Tarih:
25.03.2016
Tecavüzün ortakları
Melih Aşık; Bursa Milletvekili Lale Karabıyık; Oysa dosyalarda çocukların ifadesi var; KAİMDER’e ait olduğunu, Ensar Vakfına ait olduğunu çocuklar kendi ağızlarından vurguluyorlar.
Çocuklara tecavüz olayını araştırmak için CHP’nin Karaman’a gönderdiği heyette yer alan Bursa Milletvekili Lale Karabıyık anlatıyor:“Söz konusu suçlu şahıs 2 ayrı evde iki yıl süreyle bu suçları işliyor, bir evden diğerine çocukları sürekli getirip götürüyor, bu çocukları gezilere de götürüyor.
Yasa diyor ki; tüzel kişilikler ve şahıslar asla ilkokul ve ortaokul seviyesinde yurtlar ya da bu tür evler açamazlar. Yani bu evin veya yurdun, adına ne isim veriyorsanız, açılması illegaldir arkadaşlar, illegal olduğu için de denetimleri mümkün değildir...
Biz, Karaman’da Sayın Valiyle, Savcıyla ve Millî Eğitim Müdürüyle görüştük, kime ait olduğu konusunda hiçbir ipucu vermiyorlardı. Oysa dosyalarda çocukların ifadesi var; KAİMDER’e ait olduğunu, Ensar Vakfına ait olduğunu çocuklar kendi ağızlarından vurguluyorlar.”
-
Olayı gizlemek ve Ensar Vakfı’nı işin içinden sıyırmak için muazzam bir çaba var. Aile Bakanı sözü “Bir defadan bir şey olmaz”a getirerek vakfı korumaya aldı. AKP grubu Meclis’te bu konuda araştırma komisyonu kurulmasına uzun süre direndi. İslamcı parti, dindar kadro vs. görüntüsü altında hangi ahlak dışı gelişmelerin yaşandığını gizlemek için bütün bu çabalar. Tecavüz, yolsuzluk, haksızlık, yalan, ne ararsanız var... Sadece görünmesinden korkuluyor!
İstismara devam!
Son zamanlarda gazetelerimizde en sık ve en çok yer alan üç haber türü nedir diye bir soru sorulsa, verilecek cevap bizce bellidir; terör, kadına şiddet ve çocuk istismarı haberleri.
Karaman’dakiyle aşağı yukarı aynı tarihlerde bir başka çocuk istismarı olayı da Ankara’nın Akyurt ilçesinde yaşanmış... Halk Eğitim Merkezi’ndeki görevli 32 yaşındaki Raşit Y. hakkında Kuran kursuna gönderilen 7 yaşındaki kız çocuğuna istismarda bulunduğu gerekçesiye dava açılmıştı.
İlk duruşması 10 Mayıs’ta görülecek davada 36.5 yıla kadar hapsi istenen Raşit Y. şu sıralar ne yapıyor derseniz... Hayır, hayır, ilk aklınıza geldiği gibi değil; hapiste günleri saymıyor. Ya ne mi yapıyor? Sıkı durun; aynı halk eğitim merkezinde, yine çocuklarla iç içe görevine devam ediyor. Yani minik kuzucuklar “kurt amca”larının emanetinde Kuran öğrenmeyi sürdürüyor. Ankara milletvekili Aylın Nazlıaka, bu inanılmaz olayı soru önergesiyle Meclis gündemine taşırken Başbakan Ahmet Davutoğlu’na şu soruları sordu;
-Hakkında bu kadar ağır iddialar bulunan ve yargılanan bir kişinin halen Kuran kursundaki görevine devam ettirilmesini hukuk ve ahlak açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Bu kişi benzeri bir suç daha işlerse bunun sorumlusu kim olacaktır?
Soruya muhatap görüş malum: Bir defadan bir şey olmaz, havasında...
SİNAN
Sinan Meydan benzeri az bulunur bir Cumhuriyet ve Atatürk araştırmacısı. Son dönemde çok sayıda kitap yazdı, Atatürk ve İnönü’ye atılan iftiraları belgelerle çürüttü.
Sinan Meydan son birkaç yıldır Bütün Dünya dergisinde yazıyordu.
Dergi, Sinan Meydan’ın işine bir mail notuyla son verdi. Genel Yayın Yönetmeni Mete Akyol, sebebi sorulduğunda “Ankara’dan istediler” dedi.
Sinan Meydan derginin son iki yazısını yayımlamaya korktuğunu öne sürüyor. Hürriyet, Ortadoğu’yu en iyi bilen gazetecilerden Fehim Taştekin’in işine son verdi. Değerli yazarları barındıran Radikal internet sitesi kapatılıyor. Bu üç olay arasındaki benzerlik mi? İktidarın yalanları önünde engel oluşturan uzman isimlerin ortadan kayboluyor olması...
Bir kereden bir şey olmuyorsa
bir kere özür dilsinler,
bir kere istifa etsinler…
-
Asker “çelik yelek ve miğfer” istiyor.
Duaya giden imamın kurşun geçirmez makam aracı var da,
çatışmaya giden askerin çelik yeleği yok demek!
Akif Kökçe
500
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Tiflis’te yapılan Göç ve Mülteciler Komisyonu toplantısında, geçen hafta AB ile Türkiye arasında imzalanan göç anlaşmasını gündeme getirdi.
Anlaşmanın ahlaki olmamasının yanı sıra hukuki de olmadığını belirten Çakırözer, Türkiye’deki yasal mevzuatın ‘güvenli üçüncü ülke’ statüsüne uygun olmadığını vurguladı.
Çakırözer, mültecileri Türkiye’ye geri gönderme formülü yerine, Avrupa ülkelerinin mülteci kotaları belirleyebileceğini belirterek şöyle devam etti:
“Avrupa’nın nüfusu 500 milyon. Her ülke nüfusunun yüzde biri kadarını kabul etse, bu mesele tamamen biter. Mülteciler Ege’de boğulma tehlikesinden uzaklaşır.”
Melih Aşık - Millyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları