Tarih:
07.06.2013
Tramvayın vitesi
Melih Aşık, ''Hatta Pınar Öğünç’ün tweetine bakarsanız; ‘Her şey Rennie - Talcid - Gaviscon üreticilerinin tertibi’ de olabilir.''
Eylemleri kim tahrik ediyor.. CHP, İP, DHKP, TGB, CİA, MOSSAD, Seferberlik Tetkik Kurulu...Hatta Pınar Öğünç’ün tweetine bakarsanız; ‘Her şey Rennie - Talcid - Gaviscon üreticilerinin tertibi’ de olabilir. Oysa Bilgi Üniversitesinde yapılan ankette gençlerin protestosunun kaynağı yüzde 91 oranında şöyle tanımlanıyor:
“Başbakan’ın otoriter tavırları, polisin protestoculara uyguladığı orantısız güç, demokratik haklarının ihlal edildiğini düşünmeleri”
Çukurova Öğretim Elemanları Derneği diyor ki:
“Halkın kendini ifade edebileceği hiçbir yasal zeminin bırakılmaması ve medyanın susturulması, gençleri bir sıkışmışlık duygusu içine hapsetmektedir.”
ABD neden hükümeti frenlemeye çalışıyor. Çünkü böyle giderse Türkiye’yi kaybedeceğinden korkuyor. Cümle alem Erdoğan’ın vitesi küçültmesini bekliyor.
Ancak üstad hiç o havada görünmüyor. Onur Öymen diyor ki:
- Tayyip Bey demokrasiyi tramvaya benzetmişti. Tramvayın geri vitesi yoktur...
Gelecek o yüzden ürküntü veriyor...
Demokrasi liginde...
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Amerikan Dışişleri Bakanı Kerry’ye telefon ederek son eylemlerle ilgili olarak yapılan eleştirilere karşı çıkmış ve “Türkiye ikinci sınıf bir demokrasi değildir” demiş.
Doğru, maalesef Türkiye üçüncü sınıf demokrasi sayılıyor...
Dünya ülkeleri dört sınıfa ayrılıyor: Birinci sırada Tam Demokratik Ülkeler var. Burada 24 ülke yer alıyor. Biz yokuz.
İkinci sırada Arızalı Demokrasiler var. Bu kategoride 54 ülke yer alıyor. Maalesef Türkiye burada da yok.
Üçüncü kategoride Demokrasiyle Otoriter Ülkeler Arasındaki Karma (Hybrid) Ülkeler var. Türkiye, diğer 36 ülkeyle birlikte bu kategoriye girebilmiş. Son sırada da tam otoriter ülkeler yer alıyor. Uluslararası siyasi değerlendirme kuruluşları Türkiye’yi genelde 80’inci sıranın ötesine yerleştiriyor...
***
Yabancı basında Türkiye’deki son olaylar irdelenirken gelir adaletsizliği de rahatsızlık faktörlerinden biri sayılıyor.
Bunlara ek olarak... İnsan hakları, özgürlükler, basın özgürlüğü, kadın-erkek eşitliği, yargı bağımsızlığı gibi alanlarda da son sıralarda bulunup huzurlu yaşamak mümkün mü?
Rüzgâr
Dünkü Resmi Gazete’den:
“3. Boğaz Köprüsü komple aerolastik rüzgâr modeli testlerine katılmak üzere 6 Haziran’da İtalya’ya gidecek olan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın dönüşüne kadar yerine......”
Kemal Danacı diyor ki:
- Tamamen teknik bir konuda, uzmanlar (mühendis, teknisyen vs...) tarafından yapılması gereken testlere Sayın Bakan’ın neden katıldığını anlayamadım doğrusu...
Danacı ekliyor:
- Eğer amaç rüzgâra dayanıklılık ölçümü ise Sayın Bakan Kızılay veya Taksim’e çıkabilirdi... Bakalım o rüzgârın önünde durabiliyor mu?
İktidarın halka karşı kullandığı gazın miktarına bakılırsa boru hatlarından ülkemize “doğalgaz” değil, “biber gazı” geliyor...
***
İktidar “Protestoları tadında bırakın” diyor. Yani!
Yediğiniz cop, tekme, çivili sopa, tazyikli su, gaz bombalarının tadı damağımızdayken bırakın...
Akif Kökçe
TDK
Türk Dil Kurumu, Başbakan’la uyum sağlamak ve hakareti hafifletmek için “Çapulcu’nun anlamını değişitirdi” deniliyordu...
Türk Dil Kurumu sözlüğünde çapul ve çapulcu şöyle tanımlanıyor:
Çapul: Yağma, talan...
Çapulcu: Talancı yağmacı...
İnternette Türk Dil Kurumu web sayfasına göz attık. Şimdiki tanım şöyle:
Çapulcu: Düzene aykırı davranışlarda bulunan, düzeni bozan...
Yağmalamak ile düzene aykırı davranmak arasında benzerlik var mı?
Başbakan’ın bir deyimi yanlış kullandığı anlaşılmasın diye bir kalemde dili değiştiriyorlar...
Böyle yağcılık görülmüş şey değil...
Melih Aşık - Milliyet
“Başbakan’ın otoriter tavırları, polisin protestoculara uyguladığı orantısız güç, demokratik haklarının ihlal edildiğini düşünmeleri”
Çukurova Öğretim Elemanları Derneği diyor ki:
“Halkın kendini ifade edebileceği hiçbir yasal zeminin bırakılmaması ve medyanın susturulması, gençleri bir sıkışmışlık duygusu içine hapsetmektedir.”
ABD neden hükümeti frenlemeye çalışıyor. Çünkü böyle giderse Türkiye’yi kaybedeceğinden korkuyor. Cümle alem Erdoğan’ın vitesi küçültmesini bekliyor.
Ancak üstad hiç o havada görünmüyor. Onur Öymen diyor ki:
- Tayyip Bey demokrasiyi tramvaya benzetmişti. Tramvayın geri vitesi yoktur...
Gelecek o yüzden ürküntü veriyor...
Demokrasi liginde...
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Amerikan Dışişleri Bakanı Kerry’ye telefon ederek son eylemlerle ilgili olarak yapılan eleştirilere karşı çıkmış ve “Türkiye ikinci sınıf bir demokrasi değildir” demiş.
Doğru, maalesef Türkiye üçüncü sınıf demokrasi sayılıyor...
Dünya ülkeleri dört sınıfa ayrılıyor: Birinci sırada Tam Demokratik Ülkeler var. Burada 24 ülke yer alıyor. Biz yokuz.
İkinci sırada Arızalı Demokrasiler var. Bu kategoride 54 ülke yer alıyor. Maalesef Türkiye burada da yok.
Üçüncü kategoride Demokrasiyle Otoriter Ülkeler Arasındaki Karma (Hybrid) Ülkeler var. Türkiye, diğer 36 ülkeyle birlikte bu kategoriye girebilmiş. Son sırada da tam otoriter ülkeler yer alıyor. Uluslararası siyasi değerlendirme kuruluşları Türkiye’yi genelde 80’inci sıranın ötesine yerleştiriyor...
***
Yabancı basında Türkiye’deki son olaylar irdelenirken gelir adaletsizliği de rahatsızlık faktörlerinden biri sayılıyor.
OECD raporlarına göre Türkiye gelir adaletsizliğinde Meksika’dan sonra en adaletsiz ülke. Gençler arasındaki işsizlik yönünden de en öndeyiz.
Bunlara ek olarak... İnsan hakları, özgürlükler, basın özgürlüğü, kadın-erkek eşitliği, yargı bağımsızlığı gibi alanlarda da son sıralarda bulunup huzurlu yaşamak mümkün mü?
Rüzgâr
Dünkü Resmi Gazete’den:
“3. Boğaz Köprüsü komple aerolastik rüzgâr modeli testlerine katılmak üzere 6 Haziran’da İtalya’ya gidecek olan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın dönüşüne kadar yerine......”
Kemal Danacı diyor ki:
- Tamamen teknik bir konuda, uzmanlar (mühendis, teknisyen vs...) tarafından yapılması gereken testlere Sayın Bakan’ın neden katıldığını anlayamadım doğrusu...
Danacı ekliyor:
- Eğer amaç rüzgâra dayanıklılık ölçümü ise Sayın Bakan Kızılay veya Taksim’e çıkabilirdi... Bakalım o rüzgârın önünde durabiliyor mu?
İktidarın halka karşı kullandığı gazın miktarına bakılırsa boru hatlarından ülkemize “doğalgaz” değil, “biber gazı” geliyor...
***
İktidar “Protestoları tadında bırakın” diyor. Yani!
Yediğiniz cop, tekme, çivili sopa, tazyikli su, gaz bombalarının tadı damağımızdayken bırakın...
Akif Kökçe
TDK
Türk Dil Kurumu, Başbakan’la uyum sağlamak ve hakareti hafifletmek için “Çapulcu’nun anlamını değişitirdi” deniliyordu...
Pek inanasımız gelmemişti. Ancak doğruymuş...
Türk Dil Kurumu sözlüğünde çapul ve çapulcu şöyle tanımlanıyor:
Çapul: Yağma, talan...
Çapulcu: Talancı yağmacı...
İnternette Türk Dil Kurumu web sayfasına göz attık. Şimdiki tanım şöyle:
Çapulcu: Düzene aykırı davranışlarda bulunan, düzeni bozan...
Yağmalamak ile düzene aykırı davranmak arasında benzerlik var mı?
Başbakan’ın bir deyimi yanlış kullandığı anlaşılmasın diye bir kalemde dili değiştiriyorlar...
Böyle yağcılık görülmüş şey değil...
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları