içinde hafif bir sıkıntıya yol açabilir:
‘Yolculuktan o kadar tat alıyordum ki, kalmayı planladığım bir yere yalnızca yaklaşmaktan bile nefret eder olmuştum...’
Montaigne bir yolculukta görülmeye değer yerler arama peşinde değildir; farklı olan her şey ona göre görülmeye değerdir, tersine herhangi bir yer çok ünlüyse eğer, Montaigne orayı görmekten kaçınmayı yeğler; çünkü orayı çok kişi görmüş ve anlatmıştır... Gideceği yer başka yerlerden ne kadar farklıysa o kadar iyidir.
...Bir kez köylerinin sınırları dışına çıktıktan sonra ne yapacaklarını şaşıran vatandaşlarının bu durumlarından ötürü utanç duyar. Montaigne yabancı diyarlarda yabancı olanı görmek istemektedir. Böylece Montaigne yeterince tanıdığı vatandaşlarından aslında kaçmak istemektedir. İstediği ön yargıya değil yargıya varabilmektir. Pek çok şeyi olduğu gibi nasıl yolculuk edilmesi gerektiğini de insan Montaigne’den öğrenebilir..”
Montaigne size uyuyor mu? Bundan mutlu olabilirsiniz...
Ne demiştik: Evet izin ricası...
Deve fıkrası...
Kufe’den bir Arap, devesiyle Şam’a gelir.
Şam sokaklarında dolaşırken biri ona yaklaşıp “O dişi deveyi bana ver” gibi tuhaf bir istekte bulunur. Tartışma büyür ve Kufe’den gelen adam,
“Bu deve benimdir, üstelik dişi değil erkektir” dese de bir türlü anlaşamazlar ve sorun Muaviye’ye yansır.
Halk meydanda toplanmıştır. Muaviye, Kufe’den gelen yabancı ile onun devesine sahip çıkan Şamlıyı dinledikten sonra kararını açıklar:
- Bu dişi deve Şamlınındır!
Sonra meydanı dolduran kalabalığa dönüp sorar:
- Ey ahali, bu dişi deve kimindir?
Kalabalık hep birlikte bağırır:
- Şamlınındır!
Gördükleri karşısında şaşkınlıktan ağzı açık kalan Kufeli, haksızca elinden alınan devesinin ardından bakarken, Muaviye onu yanına çağırır:
- Ey Kufeli dinle! Sen de ben de biliyoruz ki bu deve senindir ve dişi değil, erkektir. Ama sen Kufe’ye dönünce gördüklerini Ali’ye anlat ve de ki: “Ey Ali, Muaviye’nin dişi deveyi erkekten ayırt edemeyen, o ne derse evet diyen 10 bin adamı var! Ayağını denk al!”
Biat ordusuna sahip liderlerden korkun!
SİCİL
Son dönemde yazılan kitaplar içinde en çarpıcı olanı kuşkusuz Soner Yalçın’ın Kayıp Sicil’i... Başbakan Erdoğan’ın sicilini çıkaran kitap baştan sona bir polisiye roman gibi okunuyor. Bir gazeteci iseniz elbet Soner’in bu kadar bilgiyi derleme yöntemini merak ve gıpta ile izliyorsunuz... Başbakan’ın adının karıştığı yolsuzluklar, çevresindeki hortumcu işadamları, seçim kazanma taktikleri, gafları, ayrıca dönek gazeteciler, naylon aydınlar, tekmili birden kitapta... Erdoğan’ın favori küfürleri sıralanırken biri dikkatimizi çekti:
“Sana üç nokta koyarım”
Kitap da üç nokta ile bitiyor.
* * *
Arif Keskiner not göndermiş:
“1 Temmuz 2014 Salı günü, saat 19:oo’ da, Bodrum Torba Sanatevi’nde kokteylli bir imza günü ve söyleşim var. Söyleşi ‘Binbir Renk Binbir Çiçek - Yaşar Kemal’li Anılar’ adlı kitabım üzerine olacaktır.”
RÜCU
Sen benim gözümde bir rivayettin.
İlk değil alçağı yüksek görüşüm.
Sanma ki sen bana ihanet ettin.
O senin aslına rücu edişin.
Gün olur kediye düldül derim ben.
Gün olur baykuşa bülbül derim ben.
Tedirgin etse de gerçek ötüşün.
O senin aslına rücu edişin.
Caymadım cüceyi yüce görmekten.
Caymadım cahile cüret vermekten.
Gözümden düşse de hal ve gidişin.
O senin aslına rücu edişin.
İlk defa vurmadım başımı taşa.
Yanıla yakıla geldim bu yaşa.
Sanma ki sen beni aldattın hâşâ.
Çoktandır başladı bende bitişin.
O senin aslına rücu edişin.
Oyun bitti bu son perde son gala
Güçlü olsan başarırdın pekâlâ
Aslan rolü yakışmıyor çakala
Bırak da kendine gelsin gidişin.
O senin aslına rücu edişin...
Cemal Safi
ÇİÇEK
Meclis çalışanlarının Ankara Ulus’ta eş ve yakınları üzerine lokanta açtıklarını... Meclis’te artan yemekleri bu lokantaya aktardıklarını yazmış, Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in bu konudaki tavrını sorgulamıştık. Cemil Çiçek, Mahmut Tanal’ın önergesiyle ilgili derhal inceleme ve soruşturma emri verdiğini açıkladı. Sonucu bekliyoruz...
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları