Tarih:
23.09.2014
Telefonun şarjı
Melih Aşık; IŞİD telefonu bir türlü bulamıyor. Ve rehineler her gittikleri yerde priz bulup telefonu şarj edebiliyor!
Rehineler senaryosu kabaca aydınlandı sanırız... IŞİD Musul’u işgal ederken Ankara ve Başkonsolos Bey “İSİS’in Türk Konsolosluğu’na dokunmayacağı” konusunda göruş birliğine varıyor. Ankara’ya göre onlar iyi çocuklardır. Ne var IŞİD de akıllı.. Şunları rehin alalım takas kozu olarak kullanırız, diyorlar. Diplomatik pazarlık başlıyor. Takas gerçekleşiyor. Rehinelerle kimler takas edildi. Niğde’de jandarma öldürenler mi, İstanbul’u 2003’te kana bulayan Luis Sakka mı, hepsi mi? Şimdilik bilinmiyor. Ve mutlu son... Rehineler geliyor. Cumhurbaşkanı Çankaya’da onları kabulünde: “Ağzınızı sıkı tutun” talimatı veriyor.Senaryoda en ilginç bölüm telefon olayı... Başkonsolos’un cep telefonu 101 gün boyunca açık. Günde en az bir veya birkaç kez Ankara ile konuşuyor. IŞİD telefonu bir türlü bulamıyor. Ve rehineler her gittikleri yerde priz bulup telefonu şarj edebiliyor!
***
Rehinelerin teslimindeki zamanlamaya bakılırsa... Diplomatik görüşmelerde Ankara’nın IŞİD’e koalisyonda yer almayacağına ilişkin söz vermiş olması büyük ihtimal.
Batı artık - Rehineler serbest bırakıldığına göre koalisyonda yer almanıza engel kalmadı- diyerek daha fazla baskı yapacaktır. Koalisyona girersek bu defa IŞİD azacak...
Esad’ı devirme hayaline kapılmak.. Türkiye’yi ilgilendirmeyen bir maceraya ülkeyi ortak etmek... Ortadoğu bataklığına dalmak... Başkonsolosluğu kaptırmak... Hepsi birer büyük hata idi... Ülkenin yarınları düne göre daha büyük tehlike altındadır...
Ortadoğululaşmak
ABD neden El Nusra, El kaide gibi terör örgütlerini bıraktı da sadece IŞİD’e karşı savaşa hazırlanıyor?
Batılı gözlemciler ABD’nin esas hedefinin terör örgütleri değil Esad olduğunu, IŞİD üzeriden Esad’ı vurmaya çalışacağını söylüyor, durumu böyle izah ediyorlar.
Ancak ABD Suriye’ye yönelik yeterli destek bulamıyor. Fransa ve Avustralya destek veriyor ama Suriye’ye yönelik saldırıya yanaşmıyor. Büyükelçi Onur Öymen:
- ABD sanıyorum Ankara’dan ilk elde İncirlik’i Suriye’ye karşı saldırıda kullanma izni isteyecektir, diyor.
***
Türkiye’yi Ortadoğu ülkesi yapmak...
Ve Ortadoğu’da Batı’nın çıkarları için kullanmak. ABD’nin yıllardır hayali buydu. Cumhuriyet hükümetleri bu oyuna gelmediler. Turgut Özal döneminde
bunu denediler. Türkiye’yi Irak’a sokmak istediler. Ancak Özal‘ın “aktif politika”sına TSK ve CHP hatta Başbakan Yıldırım Akbulut karşı durdu. AKP o “aktif politika” tuzağına girdi. Türkiye’yi bu kafayla Avrupa’dan uzaklaştırıp Ortadoğu bataklığına soktular. Sadece dış politikada değil. İç politikada da yöneliş o tarafa... Orta ve lise eğitimindeki Araplaştırma
ve dinselleşmeye bakmak bunu
anlamak için yeterli...
Atatürk Arap ve İslam dünyasının başının dertten kurtulamayacağını görmüş, laik Cumhuriyet’i kurmuş, ülkenin rotasını Batı’ya çevirmişti. Cumhuriyet hükümetleri Ortadoğu’dan hep uzak durdu. Bizim için Ortadoğu’da istikbal olmadığını yıllar önce görmüştük. Cumhuriyet aklını ve vizyonunu terk etmek bize pahalıya patlıyor.
BORDO
Vatan’ın dün manşetten verdiği habere göre... Musul baskını uyarı olmuş! Başbakan Ahmet Davutoğlu, Irak gibi riskli ülkelerde bulunan temsilciliklerin “Bordo bereli askerlerce korunması için” talimat vermiş.
Eee, hani Musul baskınında özel harekatçılar IŞİD’e karşı direnmeyin talimatı aldıkları için direnmemişlerdi. Demek ki koruma kadrosu beklenen görevi yapmamış. Kimi söylentilere göre konsolosluğa özel harekâtçı diye emekliliği gelmiş polisler gönderilmiş. Rehineler uçaktan inerken de dikkat ettik öyle iri kıyım, özel harekâtçı tipli birileri pek yoktu görünürde. Özetle, orada da torpil çalışmış... Güvenlik torpile emanet edilmiş!
IŞİD, rehinelere “Sizin yöneticileriniz kâfir” demiş.
Yobazlığın sonu yok! Burada “İslamcı” geçinenler, orada “kâfir” sayılıyor...
***
İktidar “IŞİD’le maddi pazarlık yok, diplomatik pazarlık var” diyor! Terör örgütüyle diplomatik görüşmeler yapmak, fidye vermekten daha acı değil mi?
Akif Kökçe
KÖSTEK
Bir yandan Kobani’den Türkiye’ye göç sürüyor bir yandan PKK’liler öncülüğünde gruplar askerimize saldırıyor, fotoğraflarda görüldüğü kadarıyla askerlerimiz de kalkanları siper edip kendini korumaya çalışıyordu...
Ne mi istiyorlardı? Sınır kendilerine açılsın... Onlar da karşıdaki Kobani’ye gidip, IŞİD kuşatması altındaki Kürt kardeşlerine destek versinler...
Peki, bu insanlar isteseler başka yerlerden rahatça sınırı geçemezler mi? Her zaman geçmiyorlar mı?
Sınırı geçmek isteyenlerin sayıları ne? Yaklaşık bin kişi. Peki T.C’ ye yönelik en küçük bir protesto eyleminde, sokaklara dökülen on binler, yüz binler nerede? Yardıma giden neden sadece bin kişi? Gelin de sormayın...
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları