Tarih:
14.01.2014
Üçüncü haram!
Melih Aşık, Çünkü acemi hırsızlar yakalandı, büyükleri yakalatmamak için getirdiniz.
Bu teklifi niye getirdiniz biliyor musunuz ey AKP’liler!Çünkü acemi hırsızlar yakalandı, büyükleri yakalatmamak için getirdiniz.
Her şey aydınlansın diyorsunuz, elektrikleri kesiyorsunuz...
Bütün pislikler temizlensin diyorsunuz, suları kesiyorsunuz.
Peygamber Efendimize göre haram iki türlüdür. Bir; yemek. İki; yedirmek.
Siz üçüncüsünü icat ettiniz; yiyenleri, yedirenleri yargıdan kaçırmak.
***
HSYK’de değişiklikler öngören teklifin görüşülmesi sırasında hep kavgalar yaşanmadı, bazan esprili konuşmalar da yapıldı. Yukardaki sözler de komisyonda CHP’li Ali Haydar Öner tarafından telaffuz edildi... İşte diğer atışmalardan örnekler:
Seyfettin Yılmaz (MHP Adana): Sayın Başkan burada asıl benim konuşmam, bana öncelik vermeniz lazım.
Başkan Ahmet İyimaya: O niye ki?
Başkan Ahmet İyimaya: O niye ki?
S. Yılmaz: Burayı orman kanunlarına göre yönetiyorsunuz. Ben de orman mühendisiyim.
***
Komisyon Başkanı Ahmet İyimaya: Size söz verdim mi de ayağa kalkıp konuşuyorsunuz Sayın Batum?
Komisyon Başkanı Ahmet İyimaya: Size söz verdim mi de ayağa kalkıp konuşuyorsunuz Sayın Batum?
Süheyl Batum: Eee, ver o zaman.
***
Kamer Genç: Bu nasıl hitap Sayın Başkan. AKP’li Grup Başkanvekili’ne Ahmetçiğim diye hitap ediyorsun.
Başkan Ahmet İyimaya: O hitap samimiyetimden Kamer Bey. İstersen sana da Kamerciğim diyeyim.
Kamer Genç: İstemez, deme.
Oh Meclis çalıştı!
Oh Meclis çalıştı!
Halkın acil ihtiyaçlarına ilişkin bir kanun söz konusu olsa... Meclis’e gelmesi, komisyonlarda görüşülmesi, Genel Kurul’a inmesi, gündeme girmesi, görüşülmesi, onaylanması, Resmi Gazete’de yayımlanması... En az bir - iki yılı bulur... Fakat görüyorsunuz... Halkın değil AKP’nin acil ihtiyacı söz konusu olunca bir kanun bütün çalışmaların önüne geçiveriyor...
Gece gündüz görüşülebiliyor. Nedir aciliyeti? Yargının cemaatin elinden kurtarılması... Bakan çocuklarına hatta Başbakan’ın oğluna kadar gelen soruşturmanın önlenmesi... Rüşvet ve yolsuzluğun üstünün örtülmesi... Bu Meclis kimin meclisi? Halkın mı? Hadi canım...
***
Kimi CHP milletvekilleri hafta sonunu dinlenerek geçirirken kimileri Komisyon salonunu adeta mesken tuttu. Gerektiğinde konuşarak, gerektiğinde tartışarak hatta zaman zaman kavgalara karışarak teklifin tek bir satırının kendilerinden habersiz geçmemesi için yoğun mücadele verdiler, veriyorlar. Bu gizli kahramanlardan gözümüze ilişenlerin hakkını verelim:
Engin Altay, Ali İhsan Köktürk, Ali Rıza Öztürk, Süheyl Batum, Levent Gök, Ali Haydar Öner, Kemal Değirmendereli, Kamer Genç, İsa Gök, Ömer Süha Aldan, Mehmet Haberal, Turgut Dibek, Aykut Erdoğdu, Uğur Bayraktutan, Emre Köprülü, Hüseyin Aygün, Mahmut Tanal, Atilla Kart, Ali Serindağ, İzzet Çetin.
ONAT
ONAT
Onat Kutlar’ın 19. ölüm yıldönümünde... Zeynep Oral Cumhuriyet’teki köşesinden ona ne güzel sesleniyor:
Sevgili Onat,
Bugünlerde aramızda olsaydın, şimdi şaşkın şaşkın, “aaa, meğer neler oluyormuş” havasında dolanan aydınlara kim bilir neler söylerdin. Şimdiye dek soyulduğumuzu yeni fark edenlere;
Memlekette satılmadık kurum ve yer kalmadığını yeni öğrenenlere;
“Ilımlı İslam bal gibi demokratik olabilir” diyenlere;
“Meğer o mahkemelerde ne ipe sapa gelmez yanlışlar yapılmış” diye yeni yeni “uyananlara”;
“Ama bunlar bizi AB’ye sokacaklardı” diye inananlara;
“Bunlar dindar insanlar, hırsızlık yapmaz, yalan söylemez” diye belleyenlere;
“Atatürk diktatördü... Erdoğan demokrat...” diyen gözünü hırs bürümüş cahillere...
“Entelektüel” görünme gereği Tayyip ya da Cemaat baskısını yok sayan kafası karışık cahillere, kim bilir neler söyler ve yazardın...
Sağlam irade, sağlam ayakkabı kutusunda bulunur...
Sağlam irade, sağlam ayakkabı kutusunda bulunur...
***
17 Aralık süreci bir kez daha gösterdi ki; ülkemizde yıllardır temel çatışma “hırsızlığa karşı olanlarla - yandaş olanlar” arasındadır...
Akif Kökçe
SİVAS!
Akif Kökçe
SİVAS!
CHP Sivas belediye başkan adayı Prof. Gülümser Heper seçim bölgesinde dolaşırken 70 yaşlarında bir kadın yanına yanaştı.
- Yavrum, dedi; seninle şu köşede birazcık baş başa konuşsak...
Baş başa kaldıklarında Prof. Heper sordu.
- Hayırdır anneciğim, isteğin nedir?
Kadın, hafif mahcup konuştu:
- Sizin partinin gençlik kolları varmış... Genç genç çocuklar görev yaparmış orada.
- Evet var.
- Benim herif Tayyipçi. Hemen her gün bi bahane bulup beni dövüyo... Sizin şu gençlere söylesen de, benim herifi bi gün bi köşede kıstırıp şöyle bi güzel dövseler, diyom yavrucuğum, belki aklı başına geliverir..
Adı bizde saklı Tayyipçi amca, seni uyarıyoruz; eşini dövmekten derhal vazgeç... Yoksa...
Melih Aşık - Milliyet
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları